Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1644 E. 2020/572 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1644
KARAR NO : 2020/572
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2018
NUMARASI : 2016/848 Esas 2018/361 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2020
Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından … adlı şirkete ait emtia taşıma sırasında oluşabilecek rizikolara karşı 27.04.2012 başlangıç tarihli ve … numaralı sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, Türkiye’de Tüpraş’ta gerçekleştirilen proje için sigortalı tarafından soğutma cihazları tedarik edilmesi kararlaştırıldığını, bu nedenle soğutma cihazları deniz yoluyla Güney Kore’den İzmit’in Derince Limanına taşındığını, ilk grup soğutma cihazı … gemisi ile … nolu konşimento tahtında taşındığını ve 12 Aralık 2013 tarihinde emtiaların tahliyesine başlandığını, ikinci grup soğutma cihazı ise … gemisi ile … nolu konşimento tahtında taşındığını ve emtiaların tahliyesine 25 Aralık 2013 günü başlandığını, 12 Aralık 2013 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde gerçekleşen tahliye sırasında bazı soğutma cihazlarının ciddi bir biçimde hasar gördüğünü,… gemisi ile taşınan ve İzmit’in Derince Limanında 12.12.2013 tarihinde tahliyesine başlanan emtialarda meydana gelen hasarın söz konusu emtiaları taşıyan geminin 12 Aralık 2013 günü sigortalıya ait 23 parça ambalajdan oluşan ve toplam ağırlığı 332 ton olan yükle Derince Limanı’na vardığını, , tahliye işlemi sırasında 6 adet cihazların bir kısmında farklı derecelerde hasarlar meydana geldiğini,sadece ağır hasara uğrayan 2 parça emtia için tazminat talep ettiğini, 147E-107F referanslı cihaz … plakalı kamyonun römorkuna yüklenmiş ve bu sırada henüz liman sahası içerisindeyken yük yerinden kayarak zemine düştüğünü ve gerek gövde de gerekse soğutma sisteminin borularında önemli hasarlar oluştuğunu, 147E-107D referanslı cihaz da kamyon üzerinde yükün hatalı desteklenmesi sebebiyle borularda soğutucu gazın dışarı sızmasına neden olan ve bu nedenle boruların değiştirilmesi ve ardından sistemin gerekli hidrostatik kontrollerinin yapılabilmesi için atelyeye taşınmasını gerekli kılan hasarlara yol açtığını, meydana gelen bu hasar 24.12.2014 tarihli ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, … gemisi ile taşınan İzmit’in Derince Limanında 25.12.2013 tarihinde tahliyesine başlanan emtialarda meydana gelen hasarın geminin 25 Aralık 2013 tarihinde sigortalıya ait toplam 24 parça ambalajdan oluşan ve toplam ağırlığı 342 ton olan yükün gemiden kamyonlara tahliye işlemi sırasındaki darbeler nedeniyle 10 parça ambalajda hasar tespit edilse ağır hasara uğrayan 6 parça emtia için tazminat talebinde bulunduğunu, meydana gelen hasar 09.01.2015 tarihli ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, müvekkilinin 2 taşımaya ait tahliye, kamyona yükleme ve kamyondan düşme gibi değişik sebeplerle toplamda sigortalıya ait 14 tane emtiada oluşan hasar nedeniyle sigortalının uğradığı zarar ve ziyanı tazmin ettiğini , 6102 Sayılı TTK 1472. Maddesine göre hukuken sigortalının haklarına halef olduğunu, dosyada mübrez ibraname ve ödeme dekontu ile müvekkilin hem akdi halef hem de kanuni halef sıfatına haiz olduğu ekspertiz raporlarında da vurgulandığı üzere bir kısım emtianın hasarı gemiden tahliye sırasında bir kısım emtiaların hasarı da gemiden kamyona yüklenen yükün kamyondan düşmesi sebebiyle meydana geldiğini, bu sebeple hem kara taşımasını üstlenen 1 nolu boçlu/davalı ve 2 nolu boçlu/davalı hem de tahliye işlemlerinden sorumlu olan 3 nolu boçlu/davalının zarardan sorumlu olduğunuve davalılar/borçluların oluşan zararın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP;1- Davalı S.S. 18 no’lu ….. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin 17.04.2013 -17.04.2014 tarihleri arasını kapsayan … müşteri no ile … Sigorta Poliçesi kapsamında tüm sorumluluk teminat altına alındığını,12.12.2013 tarihli tutanak başlıklı yazı incelendiğinde; malzemenin sahadan … plakalı aracın üzerine yüklendiğini, aracın vincin altından çıktığını, hareket halindeyken konu malzeme araç üzerinden liman sahasına düştüğünün açıkça ortadan çıktığını, müvekkili kooperatifte şoför olarak çalışan … 12.12.2013 tarihli Tutanakta; Derince Limanından Tüpraş’a dönüş yaparken yerin buzlu olması nedeniyle aracın kaydığı, yükte spanzetleri koparıp yere düştüğü beyanının da tutanağa geçtiğini, sunacakları fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere müvekkili kooperatifin bir kusuru bulunmadığını ve davanın zamanaşımına uğradığını beyan etmiştir. 2-Davalı ……A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının halef sıfatı ile huzurdaki davada tarafı sıfatını haiz olabilmesi için yaptığı ödemeyi ödeme belgeleri ile ispatlaması gerektiğini, MÖHUK 48.maddesi uyarınca yabancılık teminatı yatırması gerektiğini, zamanaşamı defiinde bulunduklarını, ihbar yükümlülüğü yerine getirilmediğini, ekspertiz raporlarının hasar olaylarından 12 ila 13 ay sonrasında düzenlenmiş olup gerçek durumu tespite uygun olmadığını, hasarın davalı S.S. 18’in hakimiyet alanında meydana geldiğinden tek başına sorumlu olduğunu, davacı yanca hasar gördüğü iddia edilen 147E-107D referanslı yükün 12.12.2013 tarihinde alıcı tarafından ihtirazi kayıtsız teslim alındığını, hasarlar hususunda herhangi bir tutanak dahi düzenlenmediğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının talebinin anlaşılamadığını, HMK 31.maddesi gereği açıklaması ve ispatlandırılması gerektiğini, faiz talebi için temerrüt gereğinin söz konusu olduğunu, davacının talebinin CMR 23/3.maddesinde düzenlenen tazminat sınırını geçemeyeceğini, davanın … A.Ş.’ye ihbarı gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir. 3-Davalı T.C.D.D. İşletmesi vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının yabancı uyruklu ve yurt dışında şirket olup teminat yatırması gerektiğini, … gemisi ile limana gelen … ait malzemelerin 12.12.2013 tarihinde … plakalı araca yüklendiğini, araç vincin altından çıktıktan sonra hareket halindeyken malzemenin araç üzerinden liman sahasına düştüğünü ve araç şoförünün “dönüş yaparken yerin buzlu olması nedeniyle aracın kaydığını, yükte spanzetleri koparak yere düşmüştür” şeklindeki beyanının da bulunduğu tutanak ile sabit olduğunu, yük araç üzerine yüklendikten sonra malzeme teslim edilmiş olduğundan yükle ilgili tüm sorumluluk araç sürücüsü ve taşıyıcı firmaya ait olup müvekkil teşekkülün hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, … gemi dosyasında 25.12.2013 tarihinde limana gelen 24 adet 342 ton proje yüküne ait tahliye operasyonuna ait sorumluluğun kendisine ait olduğunu belirttiği Gemi Yükleme Boşaltma Talepnamesinde izah edildiğini, gemi dosyası incelendiğinde, gemiden tahliye operasyonundan sorumlu acentenin de imzasının bulunduğu geçici depolama yeri eşya giriş listesi rezerve bölümünde “eşyanın hasarlı olduğu” şeklinde açıklamanın bulunduğunun görüldüğünü, eşyanın dış koruyucu kaplamasında görülen bu hasarlar, tahliye esnasında değil gemide veya gemiye yükleme noktasında oluşan hasarlardan olduğu, tahliye esnasında oluşan hasarlar için rezerve notu yerine olayı ve hasarı anlatan tutanaklar mevcut olması gerektiğini, olayın oluş şekli ile ilgili olarak tutanak tutulduğunu, olayın meydana gelmesinde yük sahibinin hatalı yükleme ve ambalajlama yapması sebep olduğunu, dava konusu tazminat talebine esas hasarlı eşyanın hurda değeri de gözetilmeden yapılan tazminat hesaplamasıyla müvekkilinden talep edilen tazminat tutarı olaya yasaya ve usule aykırı olduğunu ve zamanaşımı defiinde bulunduklarını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece, davalı …. firması ile sigortalı arasında taşıma sözleşmesinin bulunduğu, bu haliyle akdi