Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1781 E. 2020/860 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1781
KARAR NO: 2020/860
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2018
NUMARASI: 2017/85 Esas 2018/154 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalıya uluslararası hava taşıma hizmeti verdiğini, davalı ile aralarında cari hesap ilişkisine istinaden vermiş olduğu taşıma hizmeti sonucu keşide edilen faturalardan 22/11/2016 tarihli 23.810,01-TL tutarlı ve 31/12/2016 tarihli 133-TL tutarındaki toplam 2 adet e-fatura bedelinin ödenmediğini, bu bedellerin ödenmemesi sebebiyle faturalardaki son ödeme tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmak suretiyle davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının kendisine gönderilen ödeme emrinde belirtilen yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ileicra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; Müvekkilinin taşıma hizmetleri veren … firmasıyla bir yurt dışı gönderimi yapmak istediğini, bunun için gönderim yapılacak eşyanın … firması tarafından müvekkilinin uhdesinden alınıp gönderilmeye hazır hale getirildiğini, bir süre sonra 26/10/2016 tarihinde gelen mailde gönderiye konşimento üzerindeki bilgilerden alıcıya ulaşılamadığının ve istendiği takdirde 18 Euro karşılığında gönderinin dağıtıma çıkması için yurt dışına bilgi verileceğinin bildirildiğini, davacı tarafından talep edilen bütün taleplerin yerine getirildiğini, bu yaşananlardan sonra müvekkiline 23/11/2016 tarihinde mail yoluyla fatura geldiğini, bu faturanın neden kaynaklandığının anlaşılamadığını, faturalara süresinde itiraz ettiklerini belirterek, davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafından düzenlenen faturalara davalının yasal süresinde itiraz ettiği, resmi gümrük beyannamesinden mal teslim şeklinin FCA olduğu sabit olup, transit beyannamesinde dış ticarette teslim şeklinin FCA olarak belirlenmiş olduğu, bu teslim şekline göre eşyanın göndericisi durumunda bulunan davalının ülkedeki tüm gümrük evraklarını ve masraflarını ödeyerek eşyayı nakliyeciye teslim etme sorumluluğunun bulunduğu, teslimden sonraki tüm sorumluluk ve masrafların eşyanın alıcısına ait olduğu, her ne kadar davacı tarafından davalıya eşyanın alıcısına ulaşılamadığı belirtilerek ve bilgilerin verilmesine müteakip 18 Euro ilave masraf ile DDP şeklinde eşyanın dağıtıma çıkartılacağı bildirilmiş olsa da, beyannamedeki teslim şekline bağlı kalınması esas olup bunun haricinde oluşabilecek vergi ve masraflardan onayı alınmadığı ve DDP şeklinin örtülü geçildiği, içeriği hakkında gerekli açıklamalar/bilgilendirme yapılmadığı için, bu konuda davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacının “gümrük masrafı” adı altında 23.810,01- TL’lik faturasının taşıma hizmeti ve gümrük mevzuatı ve verilen beyannamelerle uyumlu olmadığı, fahiş olarak düzenlendiği, davacının 200 Euro taşıma bedeli talep etme hakkının bulunduğu, bu tutarın ise takip tarihindeki kur üzerinden 820,50 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, davalının kötü niyet tazminatı isteminin ise reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; davalının faturaya yasal süresinde itiraz etmediğini, müvekkili tarafından düzenlenen faturanın kasten davalı kayıtlarına alınmadığını, müvekkili tarafından verilen taşıma hizmeti nedeniyle yapılan gümrük masraflarını talep ettiklerini, kararda ihtarname masrafının da dikkate alınmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, uluslararası taşıma hizmet bedeli alacağından kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.Somut olayda; davacı tarafından davalıya uluslararası taşıma hizmeti verildiği, davacı tarafından bu kapsamda gümrük masrafları ve ihtarname masrafına ilişkin olarak takip ve davaya konu iki adet fatura düzenlendiği, faturalara yasal süresinde itiraz edildiği sabittir. Bu durumda davacı tarafından, hizmetin taraflar arasındaki sözleşme ve gümrük mevzuatına göre verildiği hususunun kanıtlanması gerekmektedir.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere; resmi gümrük transit beyannamesinde dış ticarette teslim şeklinin FCA olarak belirlenmiş olduğu, bu teslim şekline göre eşyanın göndericisi durumunda bulunan davalının ülkemizdeki tüm gümrük evraklarını ve masraflarını ödeyerek eşyayı nakliyeciye teslim etme sorumluluğunun bulunduğu, teslimden sonraki tüm sorumluluk ve masrafların eşyanın alıcısına ait olduğu, davacı tarafından eşyanın alıcısına ulaşılamadığı belirtilerek 18 Euro ilave masraf ile DDP şeklinde eşyanın dağıtıma çıkartılacağı bildirilmiş olsa da, beyannamedeki teslim şekline bağlı kalınması esas olup, bunun haricinde oluşabilecek vergi ve masraflar yönünden davalının onayının alınmadığı, bu nedenle taraflarca kararlaştırılan teslim şekline göre davalının Almanya’daki gümrük vergilerine ilişkin sorumluluğunun bulunmadığı, tarafların mutabık kaldığı taşıma bedelinin 80 kg x 2,50 Euro=200 Euro olduğu, bu tutarın takip tarihindeki MB efektif satış kuru üzerinden (4,1025) 820,50 TL olduğu; davacı tarafça ileri sürülen ihtarname masrafına ilişkin de delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki davacı tarafından ileri sürülen ilave masraflara ilişkin de delil bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, Türk yargı sisteminde hâkim, kendiliğinden bir davayı inceleyip, uyuşmazlığı çözemez. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak da, hâkim tarafların istekleri (taraflarca hazırlama ilkesi) ile bağlı tutulmuştur. Gerçekten de HMK.nın 25. maddesine göre, “kanuni istisnalar dışında hakim iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatamaz. Kanunla belirtilen durumlar dışında hakim kendiliğinden delil toplayamaz.” Taraflarca hazırlama ilkesinin uygulandığı davalarda deliller kural olarak taraflarca gösterilir; hâkim delillere kendiliğinden başvuramaz. Ancak, hâkim bilirkişi deliline kendiliğinden (re’sen) başvurabilir. Bundan başka hâkim, davanın her safhasında, iki tarafın iddiaları sınırları dâhilinde olmak üzere, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında tarafları dinleyebilir ve gerekli delillerin gösterilmesini ve verilmesini emredebilir. Bu kapsamda somut olaya bakıldığında; davacı tarafından taşıma hizmeti verildiği sabit olmakla birlikte, davacının alacağına dayanak olarak ileri sürdüğü faturanın dayanağı bulunmamaktadır. Davacı faturadan başkaca ülke içinde veya alıcının bulunduğu ülke de yapmış olduğu masrafın ne olduğunu somutlaştıramamış ,nereden araştırma yapılacağı hususunda bir beyanda da bulunamamış,ilave masraflarına ilişkin bir belge de sunmamıştır.Sözleşmeye göre kararlaştırılan navlun bedelinin de ödenmesine hükmedilmiştir. Dolayısıyla davacı, fatura konusu ilave masrafları yaptığını kanıtlayamamıştır. Bu itibarla; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden yerinde olduğu görülmekle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/09/2020