Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1795 E. 2020/867 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1795
KARAR NO: 2020/867
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2018
NUMARASI: 2017/221 Esas 2018/220 Karar
DAVA: Rücuen Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirkete 01.05.2013-2014 vadesiyle 34408313 ve 34461316 sayılı Tekne Sigortaları ile sigortalı bulunan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün sahibi olduğu “…” isimli açık deniz romörkörünün, keson batırma işi için davalı …’ya 04.03.2014 tarihli “Towhire” sözleşmesi ile kiralandığını, anılan romörkörün 25.03.2014 tarihinde İzmit Körfez Köprüsü keson batırma operasyonunda kullanıldığı sırada, kesonun davalı … yetkilileri yönetiminde ve klavuz kaptanlı olarak daldırma mevkiine çekilmesi esnasında, varışa yaklaşık 350 metre kala 1 knot hızla ilerlerken meydana gelen ani sarsıntı ile hasarlandığını, 26.03.2014 tarihinde hasar tespiti amacıyla … Dalgıçlık firması balıkadamlarının romörkörün karinasına görüntülü dalış yaptığını ve iskele … kanatlarının özellikle üç tanesinde ve guard üzerinde boya sıyrılmaları, konu kanatlardan birinin ince tarafında yaklaşık 2-3 cm civarında pah aşınması/sıyrılması ve kanadın aynaya bağlı olduğu yerde sıyrıklar tespit edildiğini, sigortalı firma yetkililerinin de katılımı ile yapılan ekspertizlerde maliyet hesabının belirlendiğini, neticede 83.031,23 USD toplam hasar bedeli saptandığını, 34408313 sayılı poliçede 25.000 USD muafiyet şartı bulunduğundan, bu poliçe kapsamında 58.031,23 USD karşılığı 119.751,00 TL; toplam hasarı karşılamak için akdedilen 34461316 sayılı poliçe kapsamında 25.000 USD karşılığı 90.635,00 TL olmak üzere toplam 210.386,00 TL’nin 24.03.2017 tarihinde sigortalıya ödendiğini, müvekkili sigortacının yaptığı bu tazminat ödemesi nedeniytle sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalı firmanın geminin kiracısı olması ve aradaki sözleşmesel ilişki çerçevesinde oluşan hasardan %100 kusurlu ve sorumlu bulunduğunu, nitekim davalı ile dava dışı sigortalı arasında akdedilen 04.03.2014 tarihli Towhire sözleşmesinin 43. maddesi ile romorkör sahibinin 24.02.2014 tarih ve 9393 sayılı yazısındaki şartların sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğunun kararlaştırıldığını, 9393 sayılı şartların 18. maddesinin 2.b bendinde ise romörkör ve yedekte meydana gelen hasardan kiracının sorumlu olacağının açıkça hükme bağlandığını belirterek, 210.386,00 TL tazminatın 24.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; 24.02.2014 tarih, 9393 sayılı yazıda sorumluluğa ilişkin yer alan satırların “Hizmet başlangıcından hitamına kadar geçen sürede operasyon nedeni ile römorkörlerimizde oluşabilecek hasarlara ait masraf ve 3. şahıslara verilebilecek zararlar şirketinizce karşılanır” şeklinde yazılı olduğunu, oysa dava konusu hasarın operasyon nedeni ile meydana gelecek bir hasar olmadığını, hasarın davacının sigortalısının emir, komuta ve insiyatifinde olan deniz aracının seyri esnasında, varış noktasına ulaşmadan meydana gelen ve sebebi tespit edilemeyen ani bir sarsıntı ile meydana geldiğinin idda edildiğini, ani sarsıntıya davalının bir eylemi ya da davalıya ait bir cisim, bir yapının neden olmadığını, dava konusu hasarın tamamen sigortalının sorumluluk sahasında, sigortalının sevk ve idaresindeki seyir esnasında, operasyon dışında ve nedeni tespit edilemediğini, tamamen operasyon harici bir kuvvet ya da unsur nedeni ile meydana geldiğini, seyirdeki tek yetkili kaptanın sigortalının adamı olduğunu, tüm yetki ve sorumluluğun kendisinde bulunduğunu, çeki esnasında yönetimin …’da bulunmadığını, çeki hizmeti esnasında tüm yetki ve sorumluluğun sigortalıda bulunduğunu, kiralama konusu deniz araçlarının çeki ve batırma hizmetine uygunluğu kararının sigortalı tarafından verildiğini, teknik planlama ve organizasyonun sigortalı tarafından yapıldığını, rotanın belirlenmesinde …’nın bir dahli ya da tasarrufunun bulunmadığını, hasarın