Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1712 E. 2020/920 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1712
KARAR NO: 2020/920
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI: 2014/1276 Esas 2018/172 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; borçlular tarafından hakkında yer gösterme ve emlak sözleşmesi nedeni ile ödenmeyen ücret alacağı için Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe geçildiğini, itiraz nedeni ile takibin durduğunu .itirazın iptalini, takibin devamını ve davalı hakkında %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde; öncelikle yetkisiz icra müdürlüğünde icra takibi başlatıldığından itirazın iptali davasında dava şartı oluşmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddini, dava dilekçesinde konu edilen taşınmazların müvekkili şirket ve diğer müvekkili tarafından satın alınmadığını, bu nedenle iddias konusu alacağın hiç doğmadığını, yer gösterme sözleşmesi olarak dava dilekçesine eklenen belgede ki imzanın da müvekkili …’ e ait olmadığını belirterek davanın reddini, davacı hakkında % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: mahkemece davaya konu 2 adet yer gösterme belgesinde davalı …’ in adının bulunduğu, diğer davalının adının bulunmadığı, davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde, davalı …’ nın diğer davalı şirketin yetkili temsilcisi olmadığı, davalı …’ nın davalı şirketin temsilcisi olarak yer gösterme belgelerinde adının ve imzasının bulunduğunun davacı tarafından ispat edilemediği, yer gösterme belgelerinde yer alan taşınmazlar yönünden tapuda davalılara yapılan temlik bulunmadığı, dava dışı …Ltd. Şti.’ ne temlik yapıldığı ve tapuda yapılan işlem sırasında davalı …’ nın dava dışı …Ltd. Şti.’ nin vekili olduğunun yazılı olduğu, yapılan ATK incelemesinde davaya dayanak 2 adet yer gösterme tutanağındaki imzaların davalı …’ ya ait olduğunun ispat edilemediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ;hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik- yetersiz ve denetime elverişli olmadığını,raporda belirtilen kısmi benzerlik tespitinin lehlerine yorumlanması gerektiğini ,raporun yeterli imza toplanmadan düzenlendiğini davalının mukayese imza sunmadığından iddiasını ispatlayamadığını ,öte taraftan ihtilaf konusu taşınmazın davalının grup şirketi olan ..ltd. Ştı. tarafından satın alındığını, görüşmelerin … tarafından … Ltd.Şti adına yapıldığını , gayrimenkullerin grup şirketi … ltd.şti. adına satın alınarak hileli bir şekilde hareket edildiğini ,şirketler arasındaki organik bağ bulunduğunun ticaret sicil kayıtlarından anlaşıldığını,her iki şirketin kurucuları ve adreslerinin ayını olduğunu , davalı …’in şirket adına imza yetkisi bulunduğunu , emlak komisyoncusunu aradan çıkartan davalıların yer gösterme sözleşmesinden doğan komisyon ücretini davacıya ödemekle yükümlü olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, tellalık sözleşmesi uyarınca ücret alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. 6098 sayılı yasanın 520. Maddesi uyarınca ;Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır.Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Simsarlık sözleşmesi, simsar ile sözleşme yapan arasında kurulur. Simsarlık sözleşmesi yapılabilmesi için simsar ile gayrimenkul sahibi arasında sözleşme bulunmasına , gayrimenkul malikinin rıza ve simsara yetki vermesine gerek bulunmamaktadır . Tellallık fırsat gösterme veya aracılık etme tellallığı olmak üzere iki şekilde gerçekleşebilir. Fırsat gösterme tellallığında; sözleşmenin kurulması fırsatına ait bilginin sağlanması söz konusu olur. Aracılık etme tellallığında ise; aracılık tellalı iki tarafı bir araya getirmek ve olası düşünce uyuşmazlıklarını gidermek için uğraşmak zorundadır. (Yargıtay HGK 13.12.2018 tarih ve 2017/13-621 E-2018/1929 )] Davacı ile davalı … arasında 31.12.2012 tarihli ,davacı ile davalı şirket adına … adına imzalanan 16.01.2013 tarihli yer gösterme sözleşmeleri ile 6973-6976 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin imzalanan Yer Gösterme Sözleşmelerininn 3/A maddesinde emlak komisyoncusu tarafından gösterilen taşınmazın,sözleşmenin imzasından itibaren bir yıl içinde her ne suretle olursa olsun paydaşı olduğu veya temsil ettiği şirket ve