Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1711 E. 2020/833 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1711
KARAR NO: 2020/833
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2018
NUMARASI: 2017/252 Esas-2018/570 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/09/2020
İlk derece mahkemesince verilen davanın reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasında 21/04/2015 tarihli hazır beton satış sözleşmesi imzalandığını, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında dökümü yapılan betonlar nedeniyle davalının borcunu ödemediğini, davalının müvekkili şirketin betonun pompalı dökmediği, pompa hizmetini dışarıdan aldıkları iddiası ile pompa işletme bedeli adı altında fatura düzenleyerek borcundan kurtulmayı amaçladığını, davalının düzenlenen faturalara itiraz etmediğini, davalının düzenlemiş olduğu 24.780,00 TL’lik pompa işletme bedeli adlı e-fatura düzenlemesini sözleşmesel ve yasal dayanağının olmadığını, bunun iade edildiğini, müvekkilinin alacağının hazır beton dökümü karşılığı düzenlenen faturalardan kaynaklı olduğunu, davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; sözleşmenin 9. maddesine göre Pendik icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 2/b maddesine göre üreticinin hazır betonu mikser oluğu veya mobil pompası ile basarak kalıba teslim etmesi gerektiğini, ancak devam eden süreçte müvekkilinin iş yaptığı asıl işverinin tek kat çelik hasırlı beton yerine içerisinde çelik tel bulunan beton istediğini, bu talebin davacıya iletilmesi ile ilave 6 TL + KDV ücret farkı ile istenilen betonun kalıba basılacağının bildirilmesi üzerine davacının fark ücret talebi kabul edilerek 28/05/2015 tarihinde anlaşmaya varıldığını, davacı tarafça 3 döküm yapıldıktan sonra pompalarının yetersiz olduğu, isterlerse betonu temin edebilecekleri, ancak başka pompa kiralamalarını ve işin sonunda 3. kişilere ödenecek pompa kirasının borçtan mahsubunu teklif ettiklerini, işi yapmak zorunda olan müvekkilinin talebi uygun bularak betonun dökülmesi için dışarıdan pompa hizmeti almak zorunda kaldığını, davacı ile yapılan anlaşmada kararlaştırılan fiyatın pompalı fiyat olduğunu, davacı tarafından sağlanan betonun davacının oluru ile temin edilen 3. kişiye ait pompa ile döküldüğünü, davacının pompa ve betona ayrı fiyat vermediğinden ve maliyetin içinde pompanın değeri belli olmayıp, ne kadar bedel mahsup edileceği işin başında belli olmadığından davacının faturalarına itiraz edilmediğini, davacının bilgisi ve kabulü ile 3. kişiye ait pompanın kullanıldığını ve pompa için 24.780,00 TL ödeme yapıldığını belirterek, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiş, ıslah dilekçesiyle de pompa hizmeti için ödedikleri tutar yönünden takas-mahsup talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmede betonun teslim şeklinin mikserle veya pompalı olarak kalıba teslim olması, pompa hizmet bedelinin de birim fiyata dahil olması, dökülecek her betonda gerektiğinde pompa kullanılacak olması, davacının birim fiyata ek fiyat farkı konusunda da kabulünün bulunduğu hususları dikkate alındığında, davacı pompa hizmetini veremediğinden, pompa hizmetinin dava dışı şirketten sağlandığı da dosyaya ibraz edilen faturayla sabit olup, pompa hizmet bedelinin davacının alacağından mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkili tarafından düzenlenen faturaların davalı tarafından kabul edilerek ticari defterlerine işlendiğini, ancak davalının son dökümden 5 ay sonra pompa bedeli faturası düzenlediğini, davalının sözleşmedeki beton niteliğinin değiştiğini kabul ettiğini, ancak sözleşme dışı özel betona ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, davalının düzenlediği iade faturasının takas mahsup hakkı vermediğini, davalının, müvekkili tarafından düzenlenmiş olan faturalara itiraz etmemesi nedeniyle fatura alacaklarını kabul ettiğini, alınan bilirkişi raporunun da hükme esas alınmasının mümkün olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenmiş olan hazır beton satış sözleşmesi kapsamındaki alacağa dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafından davalıya satışı yapılan sözleşme dışı özel nitelikli hazır betonun dökümü için davalının dava dışı şirkete ödediği pompa hizmet bedelinin davacı alacağından düşülüp düşülemeyeceği noktasındadır. Davacı tarafça düzenlenmiş olan faturaların davalı tarafından kabul edilerek ticari defterlerine işlendiği, bu faturalar nedeniyle davacının 23.332,28 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından ise dava dışı şirkete 24.780,00 TL pompa bedeli ödendiği sabittir. Somut olayda taraflar betonun davacı tarafından hazırlanıp taşınması, mikser veya pompayla kalıba teslimi hususunda sözleşme düzenlemiş olup, bedel pompa veya mikser dahil olarak belirlenmiştir. Sözleşme dışı çelik tel bulunan katkılı beton hususunda taraflar anlaşmış, davalı da mail yazışmasından anlaşılacağı üzere sözleşme dışı bu beton için fiyat farkı uygulanacağını belirtmiştir. Ancak sözleşme dışı beton fiyatına döküm pompa bedelinin dahil olmadığı konusunda taraflar arasında yeni bir anlaşma bulunmadığı gibi, esasen asıl sözleşmedeki pompa-mikser dahil bedelin sözleşme dışı beton satışında uygulanmayacağı yönünde bir mutabakat veya sözleşme yoktur. O halde sözleşme dışı beton satışının da pompa bedeli dahil olacağı kabul edilmelidir. Dolayısıyla davacının yüklendiği pompa hizmetini vermemesi nedeniyle, davalının pompa bedeli olarak dava dışı şirkete ödediği bedelin davacıya olan borcundan düşülmesi doğru olup, davacı alacaklının takipte kötü niyetli olduğu da kanıtlanamamıştır. Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yerinde olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 17/09/2020