Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1667 E. 2020/557 K. 03.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1667
KARAR NO : 2020/557
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2018
NUMARASI : 2017/472 Esas 2018/525 Karar
DAVA: ALACAK
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde : Davalı ile müvekkili arasında müvekkile ait … plaka sayılı taşıtın davalıya satışı için Beyoğlu …. Noterliğinin 15/03/2017 tarih ve … yevmiye numaralı 180.000-TL bedelli araç satış sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin araç bedeli için 180.000-TL bedelli faturayı tanzim ettiğini ve davalıya teslim ettiğini, davalının faturaya içeriğine itiraz etmemekle faturayı kabul ettiğini, fatura bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, araç bedelinden kalan 30.000-TL’nin ödemesinin yapılmadığını, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, davalı tarafın yetkiye itiraz edildiğini belirterek itirazların iptaline, takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli olduğundan inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı taraça verilen ıslah dilekçesi ile itirazın iptaline ilişkin dava alacak davası olarak ıslah edilmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; Noter satış sözleşmesinde söz konusu araç alım satım işleminden dolayı müvekkilin davacıya hiçbir borcu kalmadığını belirterek davanın reddine, kötüniyet tazminatının % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının Noter satış sözleşmesi altındaki imzaya bir itirazı bulunmadığını, davalının temsilcisi olarak tanıtan kişi tarafından aldatıldığını beyanla hile iddiasında bulunulmuş ise de, bahsi geçen kişi dosyada taraf olmadığı gibi satış sözleşmesi de davacı ve davalı arasında akdedildiği , bu sözleşmeye göre, bedelin ödendiği ,aracın davalıya teslim edildiği ,davacının bedeli almadığını iddia ediyor ise yazılı belgenin aksi yöndeki bu beyanını yazılı delil ile ispatı gerektiği ,davacının bu yönde herhangi bir delil sunmadığı ve açıkca yemin deliline dayanmadığı gerekçesiyle ispat yükü kendisine düşen davacının, ispatlanamayan davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; Müvekkilinin, davalı ile dava dışı … tarafından TBK.’nın 36. maddesinde düzenlenen aldatma sonucu paranın tamamını almaksızın noterde sözleşme imzalayarak aracı teslim ettigini,davalının 180.000-TL bedelli faturadan 150.000-TLyi ödediğini,davalı borcu ödediğini iddia ettiğinden ispat yükünün kendisinde olduğunu,aldatma (hile) her türlü delille ispat edilebileceğini,taraf ticari defterlerinin incelenmesiyle ve davalıya ait BA formlarının istenmesiyle müvekkilin davalıdan alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını,dava dışı …nin, babasının yetkilisi olduğu şirket adına hareketle müvekkili ile iletişime geçerek bakiye borç 30.000-TL için 2 ayrı bono verdiğini , tersini düşünmenin hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu,zira hiç kimsenin durduk yere bono vermeyeceğini,bono bedelleri ile bakiye alacağın miktarının aynı olduğunu,mahkemece delillerinin toplanmadığı ve tanıklarının dinlenmediğini,bu sebeplerle kararın kaldırılarak ile 30.000-TL.’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava araç satım bedeli için düzenlenen bakiye fatura alacağının tahsili istemine ilişkindir.Davacı şirketin maliki olduğu 34 SK 710 plaka sayılı aracın 180.000- TL bedel ile Beyoğlu …. Noterliğinin 15/03/2017 tarih ve … yevmiye nolu resmi araç satım sözleşmesi davalı şirkete satılarak mülkiyetinin devredildiği görülmüştür. Satış sözleşmesinde satım bedelinin peşin alındığı yazılıdır.Davacı resmi senette yazılanın aksine davaya konu aracın satım bedeli 180.000- TL nin 150.000- TL lik kısmının peşin ödendiğini, dava dışı …’nin kendisini davalı şirket yetkilisi olarak tanıtıp kalan bedel için 30.000- TL bedelli 2 adet senet vermek suretiyle ödeyeceği konusunda aldatması sonucu paranın tamamı alınmaksızın noterde sözleşmenin imzalandığı ve aracın teslim edildiğini ileri sürmektedir. Noter önünde doğrudan düzenlenen senetlerde dahi hata-hile-ikrah iddiasında bulunulabilir ve hile iddiasının maddi vakıaları yönünden tanık dinlenbilir ise de itimada dayanan işlemlerde tanık dinlenemez.(Yargıtay 19. H.D 26/06/2018 Tarih – E:2016/18222 K:2018/3573,(Yargıtay 11. H.D 208/12/2011Tarih – E:2009/14521 K: 2011/16629) Şirket yetkilisinin kendi adına düzenlediği senetler nedeniyle şirketin sorumluluğu doğmaz ve bu hususu basiretli bir tacirin bildiği kabul edilir .Somut olayda dava dışı …’nin keşideci olduğu senetler davalı şirket ile ilişkilendirilememekte,davalı tarafça senetlerin bu borç için düzenlendiği de kabul edilmemekte ,noter senedinde bedelin peşin ödendiğinin yazılı olduğu savunulmaktadır. Satım sözleşmesi uyarınca 3. kişinin senet düzenlemesi ve senetlerin ödenmemesine yönelik davacının ileri sürdüğü maddi vakıalar TBK nın 36. maddesi uyarınca 3. kişinin hilesi olarak değerlendirilemeyeceğinden mahkemece tanık dinlenmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı noterde düzenlenen resmi araç satım sözleşmesinde sattığı aracın bedelini peşin aldığını kabul etmiş olup,bu senedin aksini yazılı delillerle ispatlayamamıştır.Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafça peşin yatırılan 35,90- TLnin mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/06/2020