Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1805 E. 2020/869 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1805
KARAR NO : 2020/869
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2018
NUMARASI : 2014/954 Esas 2018/85 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı …’nin davacıdan alacağı olduğu iddiası ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ve haciz baskısı altında bahse konu borcunu tahsil ettiğini, müvekkilinin davalıya icra takiben konulan ve tahsil edilen meblağ kadar borcu bulunmadığını, davalı ile müvekkili arasındaki ticari ilişkinin mahiyetinin 21.220,00-TL olmasına rağmen davalı tarafın elinde bulundurduğu senetleri icraya koyarak müvekkilinden haksız olarak 12.500,00-TL tahsil ettiğini, tanzim edilen faturalarda müvekkilinin davalıya 21.220,00-TL dışında borcu bulunmadığını, bahse konu rakamın ödemesine ilişkin olarak banka ödeme bilgilerinin sunulduğunu, buna rağmen davalı tarafın kendine verilen senetleri takibe koyarak mükerrer tahsilat yaptığını beyan ile, müvekkilinin borcu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 12.500,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının müvekkiline olan senet borcunu ödemediğini, davacı vekilinin dosyaya sunduğu makbuzlara bakıldığında yapılan ödemelerin anılan senetlere mahsuben olduğuna dair hiçbir beyan ve bilgiye rastlanamayacağını, davacının davasını ispatlamasının gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında halen cari hesap ve ticari ilişkinin devam ettiğini, takibe konulan senetlerin tahsili konusunda da müvekkili şirket tarafından kendisine süre tanındığını ve ödeme konusunda da yardımcı olunarak hem taksitler halinde ödeme alındığını, hemde bir kısım harcamalar ve alacaklar kendisinden alınmayarak uygun bir miktarda anlaşmaya varıldığını, davaya konu icra dosyası incelendiğinde tebligatların bizzat ilgilisine yapıldığını, davacı yanca söz konusu takip öğrenilince henüz müvekkili şirket icrai işlemlere geçmeden dava dışı … tarafından ödemeler yapılmaya başlandığını, davacının iddia ettiği gibi böyle bir borcu yok ise takibi öğrenir öğrenmez itiraz, ve teminat karşılığında da dava açma hakkını kullanabileceğini, herhangi bir şekilde bu yollara başvurmadığını, müvekkili şirketin davacı ile olan ticari ilişkisinde dava dışı … ile muhatap olduğunu, dava dosyasında davacı olarak görülen şahsın … şahıs şirketinin sahibi olduğunu, ancak dava dışı … imzaya yetkili kişi olduğunu dolayısıyla müvekkili tarafından senet borcuna mahsuben alınan ödemelerin dava dışı … alınmadığını ve bu ödemelerin İstanbul …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaya mahsuben tahsil edildiğini beyan ile, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; tarafların düzenlenmiş olduğu ibraname nedeniyle davacının taraflar arasındaki icra takibi ve ticari ilişki kapsamında fazla ödemesi ve istirdadını gerektirecek alacağı bulunmadığı tespit edildiği gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, açmış oldukları dava istirdat konulu olup dava konusu senedi tanzim eden kişi ile davayı açan kişilerin farklı olması nedeniyle davanın reddedildiğini, halbuki dosya içinde sundukları vekaletnameden de anlaşılacağı üzere dava konusu senedi imzalayan dava dışı 3.şahıs … davacı firma adına kambiyo senedi düzenlemeye yetkili olup, zaten davacı müvekkilinin kocası olan dava dışı … fiilen ve hukuken şirketi yöneten kişi olduğunu, taraflar arasında devam eden bütün cari işlemlerde müvekkilini dava dışı …. temsil ettiğini, davalı tarafın bilirkişi incelemesine defter ve belgelerini ibraz etmediğini, müvekkilinin kendi ticari defter ve belgelerini usulüne uygun olarak tuttuğunu ve incelenen defter ve belgelerde müvekkilinin davalı tarafa fazladan 12.500,00-TL ödeme yaptığının sabit olduğunu, müvekkili tarafından yapılan fazla ödemeler banka dekontu ve ibraneme ile ispatlanmışken davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca senet üzerinde bulunan kayıt