Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1786 E. 2018/1494 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1786
KARAR NO : 2018/1494
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2017
NUMARASI : 2017/829 E.- 2017/1172 K.
DAVA : Şirket Ortaklığından Çıkarma-Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/11/2018
İlk derece mahkemesince davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacılar vekili, dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin ortakları davalı ile müvekkillerinin murisi … iken murisin vefatı ile şirket hissesinin müvekkillerine kaldığını, müvekkili …’ın çocuklarının küçük olması nedeniyle şirketle ilgilenemediğini, davalının 5 yıl için şirket müdürü olarak seçildiğini, ancak müdürlük yetkisini kötüye kullandığını, şirket hakkında bilgi vermediğini, müvekkillerine şirket kazancından bazen hiç göndermediğini, bazen de düşük tutarlar gönderdiğini, müvekkili …’ın 01/05/2017 tarihinden itibaren işinin başında olduğunu, ancak davalının müvekkilinin işyerine gitmesini istemediği için hakaret, şiddet ve tehditlerde bulunduğunu, ayrıca davalının 2008 yılında sahte bir toplantı yaptığını ve müvekkilleri adına sahte imza atarak kendisini 10 yıllığına şirket müdürü olarak atadığını, ortak müdürlük için tarafların yaklaşık 2 ay önce noter huzurunda karar aldıklarını, ancak şirketin süresinin dolduğu gerekçesiyle taleplerinin ticaret sicil müdürlüğünce reddedildiğini, dolayısıyla şirket sözleşmesinin tadil edilerek süresinin uzatılması gerektiğini, ancak davalının bu işlemi kasten yapmadığını, davalının şirket ortaklığından çıkarılması için haklı sebeplerin bulunduğunu ileri sürerek davalının …. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklığından çıkarılmasına, davalının şirket müdürlüğünün askıya alınarak müvekkili …’ın dava sonuçlanıncaya kadar yetkili müdür olarak atanmasına ve şirket süresinin uzatılması için İTO’ya başvuru için müvekkiline yetki verilmesini,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve bilirkişi tarafından belirlendikten sonra artırılmak üzere son 5 yıl için şimdilik her yıl için 1.000-TL olmak üzere toplam 5.000- TL kâr payının ticari faiziyle davalıdan alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı şirketin 20 yıl süreli olarak kurulduğunu ve 02/03/2014 tarihinde sürenin sona erdiğini, müvekkilinin davacı tarafın onayı ile müdür olarak atandığını, davacı iddialarının haksız olduğunu, davacı tarafa her ay düzenli olarak ödeme yapıldığını, davacılar murisinin ölümünden beri yaklaşık 15 yıldır davacı tarafın bir itirazının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince ;davalı ortağın haklı nedene istinaden şirketten çıkarılması istemine ilişkin olup davacı tarafça şirketin feshinin dava konusu yapılmadığı, 6102 sayılı TTK’nun limited şirketlerde genel kurulun devredilmez yetkilerini düzenleyen 616/e bendi gereğince bir ortağın haklı nedene dayanarak ortaklıktan çıkarılabilmesinin genel kurulun salt çoğunluğunca karar alınması suretiyle mümkün olduğu, dolayısıyla haklı nedene dayalı ortaklıktan çıkarma davasının ancak şirket veya salt çoğunluğu elinde bulunduran ortaklar tarafından açılabileceği, davacı taraf ise şirkette %50 hisseye sahip olup salt çoğunluğu oluşturan hisseye sahip olmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1- Davadaki tek taleplerinin ortaklıktan çıkarılma olmadığını, aynı zamanda kar payı alacağının tahsilini ve davalının müdürlüğünün askıya alınarak dava sonuçlanıncaya kadar davacı …’ın müdür olarak atanması ve şirket süresinin uzatılması için müvekkiline yetki verilmesi yönünde ihtiyati tedbir taleplerinin de olduğunu, ancak mahkemece gözardı edildiğini,
2- Davalının şirket adına işletilen yer için kira sözleşmesi devam ederken kendisi adına kira sözleşmesi imzaladığını, tek amacının şirketin fesholunması olduğunu, ancak müvekkillerinin şirketin feshini değil süresinin uzamasını istediklerini, şirketin süresi bitmesine rağmen faaliyetine devam etmekte, vergilerini düzenli olarak ödemekte olduğunu, bu dava açıldıktan sonra müvekkili …’a işletmenin tahliyesi talebiyle ihtarname gönderildiğini,
3- Davalının ayrıca şirketin tasfiyesi için kendisinin veya muhasebecisinin kayyım atanmasına karar verilmesi talepli olarak İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/455 E. kayıtlı dosyasında dava açtığını,
