Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1623 E. 2019/138 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1623
KARAR NO : 2019/138
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2018
NUMARASI: 2017/1009 E.-2018/282 K.
DAVA: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/02/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, dava dışı …’nın müvekkiline olan borcuna karşılık 2 adet her biri 40.000-TL olan bonoyu tanzim ederek teslim ettiğini, tahsil için banka şubesine teslim edildiğini, ancak bankada bonoların kaybedildiğini, davalı tarafından zayi nedeniyle iptal kararı alındığını, ancak müvekkilinin bu bonolar nedeniyle borçludan alacağını tahsil edemediğini, borçlunun da yeni senetler vermediği ve ödeme yapmadığını, borçlu hakkındaki takibin semeresiz kaldığını, davalı bankanın hatalı işlemi nedeniyle zarara uğradığını, bu nedenle maddi zararı olan bono miktarları 80.000-TL’nin avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, senetlerin zayi olması üzerine mahkemeden iptal kararı aldıklarını, iptal kararının senet yerine geçtiğini, uygulama ve pratik açıdan senet ve karar arasında fark olmadığını, tahsilat sağlanamamasının nedeninin borçlunun mal varlığının olmaması olup, zayi nedeniyle bir zararın doğmadığını, davacının geçici aciz belgesi aldığını, kaldıki kambiyo senetlerine mahsup haciz takibi yapmış olması halinde sonucu değişmeyeceğini, malvarlığı sorgulamasının her halükarda yapılabileceğini, dava dışı borçlu … hakkında tüm hukuki yolların denendiğini, ancak tahsilat olmadığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davacı tarafından, Bakırköy 12. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 2013/186 sayılı dosya ile verilen iptal kararı ile başlatılan ilamsız takibin itiraz edilmeden kesinleştiği, haciz işlemlerinde dava dışı borçlunun malvarlığı tespit edilemediği için tahsilatın yapılamadığı, alacağın tahsil edilememe nedeninin zayi değil, borçlunun malvarlığının olmaması olup, malvarlığının 3.kişilere devrine ve kaçırmaya yönelik delil olmadığı gerekçesi ile ve bankanın senetlerin kaybedilmesi ile tahsil edilememe, zarar arasında illiyet bağı tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; senet borçlusunun senetlerin kaybını fırsata çevirdiğini,zayi nedeniyle ödeme yapmadığını, müvekkilinin banka tarafından açılan iptal davasını ve neticesini beklemek zorunda kaldığını, karar sonrası takip başlatıldı ise de borçlunun herhangi bir malvarlığına rastlanmadığını, geçici aciz vesikası düzenlendiğini, tahsil edememe nedeninin zayi ile ve karar ile geçen süre olduğunu, zararı senetlerin zayi ile oluştuğunu, bankanın hatalı işlemi ile zarara uğradığını belirterek eksik incelemeye dayalı mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, vekil hamil konumunda bulunan davalı bankanın kendisine tahsil için verilen bonoları kaybetmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Vekil hamil konumunda bulunan davalı bankanın kendisine tahsil için verilen senetlerin kaybı halinde sorumlu tutulabilmesi için, ya senetlerin kaybı nedeniyle senet hamilinin ispat güçlüğüne düşmesi ya da senetlerin kaybedildiği tarih ile senetlerin tahsil edilemediği tarih arasında borçlunun mal varlığının herhangi bir şekilde elinden çıkmış olması gerekir. (Yargıtay 11.HD nin 2013/14923 esas -2014/4006 karar sayılı ilamı) Somut uyuşmazlıkta davacının lehdarı olduğu 20.1.2013 vadeli ve 25.2.2013 vadeli her biri 40.000’er TL olan 2 adet bononun tahsil için davalı bankanın Saray Şubesine 2.1.2013 tarihinde teslim edildiği, senetlerin Halkalı Şubesine gönderilmesi için çıkışının yapıldığı, ancak ilgili şubeye ulaşmadığı, zayi olduğunun anlaşılmıştır. Davalı banka tarafından Bakırköy12.Asliye Ticaret Mahkemesinde 18.3.2013 tarihinde zayi nedeniyle iptal davası açılmış,23.7.2013 tarihinde 2013/186-7 esas ve karar numarası ile senetlerin zayi nedeniyle iptaline karar verilerek 21.8.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı tarafından, senetlerin borçlusu … aleyhine İst. ….İcra Dairesinin… sayılı dosyası ile zayi kararına istinaden ilamsız takip başlatılmış, bu takip itiraza uğramadan kesinleşmiştir.İcra dosyasında haciz ihbarnamelerinin sonuçsuz kaldığı, taşınır -taşınmaz malların tespiti için yapılan yazışmalarda malvarlığı bulunmadığından herhangibir tahsilat yapılamadığı, alacaklıya 28.5.2015 tarihli derkenar ile İİK 105.maddesine göre geçici aciz vesikası verildiği anlaşılmaktadır.Davacının asıl borçluya karşı başlattığı takibin itirazsız kesinleştiği ;borçlunun haczi kabil mallarının bulunmadığının tespit edildiği, borçluya dair borç ödemeden aciz vesikası verildiği yönleri de dosya kapsamıyla sabittir. Takip itirazsız kesinleştiğinden davacının ispat güçlüğüne düştüğünden sözedilemeyecektir. İlk derece mahkemesince borçlunun senetlerin kaybedildiği tarih ile senetlerin tahsil edilemediği tarih arasında malvarlığını herhangi bir şekilde eksiltmesinin söz konusu olup olmadığı araştırılmış ,senetlerin vadeleri 20.1.2013 tarihinden itibaren parasının bulunup bulunmadığı hususunda bütün bankalara ,gayrımenkulleri için Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne ,menkulleri içinde Emniyet Genel Müdürlüğünden araştırmalar yapılmış ,senetlerin vade tarihinden bu yana davadışı borçlunun hiçbir malvarlığı bulunamamamıştır. Anlatılanlara göre bonoların kaybı sonrası dava dışı borçlunun bu kayıptan yararlanarak davacı alacaklının alacağına kavuşmasını engelleyici davranış ve tasarrufların varlığının ispat edilemediğinin kabulü gerekmektedir. Diğer bir ifade ile bonolar kaybedilmemiş ve vadesi sonunda hemen takibe konulmuş olsa bile dava dışı borçlunun borçlarını ödeyemeyeceği sabitse, davalı bankanın sadece bonoyu kaybetmesi nedeniyle sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmaktadır.Bu durumda, açılan bu davanın senedin kaybı nedeniyle tazminat davası olduğu dikkate alınarak, kaybedilen senedin borçlusuna ait tüm nakit, gayrinakit alacak, mal varlıkları üzerinden gerekli tüm araştırmaların yapıldığı, borçlunun malvarlığının bulunmaması nedeniyle senetlerin tahsil edilemediğinin anlaşılması nedeniyle redde ilişkin karara yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş ,davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 44,40- TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL istinaf harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına.
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.07/02/2019