Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1755 E. 2019/1586 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1755
KARAR NO : 2019/1586
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ (DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 02/04/2018
NUMARASI : 2015/392 E.-2018/147 K.
DAVA: Rücuen Tazminat (Deniz Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/12/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkili nezdinde Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı… firmasına ait 2036 koli led panel aydınlatma emtiasının davalı tarafından Çin Yantıan limanından İstanbul’a taşındığını, emtianın 02.10.2014 tarihinde … Firmasına ait antrepoya ulaştığını ve tahliye edilmek istendiği sırada konteyner kapıları açıldığında yapılan kontrollerde 203 koli emtianın ıslanmak suretiyle hasarlandığının tespit edildiğini ve bu hususun tutanağa bağlandığını, bu hasarın davalının sorumluluğunda taşınması sırasında meydana geldiğini, ekspertiz incelemesi sonucu tespit edilen 20.223,05-TL hasarın müvekkili tarafından sigortalısına ödenmek suretiyle haklarına halef olunduğunu, rücu alacağı için davalıya müracaat edildiğini ancak olumlu sonuç alınamadığını ileri sürerek 20.223,05-TL’nin ödeme tarihi olan 05.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, poliçenin hasar tarihinden sonra düzenlenmiş olması nedeniyle davacının aktif husumetinin bulunmadığını, müvekkilinin taşıyan olmaması taşıma işleri organizatörü olması nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, taşımanın … taşıma olarak yapıldığını, buna göre malların istiflendiğini, sayıldığını ve mühürlenerek gemiye yüklendiğini, ayrıca konteyner açma-kapama tutanağının sigortalının vekaletle görevlendirdiği gümrük müşavirliği yetkilisi tarafından ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalandığını, bu durumun da emtianın tam ve sağlam olarak teslim edildiğini gösterdiğini, kaldı ki emtianın teslime hazır olduğunun 18.09.2014 tarihli varış ihbarnamesi ile sigortalıya bildirildiğini ve 19.09.2014 tarihli kargo teslim belgesi ile konteynerin teslim edildiğini, ayrıca müvekkiline hasar ihbarında bulunulmamış olması nedeniyle ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının konteynere giren suyun deniz suyu olduğunu ve hasarın taşıma sırasında oluştuğunu ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının aktif dava ehliyetine haiz olduğu, yükün varma limanında gemiden tahliye edilmesinden sonra 25/09/2014 tarihinde yapılan tespit işleminde konteynerin açılarak içindeki eşyanın kontrolünün yapıldığı, söz konusu kontrol sırasında eşyada herhangi bir hasarın tespit edilemediği, eşya 02/10/2014 tarihinde…firmasına ait olan antrepoya teslim edildiği sırada 195 koli eşyanın ıslak olduğunun tespit edilerek buna ilişkin 02/10/2014 tarihli hasar tutanağı düzenlendiği, yük 25/09/2014 tarihinde alıcı … firmasına teslim edildikten itibaren 3 gün içerisinde TTK ‘nun 1185.maddesine göre taşıyıcıya hasar ihbarının yapılmadığı, bu durumda davacının yük taşıyıcının hakimiyet alanında iken ve onun kusurundan dolayı ıslanarak hasarlandığını ispat etmesi gerektiği, ancak yükün ıslanmasında taşıyıcının kusur ve sorumluluğunun ispatlanamamış olması nedeniyle TTK ‘nun 1178.maddesi gereğince yük hasarından dolayı davalının sorumlu sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; 1-Hasarın davalı taşıyıcı tarafından yük teslim alındıktan sonra ve sigortalıya teslim edilmeden önce meydana gelmiş olması nedeniyle hasardan davalının sorumlu olduğunu, ayrıca olayda yetkilendirilmiş gümrük müşavirinin imzasını içeren tutanağın bulunması nedeniyle hasar ihbar edilmemiş olsa dahi zarardan davalının sorumlu olduğunu, tutanak ile hasarın ıslanma hasarı olduğunun ve konteynerin dışarıdan hasarlı olduğunun tespit edildiğini, fotoğraflar incelendiğinde de konteynerin hasarının görüldüğünü, bilirkişi raporunda da konteynerin