Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1659 E. 2018/1557 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1659
KARAR NO : 2018/1557
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2018
NUMARASI: 2018/445 Esas 2018/514 Karar
DAVA: MENFİ TESBİT
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/12/2018
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; davalı bankanın müvekkilleri hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, müvekillerinin itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığını ve davanın İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/316 E. sayılı dosyasında görülmekte olduğunu, icra takibinde talep edilen işlemiş faiz tutarının ve faiz oranının fahiş olduğunu ileri sürerek icra takibinde talep edilen hukuka aykırı faizin kaldırılarak kanuna uygun faiz oranının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; mahkememizin yetkisine itiraz ettiklerini, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi olan Çağlayan Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca davacı tarafın bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, zira icra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasının derdest olduğunu, itirazın iptali davasında zaten faiz oranı tespit edilerek faiz tutarının hesaplanacağını savunarak davanın reddini ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davacıların kendileri aleyhine itirazın iptali davası açılmasından sonra, itirazın iptali davasına konu işlemiş ve işleyecek faiz tutarı yönünden borçlu olmadıklarının tespitini istediklerinden, menfi tespit davası açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı,(Emsal:Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 11/05/2017 tarihli 2016/16979 E., 2017/3718 K. sayılı kararı; 24/11/2016 tarihli 2016/4359 E., 2016/15093 K. sayılı kararı), Bunun yanında mahkemece verilen herhangi bir ihtiyati tedbir kararı olmadığından davacı aleyhine tazminat şartları oluşmadığı gerekçesiyle dava dava şartı yokluğundan usulden reddine ve davalı tarafın şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davalı tarafça itirazın iptalinin 06/04/2018 tarihinde açıldığını ve müvekkillerine 20/04/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın ise 09/04/2018 tarihinde, davalı tarafından itirazın iptali dilekçesi tebliğ edilmeden çok önce açıldığını, davalı tarafından takipte talep edilen faiz tutarının fahiş olduğunu, talep edilen temerrüt faizinin kanuna aykırı olduğunu, takipte talep edilen miktar düşünüldüğünde, müvekkillerinin uğrayacağı kaybın büyük olacağını, takibin durmasının sadece takip hukuku ile ilgili olup, davacı müvekkillerinin maddi hukuk anlamında borcun kesin olarak ortadan kaldırılmasını ve takip talebinde talep edilen faizlerin tespitini isteme hakkı bulunduğunu, böyle bir durumda dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını kabul etmenin mümkün olmadığını belirterek kararın HMK 353(1)a-6 gereğince kaldırılmasına, böyle yapılmadığı takdirde ise HMK 353(1)b-2 gereğince gerekli incelemeler yapıldıktan sonra, deliller toplandıktan ve tanıklar dinlendikten sonra esas hakkında yeniden karar verilerek talebi gibi davanın kabulüne karar verilmesini, dava giderleri ve avukatlık ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davalı alacaklı bankanın dosya davacıları hakkında alacağının tahsilini teminen İstanbul …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattığı ve davacıların icra takibinde talep edilen asıl alacağa, faiz ve ferilerine yönelik itirazlarını dosyaya sunmaları üzerine alacaklı banka tarafından İstanbul 3 Asliye Ticaret Mahkemesinde 2018 /316 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Bu dosyada ki dava dilekçesinde davacı banka vekili ; talep edilen %72 oranında ki faizin sözleşmeye ve kanuna uygun olduğu ileri sürülmüştür. Elde ki dosya davacıları ise takipteki istenilen işlemiş ve işleyecek faiz oranın fahiş olduğunu ,bu faizden dolayı borçlu olmadıklarının tesbiti talep etmektedirler.Aynı borca ilişkin açılan faize ve oranına itiraz edildiğinden , İtirazın iptali davasının genel hükümlere göre görülen bir dava olması sebebiyle borçlu takibe itirazında bildirdiği itiraz sebepleriyle bağlı olmadan bütün savunma sebeplerini itirazın iptali davasında ileri sürebilmektedir. Bu sebeple itirazın iptali davası açıldıktan sonra takip konusu borçla ilgili olarak borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira menfi tespit davasında ileri sürebileceği borçla ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabilmekte ve savunmayla ilgili tüm delillerini gösterebilmektedir. Somut olaya gelindiğinde, davacılar kendileri aleyhine itirazın iptali davası açılmasından sonra, icra takibinde itiraz ettiği faiz ve oranına ilişkin açtığı menfi tesbit davasında hukuki yarar dava şartı mevcut bulunmamaktadır.İtirazın iptali davasında uygulanack faiz oranı ve buna göre işlemiş faiz hesabı da takibe itiraz nedeniyle yapılacağından davacı vekilinin hükme yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiş başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına, fazla yatırılan 35,90 TL peşin istinaf karar harcının ve 98,10 TL başvurma harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/12/2018