Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1807 E. 2020/738 K. 01.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1807
KARAR NO: 2020/738
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2017
NUMARASI: 2016/922 Esas 2017/1416 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/09/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki kapsamında davalının değişik zamanlarda mallar satın alarak bedellerini ödemekten kaçındığını, davalının müvekkiline olan 16.051,17-TL bakiye borcunun tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalı borçlunun itirazının iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı, ancak süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasında dava konusu mal satımından kaynaklı ticari ilişki mevcut olduğu, ödenmemiş borç tutarının ticari defterlerde kayıt altına alınan ve takip konusu yapılan 16.051,17 TL olduğu, davalının da duruşmada davacı şirket ile ticari alışverişinin bulunduğunu, ancak Mart ayına ait 3 adet faturanın eline ulaşmadığını, bu nedenle ödeme yapılmadığını beyan ettiği, davalının bakiye borcunun bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; müvekkilinin muhasebecisinin işi bırakması nedeniyle eski tarihli defterlerin bilirkişi incelemesinde hazır bulundurulamadığını, bu defterlere ulaşılması sonucu incelenerek ek rapor alınması talebinin mahkemece kabul edilmediğini, davacı şirket yetkilisine teslim edilen 07.07.2011 tarihli 10.000,00-TL’lik çekin davacı defterlerinde kaydına rastlanmadığından, bu hususta bankaya yazı yazılması istemi ve yemin tekliflerinin de mahkemece kabul edilmediğini, takibe konu 3 adet faturanın kendilerine ulaşmadığı belirtilmiş olmasına rağmen, işbu faturaların kime teslim edildiği araştırılmadan karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağa dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı, ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte, borcun varlığını inkar etmektedir. Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ticari defterlerine göre alacağın 16.051,17 TL olduğu, davalının ise ticari defterlerini inceleme için sunmadığı tespit edilmiştir. Dayanak faturalarda teslim alan imzası bulunmamakla birlikte; dosyaya delil olarak sunulmuş olan mail yazışmaları, imalat formları, davalının duruşmadaki sadece Mart ayı faturalarının kendilerine ulaşmadığı yönündeki beyan ve kabulü ile davalının dönem içi kısmi ödemeleri dikkate alındığında, fatura konusu malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekmektedir. Öte yandan mahkemece yargılama sırasında davalı tarafa inceleme için ticari defterlerini sunması konusunda yasal sonuçları hatırlatılarak ihtarat yapılmış olmasına rağmen ticari defterler hazır edilmemiş olmakla, davalı ticari defterlerine delil olarak dayanamaz. Davalı vekili son celsede davacıya ödeme kapsamında çek verildiğini savunarak yemin teklif etmiş ise de, bu deliller cevap süresinden sonra ileri sürülmekle davacının açık muvafakatı bulunmadığından savunmanın genişletilmesi niteliğinde olup, bu delillere dayanılması da mümkün değildir. Bu nedenle davalının ödeme iddiası kanıtlanamamıştır.Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olup davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.096,46- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 274,11- TL harcın mahsubu ile bakiye 822,35- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 28,00-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/09/2020