senedin ihdas nedeni olup malen kaydı bulunduğunu, bu kaydın senet karşılığında mal verileceği teslim edileceği anlamına geldiğini, ancak bilirkişi incelemesine tabi defterlerinde davalı tarafın müvekkilimize mal teslimi yaptığına dair bir kayıt bulunmadığı gibi, davalı taraf defter ve belgelerini bilirkişilere sunmadığını, mal teslim ettiği olgusunu da ispatlayamadığını, hal böyleyken bilirkişiler tarafından teslim edildiği ispatlanmayan mallara yönelik olarak düzenlenen senedin sebebinden mücerret olduğu yönündeki genel geçer bir tespit üzerinden davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu bildirerek, yerel Mahkemece verilen davanın reddi kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, icra takibi yolu ile tahsil edilen paranın istirdadı istemine ilişkindir.İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı/alacaklı tarafından dava dışı … hakkında 12/06/2012 tanzim tarihli, 25/08/2012 vade tarihli, 18.000,00-TL bedelli bono alacağına dayanılarak, 18.000,0- TL asıl alacak, 54,00-TL Komisyon, 2.794,88-TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 20.848,88-TL’nin tahsiline yönelik icra takibine geçildiği, dosyanın haricen tahsil nedeniyle işlemden kaldırıldığı görülmüştür.Somut olayda; dava konusu bono üzerinde ”malen” kaydı bulunmaktadır. Bu durumda borçlunun borcundan kurtulabilmesi için bu nedenin gerçekleşmediğini ispat etmesi gerekecektir. Dolayısıyla taraflar arasındaki ticari ilişkinin konusu olan malların teslim edilmediğinin ayrıca fazla ödeme yapıldığının davacı tarafından ispat edilmesi gerekecektir. Kaldı ki fazla ödeme yapıldığı iddia edilen senetten kaynaklanan borcun dava dışı … tarafından ödendiği anlaşılmaktadır. Davacı her ne kadar avalist olsa bile, avalin senetten kaynaklanan borç için borçlu ile birlikte müteselsil sorumlu olması alacaklılara karşıdır. Senetten kaynaklanan borç avalist tarafından ödendiği takdirde müteselsil sorumluluktaki iç ilişkiye ilişkin hükümlere gidilebilir. Ancak dava konusu olayda senet borcunun dava dışı senet borçlusu tarafından ödendiği anlaşılmaktadır. Aksinin davacı tarafından ispatı gerekir. İbra, borçluyu borcu ifa etmeden borçtan kurtulmak hususunda alacaklı ile borçlunun anlaşmasıdır. İbra TBK. m. 132 uyarınca borcu sona erdirir. Aksi anlaşılmadıkça borcun tamamı için yapıldığı kabul edilir.TBK. m. 166/f.3’e göre; ”Alacaklının, borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır.”Dava konusu uyuşmazlıkta, dava dışı … ile senedin alacaklısı davalı şirket vekili arasında 23/01/2014 tarihli İbra sözleşmesi akdedildiği, ibranın konusunun senetten kaynaklanan alacak olduğunun açıkça belirtildiği anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulmuş olan ibraname örneğinden borcun 12.500 TL olarak ödendiği hükme bağlanmıştır. Dosya kapsamına göre; huzurdaki davaya konu istirdat talebinin 18.000,00-TL bedelli ve 12/06/2012 düzenleme tarihli, 25/08/2012 vade tarihli olan, dava dışı … tarafından düzenlenmiş, davacı … -… tarafından aval verildiği anlaşılan … Senede dayandığı, bu senetle ilgili olarak, senet borçlusu dava dışı … ile senedin alacaklısı davalı şirketin vekili arasında 23/01/2014 tarihli İbraname imzalandığı, hesap incelemelerinin davacı … adına tasdik ettirilmiş muhasebe defterine, davalı tarafından …’e kesilen faturalara, … adına açılmış banka hesaplarına ve davacı …’in dosyaya sunduğu diğer belgelere dayandığı, davacı … ve davalı şirket arasındaki faturalara ve ödemelere dayanan ticari ilişki ile huzurdaki istirdat talepli davaya konu dava dışı … düzenlendiği ve ödemesini yaparak davalı şirket vekili ile ibralaştığı emre muharrer senet arasında bir bağlantı kurulamadığı, tarafların düzenlenmiş olduğu ibraname nedeniyle davacının taraflar arasındaki icra takibi ve ticari ilişki kapsamında fazla ödemesi ve istirdadını gerektirecek alacağı bulunmadığı tespit edildiğinden, bu itibarla, İlk derece Mahkemesince verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/09/2020