Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1702 E. 2019/1584 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1702
KARAR NO : 2019/1584
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2018
NUMARASI : 2016/282 E.- 2018/489 K.
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/12/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkide müvekkilinin davalı için taşıma işi yapmakta olduğunu, ancak davalının 19.706-TL cari hesap borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibin kesinleşmesinden önce 17.07.2014 tarihinde 19.706-TL’yi müvekkili hesabına havale ettiğini, ardından süresi içinde takibe ve ferilerine itiraz ettiğini, davalı anaparayı ödemiş olsa da takibin sair ferileri, vekalet ücreti, yargılama gideri ve harçlardan sorumlu olduğunu, ancak bunları ödemekten imtina ettiğinden bu davanın açılması gerektiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına,icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili,takibe konu faturaların davacının yaptığı 10 alt taşıma işinden kaynaklandığını, davacı ile süregelen uygulamada ve her halde alt-üst taşıma yapanlar arasındaki ticari teamüller gereği, davacının taşıma ücretine yaptığı taşımaların eksiksiz ve kusursuz gerçekleştiğini ispat eden taşıma belgelerini taşıtana teslim etmesini takiben hak kazanmakta olduğunu, davacının bu 10 taşımaya ilişkin taşıma belgelerini 17.07.2014 tarihinde müvekkiline teslim ettiğini, ayrıca davacının takip öncesinde gönderdiği bir ihtarname olmadığı halde işlemiş faiz talebinde de bulunamayacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının vekalet ücretine hak kazandığı kabul edilse dahi ödeme emrinden önce tebliğ edilen yapılan ödemeler bakımından vekalet ücretinin 3/4’üne hak kazanıldığını, ayrıca anaparası ödenen dosyada masraf, vekalet ücreti ve harçlarına faiz işletilemeyeceğini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 19.706- TL alacağının olduğu, bu bedelin davalı tarafından 17/07/2014 tarihinde ödendiği, davalının ödeme yaptığı sırada icra dosyasındaki ödeme emrinin davalıya henüz tebliğ edilmemiş ve takibin de kesinleşmemiş olduğu, davalının davacı tarafından taşıma belgelerinin kendisine ulaştırıldığı gün itibariyle ödeme yapmış olması karşısında davalının ödeme borcundan tamamen kurtulmuş sayılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı anapara borcunu takip kesinleşmeden ödemiş ise de, takipten itibaren vekalet ücreti, harç ve takip masrafı alacağı doğduğunu, davalı sırf bunları ödemekten kaçınmak için kötüniyetli hareket ederek UYAP’tan veya e-devlet sistemi üzerinden takibi öğrenerek ödeme emri kendisine tebliğ edilmeden önce anaparayı ödediğini, mahkemece 3 adet bilirkişi raporu alındığını, taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmasının gereksiz olduğunu, zira borç ve ödeme tutarı hususunda uyuşmazlık bulunmadığını, 31.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda e-posta yazışmaları incelenerek davalı temerrüdünün belirlendiğini, davalı yetkilisinin bu yazışmada davacının ödeme listesinden çıkarılması talimatını vermekte olduğunu, takipte haklı olduklarını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde işlemiş faiz, icra vekalet ücreti, takip masrafları ve takip harcına yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, davacının kendisi için alt taşıma işleri yaptığını, ticari teamül ve aralarında süregelen uygulama gereğince davacının yapmış olduğu taşımalara ilişkin sevk irsaliyelerini teslim etmeden alacak talebinde bulunamayacağını savunmuştur.İcra dosyası incelendiğinde, davacı tarafından davalı hakkında 15.07.2014 tarihinde 19.706-TL asıl alacak ve 25,37-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.731,37-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 18.