Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1756 E. 2020/824 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1756
KARAR NO: 2020/824
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2017
NUMARASI: 2016/125 Esas-2017/68 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Davanın reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili davacının davalı Banka şubesinden 13/03/2014 ve 05/02/2015 tarihlerinde iki ayrı kredi kullandığını, bu kredilerden doğan borcunun birini 12/11/2014 tarihinde, diğerini 06/03/2015 tarihinde kapattığını, banka tarafından kullandırılan kredilerden “kredi masrafı” adı altında 21/01/2014 tarihinde 10.000-TL, 13/03/2014 tarihinde 6.500-TL olmak üzere toplam 16.500-TL kesinti yapıldığını,banka tarafından tek taraflı olarak hazırlanan matbu sözleşme ile bankanın sözleşmeyi kendi çıkarlarını koruyacak hale getirdiğini, aksini ispatın kredi verene ait olduğunu ileri sürerek müvekkilinden tahsil edilen 16.500-TL’nin davalı hesabına girdiği andan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasında imzalanan Kredi Çerçeve Sözleşmesinin 5.2. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Adliyeleri olarak kararlaştırıldığını ileri sürerek dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, ayrıca davacının tüketici olmadığını ve davacı ile düzenlenen sözleşmenin tüketici sözleşmesi olmadığını, dava konusu komisyon masrafının davacı tarafça imzalanan sözleşme öncesi bilgi formunda,kredi çerçeve sözleşmesinde, kredi kullandırım talimatında açıkça belirtildiğini ve davacının açıkça muvafakat ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, açılan davanın davalı tarafça dosya masrafı adı altında alınan bedelin iadesine yönelik alacak davası olduğu toplam 16.500-TL komisyon kesintisi ile bunlara ait toplam 825-TL bsmv tutarının banka kayıtlarına intikal ettiği, her iki tarafın da tacir olduğu bir ilişkide işlemin fiyatlanması kapsamında kalan %1 komisyon alınması yönündeki işlemlerin her iki tarafın yazılı mutabakatına dayanması sebebiyle hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; taraflar arasında “kredi çerçeve sözleşmesi” adı altında yapılan sözleşmenin; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 20. Maddesinde belirtilen genel işlem koşullarını taşıdığını, davalı banka tarafından müvekkil şirketten, komisyon ve dosya masrafı adı altında tahsilat yapılması açıkça hukuka aykırılık teşkil etmekte olduğundan söz konusu haksız kesinti bedellerinin iadesine karar verilmesi gerektiğini, ancak Bankanın faaliyet alanı değerlendirildiğinde, haksız surette alınan bu bedellerinin hesaba girdiği andan itibaren banka tarafından nemalandırıldığı ve bundan gelir elde edildiğini,Yargıtay HD nin kararlarında etkin olan ”hiç kimse kendi kusuruna dayanarak menfaat elde edemez” ilkesi gözetildiğinde, Bankanın yasal dayanağı olmaksızın aldığı bu kalemlerin hesabına girdiği andan itibaren faizi ile birlikte iade etmesinin hakkaniyet ve adalete uygun olacağını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:İstinafa konu uyuşmazlık; ticari kredi sözleşmesi kullandırımı sırasında banka tarafından tahsil edilen komisyon tutarının iadesi istemine ilişkindir.%5 kesinti kabul edilerek kredilerin kapatıldıkları anlaşılmakla birlikte ,dava konusu tutarın kredi kullandırım(tahsis) komisyonu olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme öncesi bilgi formunun 5.maddesi ile sözleşmelerin 2.9.maddelerinde genel olarak kullandırılacak krediler nedeniyle komisyon,masraf ,hesap işletim ücreti vs giderlerin tahsil edileceğinin yazılı olduğu ,ancak herhangibir oran yazılı olmadığı görülmektedir.Ancak davacının imzasını taşıyan kredi kullandırım talimatlarında açıkça %1 komis oranı ile kullandırıldığı yazılıdır.Buna göre sözleşme ile %1 oranında kredi tahsis komisyonu ödeneceği konusuunda sözleşme bulunduğunu kabul gerekmektedir. Bankalarca masraf ve komisyon adı altında yapılan tahsilatların yasal dayanağı kredi kullandırıldığı tarihte yürürlükte bulunan 09.12.2006 tarihli RG’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan 2006/1 sayılı Tebliğ hükümleridir.Tebliğin”Kredi faiz oranları ve sağlanacak diğer menfaatler” başlıklı 4. maddesinde ;”Bankalarca,…üye işyeri komisyonu hariç faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir.”denilmektedir. Öte yandan, bankacılık teamüllerine göre ilk kredi kullandırımında yapılması gereken istihbarat, haberleşme ve operasyonel vs. gibi işlemlerin bir maliyeti bulunduğundan müşteriden “Kredi Tahsis Ücreti” adı altında ücret talep edilebilecektir. Bankalar tarafından alınacak olan komisyonlar bakımından sözleşmede açıkça bir tutar ve oran bulunmadığında, anılan yasal düzenleme gereğince Merkez Bankasına bildirimde bulunulup bulunulmadığının araştırılması, bildirim yapılmamış olması durumunda emsal banka uygulamalarının araştırılması, alınan komisyon bedelinin emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. ( Yargıtay 11. H D’nin 30/05/2018 tarihli 2016/11932 E., 2018/4158 K. sayılı kararı). Somut olayda; kredi kullandırım talimatlarında %1 oranında komisyon alınacağı yazılı olduğundan ,taraflar arasında bu oranın kararlaştırıldığının kabulü gerekmektedir.Davacı şirket ilgili sözleşmeleri imzalarken ve bu sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirirken basiretli bir iş adamı gibi davranmak zorundadır.Sözleşmeyle bağlılık ilkesi esas olup, %1 oran da kredi tahsis komisyonu emsallere göre de fahiş sayılabilecek bir oran değildir. Bu itibarla, İlk derece mahkemesince verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 17/09/2020