Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1717 E. 2020/616 K. 19.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1717
KARAR NO : 2020/616
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2018
NUMARASI : 2015/479 Esas – 2018/325 Karar
DAVA: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 19/06/2020
Davanın reddine ilişkin verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket’in LPG) dağıtım firması olup; davalının 07.11.2014 tarihinde imzalanan “Otogaz LPG Bayi sözleşmesi” gereğince, LPG Otogaz bayiliğini üstlendiğini, Bayilik Sözleşmesinin 11. Maddesinde sözleşmenin davalının ilk LPG alımı tarihinden itibaren 5 yıl süreli olduğunun kararlaştırıldığını, davalının, sözleşmenin ekinde imzaladığı Satış Taahhütnamesi ile müvekkilinden aylık 14 ton LPG almayı taahhüt ettiğini, Müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanacak her türlü alacağına, cezai şart ve kâr mahrumiyetine karşılık, sözleşmenin 8. maddesinde yazılı olduğu şekilde 35.000-TL tutarında teminat vermesinin kararlaştırıldığını, ancak davalının bu yükümlülüğünü verine getirmediğini, davalı, LPG alımına başlamadığı gibi; Havza Noterliğinin 08.01.2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı ile bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak sona erdirdiğini, müvekkilinin, Bakırköy ….Noterliği’nin 19.01.2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı ile davalı hesaplarını kat ettiğini, sözleşmenin haksız yere süresinden evvel sona erdirildiğinden Bayilik Sözleşmesi’nin 12.5 maddesi gereği asgari tutar olan 50.000-USD cezai şart ile müvekkilinin kâr mahrumiyetinin 10 gün içinde ödenmesinin ihtar edilmesine rağmen ödenmediğini belirterek, cezai şart alacağından fazlaya dair haklar saklı kalmak şartıyla şimdilik 10.000 USD karşılığı 27.090-TL’nin, kâr mahrumiyeti alacağı bakımından şimdilik 1.000-TL’nin, temerrüdün oluştuğu 07.02.2015 tarihinden itibaren Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uyguladığı faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ve davacı arasında düzenlenen 07.11.2014 tarihli sözleşmenin 11. süre ile ilgili bendinde “İş bu anlaşma 07.11.2014 tarihinde imzalanmış olup bayinin ilk LPG otogaz alımı yaptığı fatura tarihinden itibaren başlar” hükmüne göre müvekkili … Tic. Ltd. Şti. 07.11.2014 tarihinde sonra 2014 Kasım ayı içerisinde Ankara’ya … A.Ş merkezine müessesinde çalışan … ile birlikte 1 tanker gaz satış bedelini şirkete yatırma talebi kabul edilmeyerek reddedildiğini ve yanında götürdüğü bir tanker gaz tutarı parayı davacı şirket müvekkilinden almayarak geri çevirdiğini, bilahare 2014 kasım ve aralık ayları içersinde sözleşme gereği davacı şirkete gaz parası havale çıkarmak için müteaddit defalar müvekkilinin Vezirköprü’den açmış olduğu telefonlarla da gaz parasının şimdilik kabul edilmeyeceğinin beyan ederek bu taleplerinde akim kaldığını, müvekkilinin deposunda 52 gün otogaz bulunmaması nedeniyle bütün müşterilerine karşı küçük düşerek satış miktarlarında bu nedenle azalmasına sebebiyet verildiğinden dolayı 08.01.2015 tarihinde Havza Noterliğinden davacı şirketle müvekkili arasında olan otogaz sözleşmesinin iptali talebinde bulunmak zorunda kaldığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı şirketin davacı şirketten sözleşme başlangıcından itibaren LPG alımı yapmadığı, ne var ki bunda davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, karşılıklı edimleri içeren bayilik sözleşmesi ve işin mahiyeti gereğince ifa sırası kendisinde bulunan davacının, mal temin ve davalıya teslim edimini yerine getirmediği, sözleşmeye aykırılığın davacıdan ileri geldiği, bu itibarla davacının ceza-i şart ve kâr mahrumiyetine yönelik tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; sözleşmeyi süresinden önce sona erdiren davalının sözleşmeye bağlılık ilkesini ihlal ettiğini, davalı feshinin haklı olup olmadığının fesih ihtarı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, fesih ihtarında belirtmediği iddiayı sonradan ileri süremeyeceğini, davalının 07.11.2014 tarihli 5 yıl süreyle satış taahhütnamesi uyarınca 14 ton LPG almayı taahhüt ettiğini, fesih ihtarında kendisine LPG verilmediği yönünde bir iddiası bulunmadığını, bayilik Sözleşmesi’nin 8. Maddesi uyarınca 35.000-TL’lik teminat verilmesi gerektiğini, davalının teminat vermediğini ve LPG alımına başlamadığını, davacının davalıya LPG sevkiyatına ve teslimine hazır olduğu şeklinde bir bildirim yapma görevi bulunmadığını, davalının sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde LPG talep etmeden müvekkilinin mal tedarik ve tesliminin söz konusu olmadığını, ayrıca davalının, bedeli peşin bir tanker LPG talebini yerine getirmediği şeklindeki iddiasını ispat edemediğini, sözleşmenin 7.maddesinin işletilebilmesi için davalının teminat verip davacıdan LPG talep etmesi gerektiğini, davalının davacıdan hiç LPG almadığı ve bayilik sözleşmesinin süresinden önce haksız olarak feshettiğini,davacının cezai şart