4- Davalının işletmede tek başına çalışarak müvekkilini kazançtan mahrum etmek için elinden geleni yapmakta olduğunu,
5- Davalının 05/12/2008 tarihinde bir şirket toplantısı yapıldığını göstererek müvekkili Pınar ve çocukları adına sahte imza atıp kendisini 10 yıl süreyle müdür olarak atadığını, bu konudaki ceza soruşturmasının derdest olduğunu,
6- Genel kurul kararı almanın hukuken veya fiilen mümkün olmadığını, 6102 sayılı TTK’na göre tek ortak ile limited şirket kurulabileceğine göre iki ortaklı limited şirkette şirket ortaklarından birinin ötekisi aleyhine haklı nedene dayanarak mahkemeden o ortağın çıkarılmasını talep etmesi durumunda 6762 sayılı TTK dönemindeki gibi şirketin feshinin gerekmeyeceğini, Yargıtay ve Mahkemeler bu spesifik durumla karşılaştıklarında bunun 636/3 fıkrası içine dahil edip geniş takdir yetkilerini kullanarak sorunu çözebileceklerini,
7- Davalının şirket ortaklığından çıkarılması için haklı nedenlerin mevcut olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın ve tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, haklı nedenle şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması ve ödenmeyen kâr payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Dava dışı …. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kaydı incelendiğinde şirket ortakları davalı ile davacılar murisi … iken, murisin ölümü ile şirket hissesinin davacılara geçtiği, 05/12/2008 tarihli karar ile davalının 10 yıl süreliğine şirket müdürlüğüne atandığı, şirketin 20 yıl süreli olduğu, süresinin dolmuş olduğu görülmüştür.
TTK 640. maddesi “ (1) Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. (2) Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir.(3) Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.” düzenlemesini içermektedir.
Yasa metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, bir şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması istemiyle açılacak davada şirket tüzel kişiliği davacı, çıkartılmak istenen ortak/ortaklar ise davalı konumdadır. Ortağın bir başka ortağın şirketten çıkarılmasını isteyebileceğine dair Yasa’da düzenlenmiş bir hüküm bulunmamaktadır. Bu yetki şirkete verilmiş, bu hakkın şirket tarafından kullanılması ise şirket genel kurulu tarafından nitelikli çoğunlukla alınacak bir kararın varlığı koşuluna bağlanmıştır. TTK 638/2. maddesiyle limited şirket ortağının kendisine, haklı sebeplerle ortaklıktan çıkmayı talep hakkı verilmişse de başka bir ortağın ortaklıktan çıkarılmasını talep hakkı verilmemiştir. (Emsal: Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2016/2664 E., 2017/607 K. sayılı 06/02/2017 tarihli kararı, 2015/8194 E., 2016/3123 K. sayılı 21/03/2016 tarihli kararı)
O halde ilk derece mahkemesince ortaklıktan çıkarılma talebine ilişkin olarak davanın aktif husumet yokluğundan reddinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan davacı tarafın ödenmeyen kâr payı alacağının tahsili talebinin şirkete yöneltilmesi gerekirken, şirket ortağı ve müdürü olan davalıya yöneltilmesi de doğru görülmemiştir, bu durumda ilk derece mahkemesince bu talep yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerekirken bu talebe ilişkin olarak herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması da hatalıdır. Ancak bu eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmez.
Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK’nun 353(1)b-2 maddesi uyarınca hükmün kaldırılması ve davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2017 Tarih 2017/829 Esas 2017/1172 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“Davalının dava dışı …. Ve Tic. Ltd. Şti. ortaklığından çıkarılması yönündeki talebin aktif husumet yokluğundan REDDİNE,
Ödenmeyen kâr payı alacağının tahsili yönündeki talebin pasif husumet yokluğundan REDDİNE,”
İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;
“Davacı tarafça yatırılan 85,39-TL harçtan, 35,90-TL’nin maktu harcın mahsubu ile 49,49-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla 1.980- TL ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,”
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan 35,90 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/11/2018