taşıyıcı olduğu, davalı taşıma kooperatifinin kara yolu kısmına ilişkin alt taşıyıcı olduğu, davalı TCDD’nin ise limandan kara yolu taşıtına yükleme işini yapan ifa yardımcısı konumunda olduğu, taşımanın deniz yolu, kara yolu ve liman aktarması dikkate alındığında multimodal taşıma şeklinde olduğu, niteliği itibariyle herhangi bir uluslararası konvansiyona tabi olmadığı, TTK’nun 902 ve devamı maddelerine tabi olduğu, taraflar arasında uyuşmazlıkta hasarın liman aktarması sırasında meydana geldiği, 17/01/1972 tarih ve 1970/2 esas 1972/1 karar sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararına göre sigorta tazminatını ödeyen sigortalının zarara sebebiyet veren aleyhine açtığı davada zamanaşımı, sigorta ettirenin aynı şahıs aleyhine açabileceği davanın zamanaşımına tabi olduğu ve aynı tarihte başlayacağı, dava konusu olayda da TTK’nun 1472. Maddesi gereğince yasal halefiyet hakkına istinaden açılan dava da selefi bulunduğu kişinin zamanaşımı süresi içerisinde davanın açılması gerektiği, davacının iddiasına göre 12/12/2013 ve 25/12/2013 tarihlerinde hasarlanma meydana geldiği, TTK’nun 855/1 maddesi gereğince 1 yıllık zamanaşımı bulunduğu, dava itirazın iptali istemine ilişkin olup, takibin ise 16/11/2015 tarihinde başlatıldığı dikkate alındığında bu tarihte kesildiğinin anlaşıldığı, ancak zararın meydana geldiği tarih dikkate alındığında takip başlatılmadan bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, her ne kadar davacı taraf haksız fiil hükümlerine göre değerlendirilmesini gerektiğini bildirmiş ise de bunun için, kasıt-pervasızca hareket vb. durumlarda zararın meydana gelmesi gerektiği, zarar iddiası dikkate alındığında limanda boşaltma-yükleme sırasında meydana geldiği, herhangi bir kasıt ve pervasız hareket söz konusu olmadığı, davacının da bu şekilde olduğuna dair bir delili bulunmadığı, dolayısıyla taşımadaki zamanaşımını dikkate almak gerektiği, davalı taraflarında süresinde ve usulüne uygun zamanaşımı itirazında bulundukları gerekçesiyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin sigortalısı ile davalılar arasında akdedilen herhangi bir taşıma sözleşmesi bulunmadığını, haksız fiil hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davalılar ile müvekkil sigortalısı arasında sözleşmesel ilişki olduğu kabul edilse bile, gönderen ve gönderilenin haksız fiil hükümlerine dayanarak tazminat isteyebileceğinin hem doktrinde hem de TTK’nun 885. maddesinde kabul edildiğini, yerel mahkemenin TBK’nun 60. maddesinde yer alan hakların yarışması prensibini göz ardı ederek hüküm tesis ettiğini, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirilmeksizin ve gerekçeli kararda buna ilişkin hiç bir açıklama yapılmaksızın, tamamen bilirkişi raporunun kopyalanması suretiyle karar verildiğini, bilirkişi raporunda haksız fiil hükümlerine göre davanın süresinde olduğu belirtilmişse de mahkemece raporun bu kısmının kopyalanmadığını, mahkeme haksız fiil oluşması için kasıt-pervasız hareket gerektiğini belirtmişse de Borçlar Kanunu’nun m. 49 vd. hükümleri ve yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince haksız fiilin oluşması için kasıt veya pervasız hareket aranmayacağını, ihmal ve tedbirsizliğin bile haksız fiil hükümlerinin uygulanması için yeterli olduğunu, bu nedenle haksız fiil zamanaşımı olan 2 yıllık sürenin geçmemiş olmaması nedeniyle mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı …. A.Ş. vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında taşıma sözleşmesinin bulunduğunu, hasarın taşıma sırasında meydana geldiğini, hasar taşıma hasarı olup CMR konvansiyonu ve TTK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, gönderici/alıcının hasar ihbarı yükümlülüğünü yerine getirmediğini,bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli yeterli bir rapor olduğunu, mahkemece vekalet ücretinin karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanması gerektiğini, bu nedenlerle kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine uyarınca dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin, taşıyıcılardan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacı sigorta vekili ve davalı … A.