Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1665 E. 2020/542 K. 03.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1665
KARAR NO : 2020/542
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2018
NUMARASI : 2015/648 Esas 2018/433 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, ticari ilişki kapsamında müvekkili tarafından davalı adına toplam tutarı 69.454,96 TL olan 4 adet fatura tanzim edildiğini, davalı tarafından sadece 33.004,70 TL ödeme yapıldığını, kalan 36.450 TL’nın davalı tarafından ödenmediğini, bakiye alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 02.06.2015 tarihinde takip yapıldığını, davalı borçlu tarafından yapılan bu takibe 15.06.2015 tarihinde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belrterek davalının yaptığı itirazın iptaline, haklı icra takibinin devamına, İİK.67/II maddesi gereği alacağın %20’si icra inkar tazminatına hükmedilmesine, talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin davacıdan, takibe konu edilen faturalarda gösterilen hizmetleri aldığını, alınan hizmet bedelinin 33.004.70 TL’nın, davacıya ödendiğinin davacının kabulünde olduğunu, yapılan bu ödeme dışında davacıya, çekle ve makbuz karşılığı nakit ödemeler yapılarak takibe konu faturaların tüm bedellerinin ödendiğini ve davacının hiçbir alacağının kalmadığını beyan ederek, öncelikle taleple bağlı kalınarak, davanın esastan reddine,takip haksız ve kötü niyetli takip olduğundan, %20’den az olmamak kaydı ile, icra inkar tazminatının davacıdan alınarak taraflarına verilmesine,talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :Mahkemece davalının ticari defterlerinde davacıya (33.004,70 TL’si çekişmesiz, 33.000,00 TL’si çekişmeli ve makbuz karşılığında) toplam 66.004,70 TL ödemenin kayıtlı olduğu, davacının 3.446,26 TL alacaklı göründüğü, davacı asilin ödeme makbuzlar altındaki imzayı inkar etmediği ve davacının , davalı makbuz karşılığı yaptığı 33.000,00 TL’lik ödemenin başka bir ticari ilişkiye istinaden yapıldığı hususu ispat edilmediği gerekçesiyle itirazın kısmen iptaline ve kabul edilen likit alacak yönünden inkar tazminatı talebinin kabulüne davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Davalı vekili sunulan ödeme makbuzu uyarınca davacının 446,-TL alacaklı olduğu tespit edilmesine rağmen mahkemece bu husus nazara alınmadan fazla alacağı hükmedildiğini, davacının ödenen alacak nedeniyle takip başlatmasının kötüniyetli olduğunu ve davacının yargılama sırasında kendisini vekilli temsil edilmediği halde vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve 446,26 TL alacak yönünden davanın kabulü ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece; yukarıda açıklanan gerekçe ile itirazın iptali davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Ödeme iddiası yönünden ispat külfeti davalı üzerinde olup davalı bu iddiasının HMK 200 v.d maddeleri uyarınca yazılı belge ile ispatlamak zorundadır. Mahkemece davalının ticari defterlerinde makbuz karşılığında kasadan yapılan nakit ödeme olarak toplam davacıya 33.000,-TL ödemenin kayıtlı olduğu, davacı asilin bu ödeme makbuzları altındaki imzayı inkar etmediği ve davacının 3.446,26 TL alacaklı olduğu kabul edilmiş olup, davacı tarafından bu karar istinaf edilmemiştir.Davalı vekili sunulan ödeme makbuzları uyarınca davacının 446,-TL alacaklı olduğu tespit edilmesine rağmen mahkemece bu husus nazara alınmadan fazla alacağı hükmedildiğini ileri sürmektedir. Davalının davacı adına düzenlediği 02.10.2014 tarihli 3000,-TL nakit ödeme belgesi davalının defterinde kayıtlı olmadığı gibi yapılan imza incelemesinde de ödeme makbuzundaki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiş ve davacının da imzanın kabulüne ilişkin herhangi bir beyanı bulunmadığı görülmüştür. Buna göre mahkemece davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan bu ödeme makbuzu mahsup edilmeksizin alacak miktarının tespit edilmesinde ve davacı başlattığı takipte kısmen haksız ise de; dosya kapsamındaki delillerden takip başlatmasında kötü niyetli olduğu hususu ispatlanamadığından kötüniyet tazminatının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Öte yandan davacı davada kendisini vekilli temsil ettirmiş ve davacı vekili duruşmalara katıldıktan sonra yargılama sırasında vekillikten çekilmiş olup, vekillikten çekildikten sonra duruşmalara katılmaması davacı asıl lehine yasal vekalet ücretinin takdir edilmesine yasal olarak bir engel bulunmamaktadır. (Y13.HD.20.11.2001 tarih E:2001/9608-K:2001/10741). Bu durumda mahkemece davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalının istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 204,90- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 58,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 146- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 47,-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/06/2020