Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1642 E. 2018/1577 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1642
KARAR NO : 2018/1577
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2018
NUMARASI : 2018/77 Esas 2018/404 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/12/2018
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacılar vekili ; davacıların davalı şirketin 14/12/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında talepleri üzerine TTK 420 maddesi uyarınca 1 aylık erteleme kararı verildiğini, bu karara rağmen yasaya aykırı olarak finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların ertelenmeden görüşülüp genel kurulda 2,7,8 ve 11.maddeler ile kararların alındığını, alınan kararların yasaya aykırı olduğunu, kararlara ilişkin müvekkillerinin muhalefet şerhi konulduğunu ve tutanağa geçirildiğini, sözleşme ve yasadan kaynaklanan çağrı usullerine uyulmadığını, TTK 395 ve 396 maddeleri kapsamındaki izinlerin usulsüz oylama ile verildiğini ileri sürerek davaya konu olağan genel kurul kararlarının uygulanmasının ve bu kararlar çerçevesinde işlem yapılmasının dava sonuna kadar durdurulması için tedbir kararı verilmesine, yasaya aykırı olarak finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların ertelenmeden görüşülüp karara bağlanması nedeniyle 14/12/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2,7,8,11 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılardan …’ün müvekkili şirkette azlık pay sahibi olmadığını, TTK 420. maddesine dayanarak genel kurulda alınan kararların iptalini talep edemeyeceğini, davacıların azlık haklarını kötüye kullandıklarını, 14/12/2017 tarihli genel kurul toplantısından 15 gün önce şirkete ait finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yıllık faaliyet raporu, bağımsız denetim raporu, yönetim kurulunun hazırladığı kar dağıtım teklifinin şirket merkezinde hazır bulundurulduğunun TTSG’de ilan edildiğini, şirketin internet sitesine konulduğunu, tüm pay sahiplerine iadeli taahhütlü mektuplarla bildirildiğini, ertelenen kararların 15/02/2018 tarihli genel kurulda görüşüldüğünü, davacıların toplantıya katıldıklarını, haksız şekilde yine erteleme talep ettiklerini, yıllık faaliyet raporunun şirketin yönetim kurulu tarafından hazırlanan şirketin ilgili yılına ilişkin faaliyetlerinin akışının, gelişiminin ve muhtemel risklerinin belirtildiği rapor olduğunu, yıllık faaliyet raporunun finansal tabloların müzakeresine bağlı bir husus olmadığını, yönetim kurulunun seçimi ve yönetim kurulu üyelerine ücret ödenmesine ilişkin kararların da finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular içinde yer olmadığını, TTK 413/3 fıkrasının finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesi halinde yönetim kurulunun seçimi gündem maddesinin ertelenmesine yol açacak bir düzenleme olmadığını, yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396 maddelerinde sayılan izinlerin verilmiş olmasının da aynı şekilde finansal tabloların müzakeresine ilişkin olmayıp toplantıya çağrı ve ilanın usulüne uygun yapılmadığı iddiasının doğru olmadığını, tüm pay sahiplerinin toplantıdan haberdar olup toplantıya katıldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulüne, iptali isetenen kararların bilanço görüşmeleri ile ilgili olduğunun kabulü ile davalı şirketin 14/12/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2,7,8 ve 11 nolu kararların iptaline, TTK 449 maddesi uyarınca söz konusu kararların uygulamasının durdurulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili; dava dilekçesi eklerinin tarafına tebliğ edilmeyip savunma haklarının kısıtlandığını, davacılardan …’ün müvekkili şirkette azlık pay sahibi olmadığı,TTK 420.maddesine dayanarak genel kurulda alınan kararların iptalini talep edebilmesinin mümkün olmamasına rağmen bu yöndeki itirazın mahkemece yerinde görülmediğini, mahkemece TTK 449.maddesi uyarınca iptali istenilen kararların uygulanmasının durdurulmasına karar verilmiş ise de teminata hükmedilmediğini,şirketin uğrayaacğı zararların karşılıksız kalma tehlikesi altında olduğunu, müvekkil şirketin 2016 yılı olağan genel kurul toplantısının 14/12/2017 tarihinde usul ve yasaya uygun bir şekilde, Ticaret İl Müdürlüğü tarafından görevlendirilen bakanlık temsilcisinin gözetiminde yapıldığını, davacıların dava konusu toplantıdaki erteleme talep ve gerekçelerinin hakkın kötüye kullanılması niteliği taşıdığını, yönetim kurulu faaliyet raporunun görüşülmesinin finansal tabloların müzakeresine bağlı konulardan olmayıp 2 nolu kararın iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun müzakeresi ile finansal tabloların görüşülmesinin TTK anlamında birbirinden tamamen bağımsız iki husus olup bunların birbirinden ayrı değerlendirilerek karar altına alınacağını, finansal tabloların ertelenmesinin usul, yasa ve yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda yönetim kurulu üyelerinin seçimi ile bunlara ücret ödenmesine engel olmayıp mahkemenin 7 ve 8 nolu kararların iptaline yönelik kararın kaldırılması gerektiğini, yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396.maddelerinde sayılan izinlerin verilmesine ilişkin 11 nolu kararının iptali usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın usulden reddine, aksi kanaatte olunması halinde davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davaya konu genel kurulda davacıların talebi üzerine TTK 420 maddesi uyarınca finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların görüşülmesi ertelenmiş bu kapsamda ibraya ilişkin 6.madde bilanço-kar zarar hesaplarına ilişkin 4. madde ve kar dağıtımına ilişkin 9.madde görüşülmemiştir. Davacıların iptalini istedikleri kararlara red oyu kullandıkları ve muhalefet ettikleri toplantı tutanağından anlaşılmaktadır. Davalı vekili davacı …’ün azlık hakkı sahibi olmadığını ileri sürmekte ise de azlık TTK 411 (1).madde de tarif edilmiş olup sermayenin en az onda birini oluşturan pay sahipleri azlık olarak tanımlanmıştır. Buna göre davacıların birlikte %16,67 oranında pay sahipleri olduğu anlaşılmakla azlık haklarına sahip oldukları ,her bir davacının ayrı ayrı %10 pay sahibi olması gerekmediğinden bu hususa yönelik istinaf sebebi yerinde değildir.