Ş. vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.1954 Tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi’ne taraf olan ülkelerin vatandaşları ve uyruğundaki tüzel kişillikleri ülkemizde dava açmak istedikleri, takip başlatmak istedikleri yada müdahale talepleri olduğu takdirde yabancılık teminatından muaftır. İspanya adı geçen sözleşmeye taraf olduğundan İspanya uyruklu davacı şirket yabancılık teminatından muaftır.Dava dışı sigortalıya dava konusu poliçe uyarınca ödeme yapılmış ve sigortalı hasar bedelinin kendisine ödenmesi nedeniyle davaya konu hasara ilişkin haklarını davacıya temlik etmiş olup,buna göre davacının taraf sıfatının bulunduğu anlaşılmıştır.Davaya konu sigortalıya yapılan ödeme, farklı tarihlerde farklı gemiler ile Güney Kore’den İzmit/ Derince limanına taşınan proje yüklerinin gemiden tahliyesi ve kara yoluyla taşınması için kamyona yüklemesi sırasında meydana gelen hasarlara ilişkindir.Davaya konu Tüpraş’a ait proje yüklerinin ; … gemisi ile taşınan 7.12 2013 tarihinde Liman sahasına indirilen yükün 12 .12. 2012 tarihinde … plaka sayılı araçların üzerine yüklendiği aracın vincin altından çıktıktan sonra hareket halindeyken buzda kayması sonucu malzemenin araç üzerinden Liman sahasının düşmesi suretiyle hasarın oluştuğuna ilişkin ve yine … gemisi ile yapılan ve 25.12.2013 tarihinde limana sahasına gelen 24 adet 342 ton proje yükün tahliyesi sırasında geçici depolama yeri eşya girişi tutanağında Tahliye edilen 20 kap malzemenin dış tarafında ezik ve bombeler (ambalaj hatası)görüldüğüne yönelik tutanak tutulduğu görülmüştür.Davacı dava dışı sigortalının davadışı … firması ile taşıma sözleşmesi imzaladığını, bu firmanında davalı ….A.Ş. ile taşıma sözleşmesi imzalandığını, davalılar ile aralarında taşıma sözleşmesi bulunmadığını, ayrıca taraflar arasında sözleşme olsa dahi TBK 60 maddesi uyarınca hakların yarışması uyarınca fiillerin aynı zamanda haksız fiil teşkil ettğini ve haksız fiile ilişkin zamanaşımının uygulanması gerektiğini iddia etmektedir. Taşıma sözleşmesinin yapılması herhangi bir geçerlilik şartına bağlı değildir. Yazılı şekilde yapılması geçerlilik koşulu olmayıp ancak ispat aracıdır. İcap ve kabulle dahi taşıma sözleşmesi kurulabilir. TTK 902 maddesi uyarınca kombine taşımadan söz edilebilmesi için farklı aşamaları içeren taşımanın (kara,deniz) aynı taşıyıcı tarafından üstlenilmesi gerekmektedir. Davaya konu taşımanın karayolu aşamasının davalı ….A.Ş. ve fiili taşıyıcısı ,….tarafından yapıldığı hususu ihtilafsızdır. Davadışı sigortalı ile davalı ….A.Ş. arasında imzalanan …. (freiht forwarder servisi için düzenlenen satın alma emri ) imzalanmış olup buna göre davalı ….A.Ş.’nin akdi taşıyıcı olarak davadışı sigortalı ile arasında malın mahrecinden alıcısına teslimine kadar olan taşınmasını bütünüyle üstlenilen taşıma sözleşmesinin kurulduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davalı ….A.Ş.’nin akdi taşıyıcı davalı Kooperatifin alt ve fiili taşıyıcı diğer davalı TCDD’nin taşımanın deniz taşımasına ilişkin kısmın ise ifa yardımcısı olduğunun kabulü gerekmiştir.TBK 60. maddesi uyarınca bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hâkim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir.Taşıma ilişkisinde ifa yardımcısının sorumluluğu, 6098 sayılı TBK 49 maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu olup, kusur esasına dayanmaktadır.Ancak; Davaya konu taşımanın tabii olduğu TTK’nın 850 ve devamı maddelerinde taşıma sözleşmesi uyarınca sözleşmenin ihlal edilmesi nedeniyle meydana gelen zararlar ve taşımaya konu eşyanın hasar ve ziya halinde taşıyıcının