Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1713 E. 2020/577 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1713
KARAR NO : 2020/577
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2018
NUMARASI : 2017/326 E – 2018/658 K
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili banka tarafından, kredi borçlusu ve kefil aleyhine aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, borçlulardan davalı … tarafından haksız olarak borca ve ferilerine itiraz edildiğini bildirilerek itirazın iptali ile takibin devamına,icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili; Alacaklı olduğu iddia eden bankaya borcunun bulunmadığını, söz konusu şirket ile doğrudan ve ticari ve hukuki bir ilişki olmadığını, banka tarafından müteselsil kefil olduğunun iddia edildiğini ancak TBK’nca aranan müteselsil kefalet ş ve hatta adi kefalet şartlarının da mevcut olmadığını, kredi işleminin tarafının şirket olduğunu, kredinin ödenmesinden şirketin sorumlu olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiştir. 2.Cevap dilekçesinde; Davalı takibe konu genel kredi sözleşmesinin 4. sayfasındaki “18.03.2015” tarihi,7. sayfasındaki “… Mh. …. cd. N… Beykoz/İst, 500.000- TL ve Beşyüzbin Türk Lirası,41. sayfasındaki “500.000 -TL, Müteselsil 19.03.2015 … Mh. … sk. N… D…. Kartal/İstanbul” ,47. sayfasındaki “18.03.2015, 19.03.2015, 500.000 TL, Müteselsil … Mh. … sk. N… D…. Kartal/İstanbul” yazı ve rakamların davalının eli ürünü olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece davacı banka ile davadışı şirket. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine davalının müteselsil kefil olduğu bu Genel Kredi Sözleşmesinden dolayı davacı bankanın alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 72.696,46 -TL yönünden itirazın iptali ile likit alacak nedeniyle %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili; TBK da aranan müteselsil kefalet koşulları somut olayda mevcut olmadığını, mahkeme tarafından gerekli ve yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğini, davalının genel kredi sözleşmesinin asıl borçlusu şirketin yetkilisi olması nedeniyle , sözleşmenin 41. ve 47. sayfasındaki “…”, “…” ve “…” yazı ve rakamlar eli ürünü olduğunu ,bunu dışında 4. sayfasındaki “18.03.2015” tarihi,7. sayfasındaki “… Mh……/İst, 500.000 TL ve Beşyüzbin Türk Lirası,41. sayfadaki “500.000 TL, Müteselsil 19.03.2015 … Mh. … sk. N… D…. Kartal/İstanbul” ,47. sayfasındaki “18.03.2015, 19.03.2015, 500.000 TL, Müteselsil -… Mh. … sk. N….D….Kartal/İstanbul” yazı ve rakamlar davalının el ürünü olmadığını,bu itirazlarının değerlendirilmediğini TBK 583. Maddesinde, müteselsil kefaletin geçerliliği için aranan unsurların bizzat müvekkilin eli ürünü olup olmadığı hususunda dosya kapsamında bir inceleme yapılmadan sonuca gidilmesi, ilgili kararın kaldırılması için tek başına yeterli olduğunu,borçlu şirket adına da yine bu limitte bir krediye başvurmadığını, belirterek eksik incelemeyle verilen kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: 6098 sayılı TBK.’nun 583. maddesinde; “kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır”Kefalet sözleşmesi alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kredi sözleşmeleri karşılıklı taahhütleri içerdiğinden kefil veya kefiller tek yanlı irade beyanı ile kefaletten vazgeçemez.Kefil olunan şirketin ortaklığından ayrılmakta tek başına kefaleti son erdiren bir sebep olmayıp, bu şekilde bir bildirim akdin diğer tarafınca açıkça kabul edilmedikçe sonuç doğurmaz. Kefiller kendi temerrüdünün sonuçlarından kefalet limiti kapsamında asıl borçlunun borcu kadar sorumludur.Davacı banka ile davadışı asıl borçlu arasında imzalanan 500.000 -TL limitli takibe konu genel kredi sözleşmesini davalı şirket temsilcisi olarak imzaladığı gibi, müteselsil kefil sıfatıyladaimzası bulunmaktadır.Davalının imzaya itirazı bulunmamaktadır.Davalı genel kredi sözleşmesinde yazan “müteselsil, tarih ve limit miktarı “ilişkin rakam ve yazıların kendi el ürünün olmadığını ileri sürmesine rağmen mahkemece bu konuda herhangi bir inceleme yapılmamış ve gerekçede de bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır.Mahkemece konusunda uzman bilirkişi vasıtasıyla davalının el ürünü olmadığını iddia ettiği rakam ve yazılar üzerinde inceleme yapılarak davalının kefaletenin geçerliliğinin değerlendirilmesi yönünden rapor alınarak,sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulune karar verilmesi doğru bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle hükme tesir edecek derecede delillerin toplanıp değerlendirilmediği, hükmün HMK 353(1)a-6 kapsamında kaldığı sonucuna varıldığından; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/06/2018 Tarih 2017/326 Esas 2018/658 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davalı tarafça yatırılan 1.242-TLpeşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli karar sonra yazılmak üzere oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 09/06/2020