Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1714 E. 2019/1533 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1714
KARAR NO : 2019/1533
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2018
NUMARASI : 2015/698 E.-2018/484 K.
DAVA : İstirdat (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasında 12.04.2013 tarihli Automatic Müşteri Sözleşmesi ve 19.04.2013 tarihli Lojistik Kart Üye İşyeri Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeler gereğince davalının müvekkilinin araçlarına akaryakıt ve data hizmeti vermek ve bu konuyla ilgili kart ve cihaz teslimatı yapmakla yükümlü olduğunu, müvekkilinin de satın alınacak akaryakıt ve kart kullanım bedellerini ödemekle yükümlü olduğunu, davalının müvekkiline 49 adet kart ve cihaz teslim ettiğini, ancak davalının yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin müvekkilince haklı olarak feshedildiğini, müvekkilinin 2 adet kart ve 2 adet cihaz dışında 5’i fesihten önce olmak üzere 45 adet kart ve cihazı davalıya teslim ettiğini, ancak davalının fesihten sonra “Automatic Sözleşme Fesih Bedeli” açıklamalı fatura ile “Auto Araç Çıkarma Bedeli” faturayı düzenlediğini, Automatic Müşteri Sözleşmesinin 9.m. uyarınca kullanılan DBD sistemi üzerinden faturaların kesilme tarihi itibariyle müvekkili hesabından izin ve onay alınmadan tahsil edildiğini ve tahsilatın ardından faturaların gönderildiğini, ancak faturaların 2 adet kart ve 2 adet cihaz bedeli olan 1.763,42-TL dışında haksız olduğunu, bu nedenle müvekkilince bu faturalara karşılık iade faturaları düzenlenerek davalıya gönderildiğini, ancak davalının haksız olarak tahsil ettiği bedelleri iade etmediğini, müvekkilinin iade faturaları toplamı olan 29.969,14-TL tutarında alacaklı olduğunu ileri sürerek 29.969,14-TL’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının sözleşmeyi feshinin haksız olduğunu, davacının feshinin haksız olması nedeniyle sözleşme uyarınca dava konusu faturaların düzenlendiğini ve banka aracılığıyla tahsil edildiğini, faturalar düzenlendikten sonra davacının 21 adet ekipmanı teslim ettiğini, 23 adet ekipman için fatura düzenlendiğini, ancak davacının daha sonra 23 adet ekipmanın 21 adedini de iade ettiğini ve 21 adet ekipman için daha önce fatura yoluyla tahsil edilen tutarın iade edildiğini, neticeten müvekkilinin 2 adet ekipman için 881,46-TL+KDV ve sözleşmenin haksız olarak feshi nedeniyle 21.595,77-TL ceza tahsil ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı şirketin 3 yıllık sözleşme süresi dolmadan sözleşmeyi feshettiği, davalı tarafça düzenlenen dava konusu her iki fatura ve tahsilatın her iki tarafın da ticari defterlerine kaydedildiği, davacı şirketin de, bu faturalara istinaden îade faturaları düzenlediği ve davalı şirketin iade faturalarını ticari defterlerine işlediği, bu şekilde 20.03.2015 tarihinde davacı şirketin 21.235,43 TL alacaklı duruma geçtiği, davacı şirket ticari defterlerinde ise davacı şirketin 20.03.2015 tarihinde 21.379,29 TL alacaklı olduğu, davalı şirket, 01.04.2015 tarihinde de “Automatic Sözleşme Feshi Bedeli” açıklamalı 12.02.2015 tarihli 881,46 TL tutarında fatura düzenleyerek davacı şirketin 21.235,43 TL tutarındaki alacağından düştüğü, ancak bu faturanın düzenlenmesine dayanak belge sunulmaması nedeniyle dikkate alınmadığı, bu durumda davacının 21.235,43 TL asıl alacak ve 443,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.379,29 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 21.379,29 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazlarının ve ek rapor taleplerinin dikkate alınmadığını, raporda bildirilen görüşlerin afaki olduğunu, hukuki vakıaların hatalı yorumlandığını, müvekkili tarafından düzenlenen faturaların sözleşmeye uygun olduğunu, zira sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, davacının fesih nedeni olarak gösterdiği hususları ispat edemediğini, ancak daha sonra faturaya konu 21 adet ekipmanın iade edilmesi üzerine tahsil edilen tutarın da iade edildiğini sadece 881,46-TL’nin tahsil edildiğini ve ayrıca 21.595,77-TL ceza tutarının tahsil edildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, akaryakıt alımına ilişkin sözleşme uyarınca haksız olarak tahsil edilen tutarların iadesi istemine ilişkindir.Davacı taraflar