Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1590 E. 2018/1114 K. 01.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1590
KARAR NO : 2018/1114
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİH : 04/07/2018 Tarihli Ek Karar
NUMARASI : 2018/184 D.İş – 2018/188 Karar
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2018
Mahkemenin 14/05/2018 tarihli ihtiyati haciz kararına karşı itiraz üzerine, 04/07/2018 tarihinde verilen itirazın reddine ilişkin ek kararın, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince yasal sürede istinaf edilmesi üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İTİRAZ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, müvekkillerinin kaçma veya mal kaçırma kasıtlarının bulunmadığını, ayrıca borcu karşılayacak şekilde 3.kişilerin rehin(ipotek)lerinin mevcut olduğunu, rehinler dikkate alındığında alacağın karşılanabilir seviyede olduğunu, ayrıca asıl borçlu şirket hakkında geçici konkordato kararı verildiğini belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İTİRAZA CEVAP: İhtiyati haciz isteyen vekili, itiraz edenlerin müvekkili bankadan kullanılan krediye kefil olan şahıslar olduğunu, bu şahıslar yönünden yapılan bir konkordato işlemi bulunmadığını, ayrıca kefaletlerinin teminatı olan bir rehnin de söz konusu olmadığını beyan ederek itirazın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince, kefiller hakkında yapılan konkordato işlemi bulunmadığı, ayrıca kefiller aleyhine rehinle teminat altına alınan bir alacağın bulunmadığı, borcun muaccel olması nedeniyle borçluların mal kaçırma veya hileli davranışlarda bulunma ihtimallerinin bulunmadığına yönelik savunmanın dikkate alınamayacağı gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İtiraz edenler vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;takip konusu borcu karşılayacak miktarda 3.kişilerin taşınmazları üzerinde davacı bankanın ipoteğinin mevcut olduğunu, İİK 45.maddesinin dikkate alınması gerektiğini, ayrıca borçlu şirketin konkordato davası açmış olduğunu ve bu davada asıl borçlu aleyhine takip yapılmaması, ihtiyati tedbir ve haciz kararının uygulanmamasına yönelik geçici mühlet kararı verildiğini, bu kararın zorunlu dava arkadaşı olan müvekilleri yönünden de hüküm ve sonuçlarını doğuracağını, yine müvekillerinin kaçma veya mal kaçırma kasıtlarının bulunmadığını belirterek ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir
İhtiyati haciz talep eden vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle, davalıların kendi kefaletlerinin teminatı olarak ipotek vermediklerini, ipoteğe konu taşınmazın asıl borçlu şirkete ait olduğunu, borcun vadesi gelmiş olduğunu, ayrıca İİK 303.maddesi uyarınca konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklının borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı takip yapabilme ve ihtiyati hacze başvurabilme imkanı olduğunu, kaldı ki davalılar yönünden verilen konkordato kararı da olmadığını belirterek başvurunun reddini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, İİK 265 vd. maddeleri kapsamında ihtiyati hacze itiraza ilişkindir.
İhtiyati haciz talep eden banka ile … arasında akdedilen 23/01/2017 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesinin borçlularca müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı görülmüştür.
İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nun 257/1. maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. Talebe konu alacağın muaaccel bir alacak olduğu dikkate alındığında, borçlular vekilinin İİK 257/2 maddesi uyarınca muaccel olmayan alacaklar yönünden aranan ihtiyati haciz şartlarına yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Bunun yanında TBK nun 586/1. maddesi; ” Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkca ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir ” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda hesap kat ihtarı asıl borçlu şirkete de tebliğe çıkarıldığı gibi kefillerin kendi kefaletlerinin teminatı olarak ipotek verildiği yönünde bir iddiaları da olmadığından, borcu karşılayacak miktarda ipotek olduğu yönündeki istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Öte yandan asıl borçlu şirket hakkında geçici mühlet kararı verilerek şirket hakkında ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına karar verilmiş ise de, bu karar kefilleri kapsamadığından ve ihtiyati haciz kararının infazına ilişkin olduğundan kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmemektedir.
Açıklanan bu gerekçelerle ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran itiraz edenler tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 01/10/2018