kuruluşlar adına veya sair ilişkiler içinde bulunduğu kurum , eş, dost gibi üçüncü şahıslar adına satın alınması halinde taşınmazlara ilişkin belirtilen ortalama bedel üzerinden yüzde % 3 +kdv tellaliye ücreti ödeneceğinin düzenlenmiştir. Davalı …’in yer gösterme sözleşmelerinde imzasını inkar etmesi üzerine yapılan imza incelemesi sonucunda ATK raporunda davalı adına atfen atılan imzanın kısmi benzerlik görülmekle birlikte imzaların basit tersimli, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle adı geçenin eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediği belirtilmiş ise davalının keşide ettiği Kocaeli …Noterliğinin 15.03.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamede davaya konu yer gösterme sözleşmelerini çalışmış olduğu diğer davalı şirket adına imzaladığı yönündeki beyanı imzanın kabulü niteliğinde resmi makamlar önünde ikrar niteliğinde olduğundan yer gösterme sözleşmeleri altındaki imzanın davalı …’in el ürünü olduğu ve sözleşmeleri imzaladığının kabulü gerekmektedir. Başiskele Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilen tapu kayıtlarına göre ; … ve … sayılı parsellerin 3.10.2011 tarihinde ifraz- taksim işlemi yapılarak … adına kaydedildiği ,8.2.2013 tarihinde de …ltd.Şti ne satıldığı anlaşılmaktadır. 31/12/2012 tarihli yer gösterme sözleşmesi davalı … tarafından kendi adına imzalanmış olup, sözleşmenin 3-a maddesinde komisyoncu tarafından kendisine gösterilen taşınmazları sözleşmenin imzasından itibaren 1 yıl içinde her ne suretle olursa olsun müşteri adına ve üçüncü derece akrabaları adına paydaş olduğu veya temsil ettiği şirket ve kuruluşlar adına vs ilişkiler içinde bulunduğu kurum, eş, dost gibi üçüncü şahıslar adına satın alınması halinde taşınmazların adresleri karşısında gösterilen ortalama bedel üzerinden %3 komisyon + kdv tellaliye ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, davacı tarafından hizmet verdiği iddia olunan 6973 ve 6976 sayılı parsellerin ortalama değerlerinin -2 milyon TL olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Yine 16/01/2013 tarihinde … şirketi adına imzalanan yer gösterme sözleşmesinde ise ortalama bedel üzerinden 1 m2’si 400-TL net, ilave olunan … ve … nolu parsellerle birlikte 7.372.000-TL olduğunun gösterildiği, 4 ayrı parselin bir kısmının veya tamamının satın alınırsa aynı sözleşmenin geçerli olduğu yazılmış,buna göre yer gösterme sözleşmesinin birinin … diğerinin de … Ltd. Şti. adına imzalandığı, aynı taşınmazların … tarafından 08/02/2013 tarihinde satın alındığı hususları sabittir. Ticaret sicilinden gelen kayıtlarda … Ltd. Şti.’nin ortaklarının …’nin 5.000-TL , …’nin de 15.000-TL oranında şirkete ortak olduğu, Aralık 2012 yılından sonraki ve halen ortağı ve şirket yetkilisinin … bulunduğu anlaşılmaktadır. … Ltd. Şti.’nin tek ortağının ise … olduğu, sözleşmenin tarafı olan … şirketinin de %75 oranında ortağının … olduğu, her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu, yine davalı …’in davalı şirketin Çorlu Şubesini temsile yetkili olduğu gibi, alıcı ve sözleşmenin tarafı bulunan şirketle adına vekaleten hareket edebilen organik bağ içerisinde bulunan kişi ve şirketler olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı şirketin …’in temsil yetkisi bulunmadığı, şirket adına sözleşme imzalayamayacağı, taşınmazın taraflarınca satın alınmadığı ileri sürmesinin kabul edilebilir görülmemiştir. Bandırma …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında her iki sözleşmeye dayalı olarak 130.498,56-TL tellaliye + KDV, 11.886,97-TL işlemiş faiz, 167,95-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 142.553,48-TL alacağın takip tarihinden itibaren %11 oranında işletilecek faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, her iki davalının yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrine süresi içerisinde temsil yetkisine, borca, imzaya itiraz ettikleri, icra takibinin durduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde satın alınan gayrimenkullerin m2 birim değeri olan 400-TL’den hesaplanan 4.608 m2 üzerinden satışa konu edildiği belirtilerek 1.843.200.000-TL’nin %3’ü tutarında 110.592-TL + kdv hesaplanarak takibe ve davaya konu edildiği anlaşılmaktadır. Taleple bağlılık kuralı gereğince davacının talebi olan 4.608 m2 üzerinden yapılan hesaplamada 1.843.200-TL’nin %3’ü 55.296,-TL, %18 kdv.si ise 9.953,28-TL etmekle toplam 65.249,28-TL hizmet bedeli hesaplanmaktadır. Davacının talebi 110.592-TL %6 oranında komisyon ücretine tekabül etmektedir. Her iki sözleşmenin incelenmesinde sözleşmenin B-(a) fıkrasında belirtilen şartların emlak komisyoncusu devre dışı bırakılmak suretiyle gerçekleşmesi halinde müşteri kendisine ve taşınmaz mal sahibine ait komisyon ücretinin tamamını ödemekle yükümlüdür denilmektedir. Ancak davacının taşınmaz mal sahibinden %3 komisyon bedeli tahsil edeceğine dair bir hüküm yoktur.