ve kâr mahrumiyeti talebin haklı olduğu belirtilerek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava ; akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının tahsılı istemine ilişkindir.Akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca ; cezai şart ve kar mahrumiyeti talep edilebilmesi için davalı bayinin borca aykırı davranması ve bu borca aykırı davranış nedeniyle davacı dağıtıcının sözleşmeyi feshetmesi ya da davalının haklı sebep olmadan sözleşmeyi feshetmiş olması gerekmektedir. Taraflar arasında 07/11/2014 tarihli otogaz LPG bayii sözleşmesi ve bu sözleşme uyarınca satış taahütnamesi imzalandığı ve bu sözleşme uyarınca LPG alım satımının gerçekleşmediği hususu ihtilafsızdır. Sözleşmesinin 11. maddesinde ;sözleşmenin bayii’nin ilk LPG Otogaz alımı yaptığı fatura tarihinden itibaren başlayacağı ve bu tarihten itibaren 5 yıl süreli olduğu, 7. maddesinde LPG bedelleri teslim sırasında ..(7 gün vade) havale yolu .ile ödenecegi ,8.1 maddesinde LPG dağıtım firmasından LPG ikmali hallerine karşılık davacının doğmuş veya doğacak her türlü alacağına zarar ve ziyanına kar mahrumiyeti ve cezai şarta karşılık teminat olmak üzere 35.000- (Otuz beş bin ) TL’lik teminat verileceği, 9.maddesinde bayiinin kusurundan dolayı sözleşmenin süresinden önce sona ermesi halinde dağıtıcının sözleşme ve ekinde kararlaştırılan cezai şartları talep edebileceği ve sözleşmenin sona ermesine kadar mahrum kalınan kar mahrumiyetini de talep edebileceği,12.5 maddesinde sözleşmenin bayii tarafından mücbir sebepler dışında tek başına feshine sebebiyet verildiği takdirde bayiinin dağıtıcıya cezai şart ödeyeceğinin düzenlendiği görülmüştür. Bayilik sözleşmesi karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme olup,sözleşme uyarınca davacının borcu davalıya mal temin ve teslim etme ,davalının ise sözleşme ve alınacak ürünlerin bedelinin teminatını vermek ve ürün bedelini ödeme borcu bulunmaktadır.Davalı sözleşmenin imzalanmasından sonra 08.01.2015 tarihinde karşılıklı edimler yerine getirmediğinden sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih etmiş ,sözleşme uyarınca davacının edimi davalıya mal teslimi olup, buna göre davalının kendisine ürün teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmeyi fesh ettiğini ileri sürmesi fesih sebebinin değiştirilmesi niteliğinde değildir.Davalının öncelikle sözleşmenin 8. Maddesinde düzenlenen mal temininden evvel teminat verme borcunu yerine getirmesi gerekli olup,davalı bu edimi yerine getirmeden davacının davalıya mal temin ve teslim borcundan söz edilemeyecektir.Buna göre davacının ,davalının teminat vermesinden sonra ürün teslimi yapması gerekecektir. Bu durumda davalının öncelikle kendi edimi olan sözleşme uyarınca verilmesi gerekli teminat verme borcunun yerine getirilmemesi nedeniyle sözleşmenin tek taraflı olarak feshinin haksız olduğunun kabulü gerektiği gibi önce ifa sırası davacıda olsa dahi davalının sözleşmeyi feshetmeden önce davacıya mal teslim etmesi konusunda ihtar göndermeden ve davacıya edimini yerine getirmesi konsunda süre tanımadan sözleşmesinin tek taraflı feshi de haksız bulunmaktadır.Davalı tarafından sözleşmenin süresinden evvel tek taraflı feshinin haksız olmasına göre davacı kural olarak sözleşme gereği cezai şart ve kar mahrumiyeti talep edebilecektir.Bu durumda “fesihten sonra ki dönemde kar mahrumiyeti zararı hesaplanmasında ,davacının aynı bölgede aynı şartlarla yeni bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için gerekli olan makul süre belirlenerek” davacının talep edebileceği kar mahrumiyeti hesaplanmalıdır.(Yargıtay 19.HD nin 2016/2825 -9158, 2015/11965-2016/6931 ,2015/11090 esas-2016/1858 sayılı kararları da aynı yöndedir.)Davacı vekilinden fesihten sonra aynı bölgede bayiilik edinip edinmediği sorulup, davalının işletmeyi taahhüt ettiği istasyonun bulunduğu ya da emsal niteliği taşıyabilecek nitelikte yakın lokasyonlarda davacının edindiği başka bayiler varsa bunların tespiti ve kar kaybı hesabı yapılabilecek davalının satışı yok ise de emsallere göre tesbit edilebileceği , yeni tesis edilmiş akaryakıt istasyonlarının alım- satım ortalaması belirlenerek davacının talep edebileceği muhtemel kar mahrumiyeti ve cezai şart belirlenerek buna göre hüküm verilmesi gerekirken; bu hususlarda araştırma yapılmadan ve uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden buna uygun rapor alınmadan hüküm verilmesi , HMK 353/1/a/6 kapsamında tarafların (davacının) davanın esasıyla ilgili olarak gösterdiği delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması anlamını taşımakla, söz konusu eksikliğin giderilmesi için kararın kaldırılması ve dosyanın mahkemesine iadesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/479 Esas – 2018/325 Karar sayılı 09/03/2018 tarihli kararının HMK.’nun 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA;”Davanın yeniden görülmek üzere dosyanını kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 19/06/2020