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüş olup, davalının ödeme emrini tebliğ almadan 17.07.2018 tarihinde asıl alacak tutarı olan 19.706-TL’yi davacıya ödemiş olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık takip tarihi itibariyle davacı alacağının muaccel olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamında mevcut belgeler ve bilirkişi raporları incelendiğine davacının davalı adına 26.03.2014-06.06.2014 tarihleri arasında faturalar düzenlediği, fatura tarihlerine göre ortalama 20-25 günlük sürelerde fatura bedellerinin ödendiği, dava konusu alacağın 06.06.2014 tarihli faturadan kaynaklandığı, en son tarihli sevk irsaliyesinin de 06.06.2014 tarihli olduğu, davalının 06.06.2014 tarihli faturayı aynı tarihte ticari defterlerine kaydetmiş olduğu görülmüştür. Ayrıca e-posta yazışmaları incelendiğinde davacı tarafın ödeme talebi üzerine, davalı tarafın 11.07.2014 tarihli olup kendi çalışanlarına gönderdiği ve davacıya bilgilendirme amaçlı gönderdiği e-postasında davacının o günkü ödeme listesinden çıkarılması talimatını verdiği ve ödemenin bir sonraki hafta cuma günü yapılacağını bildirdiği, ancak kendilerine sevk irsaliyelerinin teslim edilmediği yönünde bir ifadesine rastlanılmadığı görülmüş olup, bu nedenle davalının teamül gereği ödemelerin sevk irsaliyelerinin teslimini müteakip yapıldığı yönündeki savunmasına itibar edilmemiş, davacının icra takibinde haklı olduğunun kabulü gerekmiştir. Davalı icra takibi kesinleşmeden önce asıl alacak tutarını ödemiş ise de, haklı olan icra takibine ilişkin icra vekalet ücreti, takip sonrası işlemiş faiz,harç ve masraflarından da sorumlu olduğu açıktır. Tahsil harcı ise zaten devlete ödenecek bir tutar olduğundan iş bu davaya konu edilmesi mümkün değildir(Dairemizin 08.03.2017 tarihli 2017/57 E., 2017/58 K. sayılı emsal kararı). Ayrıca davalının takip öncesinde temerrüde düşürülmesi söz konusu olmadığından, 25,37-TL takip öncesi işlemiş faiz talebinde haksızdır. Öte yandan icra vekalet ücreti,takip sonrası işlemiş faiz, başvuru ve vekalet harcı ile sair takip masraflarına ilişkin hesap icra müdürlüğünce yapılacağından, mahkemece hesap yapılmayıp bu kalemlere ilişkin itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 03.07.2018 tarihli 2017/794 E., 2018/3735 K. sayılı emsal kararı)Bununla birlikte dava alacağın ferilerine ilişkin olduğundan, icra inkar tazminatı şartları da oluşmamıştır.Dava değeri 3.400,-TL olarak gösterilmiş ise de, icra takibinin ferilerine yönelik bu davada ilk derece mahkemesince verilen kararın miktar yönünden kesin olup olmadığının tespitinde icra takip miktarı dikkate alınacağından, kararın kesin olmadığı açıktır. O halde ilk derece mahkemesince açıklanan tüm bu hususlar dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ile HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/05/2018 Tarih 2016/282 Esas 2018/489 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; Davanın KISMEN KABULÜNE; davalının İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına; icra vekalet ücreti, takip sonrası işlemiş faiz, başvuru ve vekalet harcı ile takip masrafları yönünden yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,Dava alacağın fer’ilerine ilişkin olmakla davacı yararına icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına,” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;”Alınması gereken 44,40- TL maktu harçtan davacı tarafça yatırılan 29,20- TL harcın mahsubu ile 15,20-TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,Davacı tarafından ödenen 29,20- TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından ödenen 33,50-TL ilk masraf ve 2.100- TL bilirkişi ücreti ve 237,20-TL tebligat-müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.370,70-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1.580,46- TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725- TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine .Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına,Davacı tarafça yapılan 75-TL istinaf yargılama giderlerinin 50-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 19/12/2019