su aldığının belirlendiğini, dolayısıyla hasarın davalının taşıması sırasında meydana geldiğinin ispatlandığını,2-Kaldı ki davalının navlun faturası ile liman hizmetlerini de üstlendiğini, bu nedenle emtianın limanda beklediği esnada meydana gelen hasardan da davalının sorumlu olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nun 1472.maddesi uyarınca Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalı alıcının yurt dışından ithal ettiği emtianın taşıma rizikolarına karşı müvekkili nezdinde sigortalandığını, emtianın davalı tarafça deniz taşıması sırasında hasarlandığını ileri sürmüş, davalı taraf ise hasarın teminat dışı olduğunu, ayrıca emtianın müvekkilince sağlam şekilde sigortalıya teslim edildiğini savunmuştur. Dosya kapsamında mevcut Gümrük Beyannamesine göre dava konusu satış … satış şeklinde kararlaştırılmış olup, bu durumda mal geminin küpeştesine geçtikten sonra meydana gelebilecek risk sigortalı alıcıya ait olduğundan, sigortalı alıcının mal üzerinde sigortalanabilir menfaati olduğu açıktır. Davacı sigorta şirketi de oluşan hasara ilişkin olarak sigortalısına ödeme yapmış ve sigortalı alacağını ayrıca temlik almış olup, bu durumda davacının aktif husumet ehliyetinin olduğunun kabulü gerekmiştir. Davalı konişmentoda acente olarak gösterilmiş ise de, sigortalıya hitaben navlun faturasını düzenlemiş olup, TTK 917.m. uyarınca taşıma işleri komisyoncusudur. Taşıma işini fiilen başka bir firma yapmış ise de, taşıyan sıfatıyla sigortalıya karşı sorumludur. Uyuşmazlık, hasarın hangi aşamada ve ne şekilde meydana geldiği, hasara ilişkin gerekli bildirim/ihbar külfetinin yerine getirilip getirilmediği, bu hasar nedeniyle davalı tarafın kusurunun ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Dosya kapsamında mevcut ordino(kargo teslim belgesi) incelendiğinde, konteynerlerin davalı tarafından sigortalıya 19.09.2014 tarihinde teslim edildiği, akabinde gümrük müdürlüğünce düzenlenen 25.09.2014 tarihli konteyner açma-kapama tutanağı incelendiğinde herhangi bir hasardan söz edilmediği görülmüştür. Davacı tarafça dilekçeler teatisi aşamasında ileri sürülmediği halde, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davalının navlun faturası ile liman hizmetlerini de üstlendiği ileri sürülmüş ise de, fatura içeriğine göre bu savunma yerinde görülmemiştir. Emtianın sigortalının anlaştığı bir antrepoya teslimi esnasında düzenlenen 02.10.2014 tarihli tutanakta ise konteyner açıldığında tabanında su birikintisi olduğu, bir kısım eşyanın ıslak olduğu tespit edilmiş ise de, TTK 1185/1 m. uyarınca davalıya herhangi bir hasar ihbarında bulunulmadığından, 1185/4 m. uyarınca ispat yükünün davacı tarafa geçtiği, davacı tarafça hasarın davalının taşıma esnasında meydana geldiğini ispat etmesi gerektiği kabul edilmiştir. Bilirkişi incelemesi sonucu, 25/09/2014 tarihinde yapılan kontrolde yükte herhangi bir hasar tespit edilemediğinden, bu durumda yükteki ıslanmanın 25/09/2014 tarihinden antrepoya teslim edildiği 02/10/2014 tarihine kadar olan zaman dilimi içerisinde meydana gelmiş olabileceği kabul edilmiş, bu süre zarfında ise yükün içerisinde bulunduğu konteynerin Kumport Liman sahasında beklediği anlaşıldığından, liman sahası içerisinde bulunduğu sırada yerdeki su seviyesinin konteyner tabanının üstüne çıkması neticesinde konteyner taban sacları üzerinde bulunan saklama yuvalarından veya konteyner kapak lastiklerinden içeriye su sızması neticesinde bir kısım yükte ıslanma meydana geldiği, konteynerde herhangi bir delik tespit edilemediğinden su sızıntısının konteynerin yetersizliğinden değil su birikintisi olan bir yerde bekletilmesinden meydana gelmiş olabileceği, o tarihlerde kuvvetle yağış olmasının da bu görüşü desteklediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesince söz konusu rapor hükme esas alınarak ispat edilemeyen davanın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 19/12/2019