Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1753 E. 2019/1534 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1753
KARAR NO : 2019/1534
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ (DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 08/05/2018
NUMARASI : 2014/1477 E.- 2018/185 K.
DAVA : İtirazın İptali (Deniz Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin yasal temsilcisi olan dava dışı … ile davalı arasında 09.09.2014 tarihinde müvekkilinin donatanı olduğu … Gemisi marifetiyle Libya’nın Tobruk Limanından yüklenecek 27 adet konteynerin İstanbul Mardaş Limanına tahliyesi için 45.000-usd bedel karşılığı navlun sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği konteynerlerin 17.09.2014 tarihinde gemiye yüklendiğini ve 19.09.2014 tarihinde geminin yükü tahliye için İstanbul Mardaş Limanına yanaştığını, ancak davalının bakiye 35.450-usd navlun bedelini ne müvekkiline de ne de yasal temsilcisine ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin ise davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, öncelikle tahkim ilk itirazında bulunduklarını, zira davacının dayandığı sözleşme uyarınca uyuşmazlık halinde İngiliz Hukukunun uygulanacağını ve uyuşmazlığın Londra Hakem Heyetince çözümleneceğini, ayrıca taraflar arasında akdi ilişki bulunmaması nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, zira sözleşmenin tarafı olan … firmasının davacıya ait gemiyi kiraladığını ve aynı zamanda müvekkili ile navlun sözleşmesi akdettiğini, kaldı ki taşımayı yapan gemi kaptanının hatası nedeniyle taşımanın gerçekleşmediğini, malların zayi olduğunu, buna ilişkin gözetim raporu düzenlendiğini, bu nedenle davacının tazminat ödemesi gerektiğini, takas-mahsup talebinde bulunduklarını savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince, davalı ile dava dışı … firması arasında navlun sözleşmesinin akdedildiği sırada … firmasının davacıyı dolaylı temsil yetkisi ile taşıma işleri komisyoncusu sıfatıyla temsil ettiği, ayrıca ….. firmasının söz konusu navlun hakkında davacıya ödeme bakımından temlik beyanının mevcut olduğu, davalının e-posta yazışmalarında bakiye 35.450-usd navlun borcunu teyit ettiği, dolayısıyla davada tarafların aktif ve pasif dava ehliyetlerinin mevcut olduğu, öte yandan davacının navlun sözleşmesine taraf olmaması nedeniyle davalı tarafın navlun sözleşmesine dayalı tahkim itirazının yerinde görülmediği, dava konusu olayda geminin enine dengesinin bozulduğu ve bu nedenle geminin rıhtıma yanaştığı taraf olan iskele tarafa doğru yan yattığı, dava konusu hasarın, ambar içinde ve/veya güverte üzerinde yüklenen Flexi konteynerlerin kaçırması ile oluştuğu, gemi kaptanının gerekli hesaplamaları yapmadığı ve gerekli tedbirleri almadığı, her ne kadar güverte yükü konusunda konşimentoda yer alan açık sorumluluktan kurtulma kaydı var olsa da, bu kayıt kaptanın TTK 1091 geminin yüklemeye ve boşaltmaya elverişli olup olmadığına dikkat etme ve TTK 1180 maddesindeki geminin teknik yönetim sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, davalının takas mahsup talebinin TTK nun 1199 maddesi uyarınca değerlendirilmesi mümkün olmak ile birlikte, teknik olarak takas mahsup edilmesi muhtemel zarar iddialarına ilişkin miktarın tespitinin dosyaya sunulan belge ve bilgiler kapsamında hesaplamasının mümkün görülemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 35.450-USD asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanarak devamına, işlemiş faiz talebinin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Tahkim ilk itirazlarının kabulünün gerektiğini,2-Davacının taraf sıfatının olmadığını, zira müvekkili ile akdedilen navlun sözleşmesinin tarafı olmadığını, sözleşmenin tarafı olan … davacı gemisini kiraladığını, aynı zamanda bu gemiyle nakliye yapmak üzere müvekkili ile nakliye sözleşmesi yaptığını, dolayısıyla taşıma ücretini talep edebilecek olanın … olduğunu, 3-Takas-mahsup taleplerinin kabulünün gerektiğini, konteynerlerde ağır hasar oluştuğunun ve malların bir kısmının zayi olduğunun gözetim raporunda belirtildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, bakiye navlun alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalı, taraflar arasında akdi ilişki bulunmadığını, kendisinin navlun sözleşmesini davacının sahibi olduğu gemiyi kiralayan … firması ile yaptığını, dolayısıyla ancak bu firmanın alacak talebinde bulunabileceğini, aksi düşünülse bile navlun sözleşmesindeki tahkim şartı nedeniyle Londra Tahkim Heyetinin görevli olduğunu, ayrıca boşaltma sırasında konteynerlerin hasarlandığını ve bir kısım malların zayi olduğunu, bu zarara ilişkin takas-mahsup talebinde bulunduklarını savunmuştur.Dosya kapsamında mevcut, davacı tarafından davalıya hitaben düzenlenen 08.09.2014 tarihli yazıda, … firmasının sadece aracı(komisyoncu) olduğunun belirtilmiş olması karşısında davalı ile 09.09.2014 tarihli navlun sözleşmesini akdeden … firmasının taşıma işleri komisyoncusu olduğu kanaatine varılmıştır. Kaldı ki… firmasının davalıya hitaben düzenlenen 21.09.2014 tarihli yazısında bakiye navlun bedeli 35.450-USD’nin geminin ana firması olan davacıya ödenmesi talep edilmek suretiyle bu firma alacağının davacıya temlik edildiği ifade edilmek istenmiştir. Bu durumda davacının taraf sıfatının bulunduğu kabul edilmelidir. Öte yandan davalı ile … firması arasında akdedilen navlun sözleşmesinde, davacının taraf olmaması nedeniyle tahkim şartı davacıya karşı ileri sürülemeyecektir. Davalı tarafça sunulan gözetim raporunun taşıyanın da katılımıyla düzenlenmiş olması nedeniyle TTK 1185.m. uyarınca ayrı bir hasar ihbarına gerek görülmemiş, ayrıca TTK 1188.m. uyarınca davalının zarar bildiriminin hak düşürücü sürede ileri sürüldüğü anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince gemiden boşaltılması sırasında malların zarar gördüğü ve bu zarara gemi kaptanının hareketlerinin neden olduğu, konişmentoda yer alan sorumluluktan kurtulma kaydının davalının TTK 1091 m. ve 1180.m. uyarınca sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, davalının zararı mevcut ise TTK 1199.m. uyarınca tazminat talep etme hakkı olacağı kabul edilmiş ve hükmün bu yöndeki gerekçesi davacı tarafça istinaf konusu edilmemiş olduğundan, bu hususlar kesinlemiştir. TTK’nun Zıyaa Uğrayan Eşyanın Durumu başlıklı 1199/1.m. “Boşaltma süresinin sonuna kadar bir kaza sonucunda zıyaa uğrayan eşya için navlun ödenmez ve peşin ödenmiş ise geri alınır. Navlun götürü kararlaştırılmış ve eşyanın bir kısmının zıyaı, navlunun o oranda indirilmesini istemeye hak verir.” şeklinde düzenlenmiş olup, ilk derece mahkemesince davalının muhtemel zararının miktarının tespit edilemediği gerekçesiyle takas-mahsup talebi kabul edilmemiştir. Somut olayda davalı, asıl mal sahibi olan dava dışı …. Ltd. Şti. adına taşıma işini organize eden firma olup, dosya kapsamında mal sahibinin taşıyıcılardan veya sigorta şirketinden zarar talebinde bulunduğuna davalının da taşıyan olarak tazminat ödediğine dair bir iddia da bulunmamış ,bu yolda dair bilgi veya belgeye rastlanılmamıştır. Dosya kapsamında mevcut gözetim raporunda mal ziyaaından söz edilmemiş olmakla birlikte, konteyner hasarından söz edilmiş ise de, davalı konteyner ilgilisi olduğunu konteynerlerin zarara uğraması nedeniyle talep hakkı bulunduğunu da ispat edememiştir. Bu durumda davalının takas-mahsup talebine konu zararını ispat edemediğinin kabulü gerekmiştir.O halde, ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönünde vermiş olduğu kararında bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 5.558,76- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.389,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 4.168,86- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 56- TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 05/12/2019