arasında akdedilen sözleşmeler uyarınca kendisine teslim edilen cihaz ve kartlar aracılığıyla davalıdan akaryakıt satın almakta olduğunu, davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, ancak davalın fesihten sonra “sözleşme fesih bedeli” ve “araç çıkarma bedeli” açıklamalı faturalar düzenleyerek kendisinin izni ve onayı olmadan taraflarca oluşturulan sistem üzerinden fatura bedellerini tahsil ettiğini ileri sürmüş, davalı ise davacının sözleşmeyi feshinin haksız olduğunu, dava konusu faturaların sözleşmenin Fesih başlıklı 17.maddesine uygun olarak düzenlendiğini savunmuştur.Taraflar arasında akdedilen 12.04.2013 tarihli Automatic MÜşteri Sözleşmesinin 3 yıl süreli olduğu ve davacı tarafça süresinden önce feshedildiği sabit olup, uyuşmazlık sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı ve davalı faturalarının sözleşmeye uygun düzenlenip düzenlenmediği noktasında toplanmaktadır.Davacı tarafça sunulup davalı itirazına uğramayan tutanak şeklindeki belge incelendiğinde, 16 adet v.u ve 24 adet kartın davalıya teslimine ilişkin olduğunun, daha önce 2013 yılı 2.ayında teslim edilen cihazlar ile teslim edilecek cihazların olduğunun ve bunların işaretlendiğinin belirtildiği görülmüş, işaretli kısımlar incelendiğinde, önceden teslim edilen 5 adet ve henüz teslim edilmeyen 4 adet cihaz olduğu görülmüştür. Yine davalı tarafça düzenlenen dava konusu faturalar incelendiğinde, 12.02.2015 tarihli 604562 nolu 21.595,77-TL bedelli “Automatic Sözleşme Fesih Bedeli” açıklamalı fatura ile 12.02.2015 tarihli 604561 nolu 10.136,79-TL bedelli “Auto Araç Çıkarma Bedeli” açıklamalı fatura olduğu görülmüştür. Davacı taraf ise 4 adet teslim edilmeyen cihaz ve kart olması nedeniyle 1.763,42-TL ceza bedelinin kabulünde olduğunu açıklayarak bu faturalara karşılık 20.03.2015 tarihli 193022 nolu 19.832,35-TL bedelli iade faturası ile 20.03.2015 tarihli 193023 nolu 10.136,79-TL bedelli iade faturasını düzenlemiştir.Tarafların ticari defterleri incelendiğinde, yukarıda belirtilen tüm faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, buna göre dava tarihi itibariyle davacı defterlerine göre davacının 21.379,29-TL alacaklı, davalı defterlerine göre 20.353,97-TL alacaklı olduğu, aradaki farkın davacı defterlerinde kayıtlı olmayan 881,46-TL bedelli “Auto Araç Çıkarma Bedeli” açıklamalı 01.04.2015 tarihli 604670 nolu davalı faturasından ve 143,86-TL devir farkından kaynaklandığı tespit edilmiştir.Öte yandan iş bu dava cari hesap alacağına dayalı olmayıp, davacıdan haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen 2 adet fatura bedelinin istirdatı istemine ilişkindir. Davalı, davacının iade faturalarını ticari defterlerine kaydetmekle, davacının bu faturaları düzenlemekte haklı olduğunu kabul etmiş olup, bu durumda davacı tarafça sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığının davanın esasına bir etkisi bulunmamaktadır.(Yargıtay 19.HD.’nin 30.10.2017 tarihli 2016/13252 E., 2017/7401 K.sayılı emsal kararı).Davalı, davacının iade faturalarından sonra 01.04.2015 tarihli 881,46-TL bedelli “Auto Araç Çıkarma Bedeli” açıklamalı 604670 nolu bir fatura düzenlemiş ise de, davacının 20.03.2015 tarihli 193023 nolu 10.136,79-TL bedelli iade faturasını kabul edip defterlerine kaydeden davalı, aynı hususta yeniden düzenlediği söz konusu faturaya konu alacağında haklı görülmemiştir. Bu durumda davacının 19.832,35-TL bedelli iade faturası ile 10.136,79-TL bedelli iade faturası bedelleri toplamı olan 29.969,14-TL alacağını talep etmekte haklı olduğunun kabulü gerekmiştir. Ne var ki ilk derece mahkemesince iş bu dava, cari hesap alacağının tahsiline ilişkin bir dava olarak kabul edilip, davacının dava tarihi itibariyle 21.235,43 TL asıl alacak ve 443,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.379,29 TL alacaklı olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş, davacı taraf hükmü istinaf etmediğinden bu hususa değinilmekle yetinilmiştir. O halde ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 1.460,42- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 365,20- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.095,22- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 28- TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/12/2019