Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1629
KARAR NO : 2018/1465
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2018
NUMARASI : 2017/1154 E.-2018/395 K.
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2018 ( 30/11/2018 yazım tarihli )
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile …’in davalı şirketin %50 şer payla ortak olduklarını, şirketin YK başkanı olarak davalı …’in ve YK başkanı yardımcısı olarak da müvekkili …’ın 3 yıl süre ile atandığını,müştereken temsil ve ilzama yetkili oldukları,şirketin …Televizyon Prodüksiyon …) ile sunuculuğunu …in yapacağı Reality Show programının yapımcılığını gerçekleştirmek üzere 05/06/2015 tarihli yapım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 2020’ye kadar +2 yıl süre ile geçerli olacak şekilde imzalandığını,sözleşmenin … tarafından gönderilen İst…. Noterliğinin 24/11/2017 tarih ve… yevmiye numralı ihtar ile tek taraflı haksız olarak feshedildiğini, davalının …’in kocası olup, davalı şahıs ile davacı müvekkilinin eşit hisse sahibi ortak olarak kurmuş oldukları davalı şirketin kurulmasında asıl amacın bahsi geçen Reality Show programının yapımını gerçekleştirmek olduğunu, davalı …’in 08/12/2017 tarihli yönetim kurulu toplantısına çağrıldığını, ancak davalı … tarafından gönderilen cevabı ihtarnamede işlerinin yoğunluğu sebebiyle YK toplantısına katılamayacağını bildirdiği,gereken kararların alınamadığını, şirketin fiili durumda faaliyetini sürdürmekten aciz hale geldiğini bildirerek; davalı şirket YK başkanı …’in tedbir yolu ile idare, temsil ve imza yetkilerinin kaldırılmasına ,kayyımın YK başkanı …’in yetkilerini kullanmasına, davalı …’in her türlü idare ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili; tarafların şirket yönetiminde müştereken temsil ve ilzam yetkisi bulunmakla birlikte şirket faaliyetlerinde 3 yıldır çift imza gerekliliği konusunda hiç bir sorun yaşanmadığını, şirketin hiç bir faaliyetinin aksamadığını,şirketin fiili durumunda faaliyetini sürdürmekten aciz hale gelmiş olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, şirket yönetiminde hiç bir hukuksuzluk ve şirket menfaatine aykırı işlem yahut karar alınamaması durumunun söz konusu olmadığını, davacı tarafın şirket ile müvekkilinin eşi arasında sona eren hukuki ve ticari ilişkide müvekkilini sorumlu tutarak şirkete kayyım atanmasına yönelik talebinin haksız kazanç beklentisi ile ileri sürdüğünü bildirerek; davacının davasının reddine,karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, ancak cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, Davacı tarafından şirket ile diğer YK üyesi arasında menfaat çatışması olması ve genel kurulun toplanamaması sebebiyle şirkette organ eksikliği olduğu ileri sürülerek TTK.nun 530.maddesi gereğince şirkete kayyum tayini talebinde bulunulmuş ise de;şirkette organ boşluğu bulunmadığı, davacı ile davalının müşterek imzaları ile şirketi temsile yetkili oldukları, son genel kurulun 2016 yılında yapıldığı, uzun yıllar genel kurulun toplanamaması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, organ eksikliği ve genel kurulun uzun süre toplanamaması gibi koşulların gerçekleşmediği, TTK’nun 364. maddesi uyarınca da YKnu azil yetkisinin genel kurulun mutlak yetkilerinden olduğu, Mahkemece genel kurulun yetkisinde bulunan YK nun temsil ve idare yetkisinin kaldırılarak idarenin kayyuma verilmesinin mümkün olmadığı (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2014/4548 , 2015/2472 sayılı ilamı da bu yöndedir.)gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; organ eksikliğine ilişkin TTK madde 530 maddesinde, organ eksikliğinin mahkeme tarafından gerekli önlemlerin alınmasını gerektirdiğini ve devamının şirketin feshine karar verilmesine neden olacağının düzenlendiğini, madde gerekçesinde gerekli organın mevcut olmaması ile kastedilen bu organın gerçekten bulunmaması olduğunu, ancak yönetim kurulunun mevcudiyetine rağmen hiç veya gereği gibi toplanamamasının somut olayın özelliklerine göre maddenin kapsamında kabul edilmesi gerektiğini,YK toplansa dahi kanunda yer alan düzenlemeler somut olayın özellikleri gereği herhangi bir kararın alınmasının mümkün olmadığını, mahkemece davacının da davalı gibi münferiden temsil yetkisinin bulunduğu kabul edilerek davanın reddi yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: AŞ lerde YKnun görevden alınması TTK 364.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre yönetim kurulu üyeleri esas sözleşme ile atanmış olsalar dahi gündemle ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı halinde genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler.TTK 408/2 maddesinde genel kurula ait devredilemez görev ve yetkiler düzenlenmiştir. Aynı maddenin 408/2-b uyarınca yeni YK üyelerinin seçimi hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri içerisinde olduğu kabul edilmiştir.
TTK 530 maddesinde uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa pay sahibi … istemi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ATM yönetim kurulunu dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun duruma getirmek için bir süre belirleyerek, bu süre içerisinde durum düzeltilmezse mahkemenin şirketin feshine karar verebileceği, aynı maddenin 2.fıkrasında dava açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda elde ki davada şirkette organ boşluğu olmadığı anlaşılmaktadır.Yasal düzenlemeler karşısında organ boşluğu dışında YKnun görevden alınarak yerine mahkeme kararıyla kayyım atanması düzenlenmemiştir.Bu sebeblerle davalı YK üyesinin yetkilerinin kaldırılarak diğer davalı şirkete kayyım atanmasına ilişkin davanın reddine ilişkin hükümde isabetsizlik olmadığından , davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2018