sorumluluğu sözleşmeye aykırılık hükümleri kapsamında özel olarak düzenlenmiş olup, hasar kasti ya da pervasızca davranma nedeniyle oluşmadığı sürece taşıyıcıların eşyanın hasara uğraması halinde taşıyıcının haksız fiilden sorumlu olacağı hususu kabul edilemez. Taşıma sözleşmesinde taşıyıcılar yönünden TBK 60. maddesi uyarınca hakların yarışması söz konusu olmadığı gibi , haksız fiilde davacı tarafından zararın tazmini için kusurun ispatlanması gerekli olduğu halde akde aykırılıkda kusurun varlığı karine olarak kabul edilir ve zararın varlığı ortaya konması taşıyıcının sorumluluğuna gidilmesi için yeterli olacak olup, ispat koşulları daha ağır olan haksız fiil hükümlerinin sırf zamanaşımı süresinin taşıma sözleşmesinde öngörülen süreden daha uzun olması nedeniyle en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebi olarak da değerlendirilemez. Taraflar arasında sözleşmeye dayalı taşıma ilişkisi mevcut olup davaya konu hasar nedeniyle davaların kasıt veya pervasızca hareketleri bulunduğu hususunu ispata elverişli elverişli delil sunulmamış ve ispatlanmamıştır. Buna göre akdi taşıyıcı davalı …A.Ş’nin ve alt ve fiili taşıyıcı davalı Kooperatifin bu davaya konu hasar nedeniyle haksız fiil hükümleri uyarınca sorumlu olmayacağı ve taşıma sözleşmesi uyarınca sorumlu olacaklarının kabulü gerekmiştir.Davalılar süresinde zamanaşımı defiinde bulunmuş olup; dava TTK.nun 1472 nci maddesine göre rücuan alacak istemine ilişkindir. Anılan maddede düzenlenen halefiyet yasal, sınırlı ve cüzi halefiyet niteliğindedir. Halefiyete dayalı rücu davası esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi olarak sigortacı tarafından açılmış olduğundan, sigortalı ile ona zarar veren arasındaki yasal hükümlere göre görülüp sonuçlandırılır. Yargıtay’ın 17.01.1972 gün 1970/2 Esas 1972/1 sayılı İçtihadı Birleştirme kararına göre sigorta tazminatını ödeyen sigortacının zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı davada zamanaşımı sigorta ettirenin aynı şahıs aleyhinde açabileceği davanın zamanaşımına tabi ve aynı tarihte başlar. Güney Kore’den İzmit Derince limanına taşınan proje yüklerinin gemiden tahliyesi ve kara yoluyla taşınmasına ilişkin taşıma niteliği itibarıyla Multi modal taşıma da taşımanın deniz ve kara taşımasına ilişkin kısımları ayrılmaksızın TTK 902 ve devamı maddeleleri hükümlerine uyarınca TTK 855 maddesi uyarınca dava teslimden itibaren 1 yıllık zaman aşımı süresine tabii olup, emtianın davadışı Tüpraş’a teslim edildiği husus ihtilafsızdır. Davaya konu eşyaların alıcısı Tüpraş’a kara taşıma ile 13.12.2013 ve 25.12.2013 teslim tarihi ile icra takibinin başlatıldığı 16.11.2015 tarihine göre 1 yıllık zaman aşımı süresini dolduğu görülmüştür. Bu durumda mahkemece davanın taşıyıcı davalılar yönünden zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; taşımanın deniz taşımasına ilişkin kısmının ifa yardımcısı olan ve taşıma ilişkisinde sorumluluğu, haksız fiil sorumluluğu ve kusur esasına dayanan davalı TCDD yönünden tazminat istemine ilişkin davanın TBK 72.maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı görülmüştür. Buna göre bu davalı yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılmasına, davalı TCDD davaya konu hasarlardan sorumlu olup olmadığının belirlenmesi yönünden işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanıp, oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, davalı …..A.Ş.’nin hükmün ferisi vekalet ücretine ilişkin istinaf sebebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/848 Esas – 2018/361 Karar sayılı 11/04/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye İADESİNE,” Davalı …. Tic. A.Ş. İstinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına;İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalı…. Tic. A.Ş. tarafından peşin yatırılan 35,90’er- TL istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/06/2020