İlave %3 talebi için aynı sözleşmede mal sahibininde %3 oranında komisyon ödemeyi davacıya karşı yükümlenmesi gerekir. Her iki sözleşmede mal sahibi taraf olmadığından davacının bu iki sözleşmeye dayalı olarak sadece alıcılardan talep edebileceği %3 komisyonu isteyebileceği,%3 ayrıca cezai şart kararlaştırılmadığından %3 oran dışında ki isteklerin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Temerrüt ihtarnamesinin her iki davalıya 08/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede 10 günlük ödeme süresi verildiği, verilen süre sonu itibariyle 19/03/2013 tarihinde davalıların mütemerrit oldukları,buna göre bu tarihten 20/06/2013 tarihine kadar %13,75 oranda 91 gün işlemiş faize hak kazandığı, bu tutarın 2.267,86-TL, 21/06/2013 tarihinden takip tarihi olan 10/12/2013 tarihine kadar da %11 oranında 169 gün 3.369,40-TL olmak üzere toplam 5.637,26-TL işlemiş faize hak kazandığı anlaşılmaktadır. Davacının her iki davalıya hizmet verdiği sabit olup, … firmasının hakim ortağı bulunan …’nin tek ortağı olduğu … şirketi tarafından taşınmazların satın alındığı, her iki davalının sözleşmeler ile yükümlendikleri hizmet bedelini davacıya ödemekle yükümlü oldukları,davacının 65.249,28-TL asıl alacak hizmet bedeli , 5.637,26-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 70.886,54-TL alacaklı olduğu sonucuna varıldığından, dosya kapsamına, delillere uygun olmayan davanın reddine ilişkin hükmün yeniden yargılama gerekmediğinden HMK 353(1)b-2 gereği kaldırılmasına ,yeniden hüküm verilerek toplam alacak üzerinden itirazın kısmen iptaline ,davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına ,likit alacağa haksız itiraz nedeniyle davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine , fazlaya ilişkin hizmet bedeli alacağı ve makbuzu ibraz edilmeyen ihtarname masraf istemlerinin de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2018 Tarih 2014/1276 Esas 2018/172 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Bandırma …İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyasında davalıların itirazının 65.249,28-TL asıl alacak, 5.637,26-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 70.886,54-TL alacak üzerinden KISMEN İPTALİNE 65.249,28-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, %20 oranında hesaplanan 14.177,30-TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 4.842,25-TL nispi karar ve ilam harcından icra veznesine yatırılan 712,70-TL, mahkeme veznesine yatırılan 1.721,80-TL, üzere toplam 2.434,50-TL nin mahsubu ile bakiye 2.407,75-TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı vekili için takdir olunan 10.015,25-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Davalılar vekili için takdir olunan 10.116,70-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Davacı tarafından yatırılan 2.459,70- TL peşin harçların davalılardan alınarak davacıya ödenmesine , Davacı tarafından yapılan 213,65-TL posta,385-TL ATK masrafı olmak üzere , toplam 598,65-TL yargı giderinden davanın kabulü oranında hesaplanan 300-TL nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,kalan giderin üzerinde bırakılmasına Davalılar tarafından yapılan 26,45-TL posta masrafından ibaret yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 14-TL sinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 98-TL İstinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 49-TL nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Davalılar tarafından yapılan 21-TL istinaf yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 11-TL sinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nun 362(1)a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/10/2020