6102 sayılı TTK’nın 420. maddesi gereğince sermayenin 1/10’ine pay sahipleri tarafından finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların ertelenmesi talep edildiğinde genel kurul başkanının başkaca hiçbir işlem yapmaksızın bu konuların görüşmesini bir ay sonraya bırakması gerekmektedir. Somut olayda davalı şirketin 14/12/2017 günlü Olağan Genel Kurul Toplantısına katılan davacılar TTK 420 maddesi uyarınca talepte bulunmuşlar ve genel kurul tarafından yönetim kurulu üyelerinin ibrası, bilanço kar-zarar hesapları ile kar dağıtımı maddelerinin görüşülmesi yasa gereği ertelenmiş ise de aşağıda maddeler halinde incelenecek iptaline karar verilen kararlar alınmıştır.
İptaline karar verilen 2.madde de yönetim kurulunun 2016 yılına ait faaliyet raporu okunmuş ve davacıların muhalefeti ile kabul edilmiştir. Bilanço onaylanmadıkça aynı bilanço ile ilgili olarak yönetim kurulu faaliyet raporunun görüşülmesi mümkün bulunmadığından 2.madde finansal tabloların müzakeresi ve bağlı konular kapsamındadır.
7.ve 8.maddeler ise yönetim kurulu üyelerinin seçimi ile yönetim kurulu başkan, başkan yardımcısı ve yönetim kurulu üyesine ücret ödenmesine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 413.(3) maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi finansal tabloların müzakeresi maddesiyle ilgili sayılmıştır. Bilanço görüşmeleri ertelenmesine rağmen mevcut yönetim kurulu üyelerinin yeniden seçilerek ücret takdiri finansal tabloların müzakeresi maddesiyle ilgili bulunmakla ,finansal tabloların müzakeresi ertelendiğine göre yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve ücret takdirine ilişkin maddelerin görüşülmesinin de ertelenmesi gerekmektedir.
Genel kurul gündeminin 11 no.lu maddesi yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396 maddelerinde sayılan izinlerin verilmesine ilişkindir. TTK 420 maddesi uyarınca finansal tabloların görüşülmesinin ertelendiği bir genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin şirketle işlem yapma izni yönünden alınan kararın bilanço görüşmeleriyle ilgili olması nedeniyle ilgili gündem maddesinin karara bağlanmasının doğru olmadığının kabulü gerekmektedir.TTK 395.ve 396.maddelerinde sayılan izinlerin verilmesi davacıların 2.016.667 red oyuna karşılık diğer ortakların 10.083.333 olumlu oyu ile kabul edilmiştir. Bu maddenin oylanmasında TTK 436/1 maddesi gözönünde bulundurulduğunda %66,667 hisse sahibi YK üyesi … dışında ki YK üyeleri için izin verilmesine ilişkin karar yeterli nisapla alınmış ise de esasen yönetim kurulu üyelerine izin verilmesi kararı bilanço görüşmeleriyle ilgili bulunduğundan görüşülmesi ertelenmesi gereken bir gündem maddesi olduğundan; tüm yönetim kurulu üyeleri açısından da alınan kararın bilanço ile ilgili sayılması karşısında bilanço görüşmelerinin ertelendiği bir toplantıda alınmaması gereken kararlardan olduğu anlaşılmakla, mahkemece dava konusu edilen kararların iptaline karar vermesinde isabetsizlik görülmemiş davalı vekilinin hükme ve kararın içeriği itibariyle teminatsız olarak kararların icrasının durdurulması kararına yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 70-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 06/12/2018