Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1652 E. 2018/1652 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1652
KARAR NO : 2018/1652
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2018 Tarih
NUMARASI : 2018/602 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbir/Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2018 (01/01/2018 yazım tarihli )
İhtiyati tedbir/haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasındaki ilişki kapsamında müvekkili tarafından satılıp davalıya teslim edilen mallarla ilgili faturaların karşı tarafa teslim edildiğini,borçlu tarafça düzenlenip müvekkiline verilen senetlerin zamanında ödenmediğini, davalı tarafın kendisine süre verilmesi yönündeki talebinin müvekkilince iyi niyetle kabul edilerek davalıya süre verildiğini, bu kapsamda davalının vekiline verdiği vadesi gelmiş senetler iade edilerek onların yerine ileri vadeli yeni senetler alındığını, vadesi gelmesine rağmen bu senetlerinde ödenmemesi üzerine davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının bir defa kötü niyetli olarak senetlerdeki imzalanan itiraz ettiğini,bu nedenlerle öncelikle davalı borçlunun mal kaçırma ve zaman kazanmak için kötü niyetli olarak haksız bir şekilde takibe itiraz ettiği nazara alınarak, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile teminatsız olarak davalı borçlunun adına kayıtlı araçları ile alacaklarına yeter miktardaki mallarına ihtiyati haciz işlenmesini, mahkeme aksi kanaatte ise % 15 teminatın mahkemeye depo edilmesi ile ihtiyati tedbir kararı verilmesine, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ : Mahkemece;davalının araçları ile alacaklarının yeter miktardaki mallarına ihtiyati haciz işlenmesine ilişkin talebin varlığı iddia olunan alacağı teminat altına alma amaçlı olup alacağın varlığı ve muacceliyeti konusunda tam bir kanaat edinilmemiş olmakla talep yargılamayı gerektirdiğinden ve İİK 257/2. Maddesi şartları da bulunmadığından ihtiyati haciz isteminin reddine ayrıca belirtilen araçlar dava konusu olmadığından HMK 389 ve devamı maddeleri koşulları oluşmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; deliller incelenmeden eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını, davalı ile müvekkili arasında cari hesap anlaşması bulunduğunu, buna istinaden davalı şirketin müvekkiline olan borçlarına karşılık üç adet senet verdiğini, vadesinde ödenmemesi üzerine kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığını, imza itirazında bulunarak borcu ödemekten kaçındıklarını, davalı borçlunun müvekkili şirkete karşı bir yılı aşkın süredir temerrüde düşmüş durumda olduğunu, zira davalının bu süre zarfında sürekli olarak müvekkilini oyaladığını ve arada oluşan güven ilişkisini kullanarak müvekkilinin alacağını ödemekten kaçınarak mağdur ettiğini, alacağını tahsil edemeyen müvekkilinin cari hesap ekstresine binaen ilamsız takip başlattığını, davalının bu takibe de itiraz ettiğini, dava dilekçesinde açıkça teminatlı veya teminatsız olarak tedbir talep edildiğini, alacağın ve davanın haklılığının dosyaya sunulan delillerle sabit olduğunu belirterek ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak talebi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İİKnun 257’nci maddesinin 1’nci fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hükme göre, rehinle temin edilmemiş bir para alacağının muaccel hâle gelmesi durumunda alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İİK’nın 258,I hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir.
Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukukî himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir.Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu ve Medeni Kanunun 2’nci maddesindeki sınırlamaların aşılıp aşılmadığı İİK’nın 264’üncü maddesi çerçevesinde yapılacak incelemede ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında değerlendirilerek sonuçlandırılacaktır. Öte yandan muacceliyet, öz olarak alacaklının alacağını talep etme yetkisini ifade etmekte olup, kural olarak her borç doğduğu anda muacceldir .
Davacının iddiası ve mahkemenin de kabulü doğrultusunda,taraflar arasındaki uyuşmazlık,ticari alım satım sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağına ilişkin ilamsız icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkin davada verilmiş olup davalıların talepte belirtilen araçları dahil menkul gayri menkul vb diğer malvarlığı unsurları uyuşmazlık konusu değildir. HMK.nun 389 maddesinin uyuşmazlık konusu olmayan malvarlığı değerlerine ihtiyati tedbir konulamayacağı yönündeki açık hükmü karşısında, davalıların uyuşmazlık konusu olmayan araçları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına yönelik davacı talebinin reddinde isabetsizlik olmadığı gibi,davacı vekilinin dava dilekçesine göre terditli olarak ihtiyati hacizde talep ettiği anlaşılmakta olup, davacının itirazın iptali davasının temelini oluşturan ilamsız icra takibine ilişkin takip talebinde takibin dayanağı olarak 5 adet faturaya dayandığı, faturanın tek başına ticari ilişkinin ve alacağın varlığını ispatlayan delil niteliğinde bulunmaması karşısında ,dosya kapsamında sunulu diğer delillerle de alacağın varlığı konusunda yargılamanın bulunduğu aşama itibarıyla yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği,mahkemece ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı ihtiyati tedbir/haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/12/2018