rutin trafik rotasında operasyon dışı bir etki nedeni ile meydana geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; römorkörün iskele pervane kanatlarının ve dümen rodu rulman yatağının dış bileziğinde meydana gelen hasarın nedeninin, römorkörün çektiği keson yükü olmadığı, dalış yaparak sistemin su altı görüntülerini çeken dalgıcın raporunda, “su yüzeyi altında çımasında yüzer bir sentetik halatın bağlı olduğu bir tel halatın pervaneye dolaştığı ve sonrasında parçalanarak pervaneden kurtulduğu” tespitlerine yer verildiği, meydana gelen hasarın, römorkörün seyri sırasında deniz ortamında bulunan yabancı cisimlerin (halat) pervane sistemine dolanması nedeniyle oluştuğu, taraflar arasındaki sözleşmenin kiracının sorumluluğu ile ilgili 18.2. b(i) madde ve fıkrası kapsamında davalı kiracının sorumluluğu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hakkaniyete ve sözleşmeye aykırı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 18.2.b maddesinde römork ve yedekte meydana gelen hasardan kiracının sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, gemi kira sözleşmesiyle davalı tarafından kiralanmış römorkörün davalının keson batırma yerine yedeğindeki keson ile seyri sırasında hasarlanması sonucunda, davacı sigortacı tarafından gemi kiralayanı olan dava dışı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne ödenen hasar bedeline ilişkin 6102 sayılı yasanın 1472. maddesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda; Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün maliki bulunduğu … isimli açık deniz romörkörün, dava dışı malik ve davalı arasında düzenlenen 04.03.2014 tarihli sözleşmeyle davalıya kiralandığı, römorkörün 25.3.2014 tarihinde keson batırma operasyonu sırasında keson batırma mevkiine seyri sırasında hasar gördüğü, hasar tespiti sonucunda tespit edilen 210.386,00 TL hasar bedelinin 24.03.2017 tarihinde sigortalıya ödenmiş olduğu, yargılama dosyasında mevcut Türk LLoydu Vakfı ve pervane üreticisi … tarafından yapılan tespit ve değerlendirmeler ile bilirkişi kurulu raporunda da tespit edildiği üzere, hasarın seyir esnasında pervanesine su altında bulunan yabancı cismin (halat) dolaşmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 22. maddesi dikkate alındığında, hasarın operasyon sırasında meydana geldiği sabittir. Ancak taraflarca düzenlenmiş olan Towhire sözleşmesinin 18.2.a maddesinde, kiracı ile onun hizmetlileri veya acentelerinin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın römorkör veya üzerindeki malın maruz kaldığı hasar veya zararların römorkör sahibi tarafından karşılanacağı; 18.2.b maddesinde ise aynı şekilde römorkör sahibi ile onun hizmetlileri veya acentelerinin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın yedekin maruz kaldığı veya onun neden olduğu hasar veya zararların kiracı tarafından karşılanacağı hüküm altına alınmıştır. Yani seyir esnasında römorkörün hasarlanması durumunda kiracının kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın dava dışı kiralayan; yedeğin (keson) hasarlanması durumunda ise yine kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın kiracı-davalı sorumlu tutulabilecektir. Olayda hasarın, römorkörün yedeği (keson) batırma yerine götürdüğü esnada, taraflarca öngörülmesi mümkün olmayan ve bu nedenle özellikle davalıya kusur yükletilmesi olanaksız bir şekilde, römorkörün pervanesine su altında bulunan yabancı cismin (halat) dolaşması sonucunda oluştuğu gözetildiğinde, sözleşmenin yukarıda anılan maddeleri uyarınca römorkörde oluşan hasardan kiracı olan davalının sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu itibarla davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yerinde olup, davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gerekli 54,40-TL istinaf karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 135,90-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 81,50-TL’nin davacıya iadesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 22/09/2020