Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/159
KARAR NO : 2018/549
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/01/2018
NUMARASI : 2016/995 Esas (Ara Karar)
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/05/2018(25/05/2018 yazım tarihli )
İlk Derece Mahkemesince verilen ihtiyati tedbire ilişkin ara kararının davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP-SÜREÇ-KARAR:Davacı vekili, asıl davada şirketin haklı nedenlere fesih ve tasfiyesini, fesih tamamlanıncaya kadar şirkete kayyım atanmasını, feshe karar verilmediği takdirde davacının, şirket ortaklığından çıkarılmasını talep etmiş, mahkemece 20/04/2017 tarihli ara karar ile, şirkete denetim kayyımı atanmış olup, kararın istinafı üzerine İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi’nin 29/06/2017 tarih ve 2017/378 E.-341 K. sayılı kararıyla ilk derece mahkemesi kararının şirket yönetim kuruluna huzur hakkı verilmesine ilişkin kısmının kaldırılmasına karar verilmiş, denetim kayyımı tayinine ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Bu karar üzerine, mahkemece 26/12/2017 tarihinde verilen ihtiyati tedbirin kalktığının tespitine yönelik karar ile atanan denetim kayyımının göreve başlatılması için gerekli işlemlerin yapılması hususunda mahkemeye süresinde başvurulmadığı belirtilerek mahkemece daha önce verilmiş olan 20/04/2017 tarihli denetim kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının HMK.’nın 393. maddesi uyarınca kendiliğinden kalkmış bulunduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davacı vekili, 30/12/2017 tarihli dilekçesinde; şirkete denetim kayyımı atanması için yeniden talepte bulunmuş, mahkemece verilen 04/01/218 tarihli ara karar ile yeniden davalı şirkete denetim kayyımı atanmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İstinaf yoluna başvuran davalı vekili, mahkemece verilen kararın yerinde bir karar olduğunu fakat gerekçesinin hatalı olduğunu, HMK’nın 393. Maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanma usulünün ayrıntılı şekilde izah edildiğini, kararın ancak icra dairesince infaz edilebileceğini, mahkeme kararında belirtilmek koşuluyla infaz için mahkeme yazı işleri müdürlüğünün de görevlendirilebileceğini, buna karşın kararda tedbirin infazı yönünden mahkemeye başvurulması gerektiğinden bahsedildiğini, mahkeme kararının bu yönüyle hatalı olduğunu, tedbir kararlarının uygulanmasında yanlışlığa yol açılacağını belirterek sonuç değiştirilmeksizin yalnızca gerekçesinin kaldırılarak yasa hükmü doğrultusunda düzeltilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE: Karar gerekçe yönünden istinaf edilmektedir. Zira 6100 sayılı HMK’nın 341/1. Maddesinde ” İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” denilmiştir.
İstinafa konu kararın infazında icra müdürü yahut yazı işleri müdürü tarafından uygulanma olanağının bulunmadığının belirtilmesinin yanlış uygulamaya yol açacağı öne sürülmüştür. Konuya ilişkin yasal düzenlemeye bakıldığında;
HMK 393(2) Tedbir kararının uygulanması, kararı veren mahkemenin yargı çevresinde bulunan veya tedbir konusu mal ya da hakkın bulunduğu yer icra dairesinden talep edilir. Mahkeme, kararında belirtmek suretiyle, tedbirin uygulanmasında, yazı işleri müdürünü de görevlendirebilir.
(3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması için, gerekirse zor kullanılabilir. Zor kullanmak hususunda, bütün kolluk kuvvetleri ve köylerde muhtarlar, uygulamayı gerçekleştirecek memurun yazılı başvurusu üzerine, kendisine yardım etmek ve emirlerine uymakla yükümlüdürler.
(4) İhtiyati tedbiri uygulayan memur, bir tutanak düzenler. Bu tutanakta, tedbir konusu ve bulunduğu yer gösterilir; tedbir konusu ile ilgili her türlü iddia bu tutanağa geçirilir. Tedbiri uygulayan memur, bu tutanağın bir örneğini tedbir sırasında hazır bulunmayan taraflara ve duruma göre üçüncü kişiye tebliğ eder.
Denetim kayyımı atanmasına ilişkin bir ihtiyati tedbir kararının infazı- yerine getirilmesi için İlk Derece Mahkemesince yerinde belirtildiği gibi, mahkemeye başvurma dışında bir yol bulunmamaktadır. Mahkemeye başvurma da fiilen mahkeme yazı işlerine başvurma anlamındadır. Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen tarafın mahkemeye başvurması gerektiği yönündeki istinafa konu kararın gerekçesi yukarıda açıklanan yasa maddesine uygundur. Genellik ilkesi gereği hukuk normunda, genel ihtiyati tedbir kararlarının nasıl yerine getirileceğine ilişkin düzenleme yapılmış olup, her bir ihtiyati tedbir kararı açısından ayrı ayrı düzenleme yapılmamıştır. Denetim kayyımı atanması yönündeki kararlar, genel ihtiyati tedbir kararlarının bir alt kümesini oluşturmakta olup, üst düzenleme olan ihtiyati tedbir kararının yerine getirilmesine yönelik genel kuraldan yararlanmak suretiyle niteliğine uygun şekilde infazının sağlanması gerekir. İlk Derece Mahkemesi ara kararında denetim kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına yönelik açıklama yasa hükmüne uygun bir açıklamadır.
Sonuç olarak ilk derece mahkemesi karar gerekçe itibariyle usul ve yasaya, dosya içeriğine uygun olup, istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden başvurunun reddi doğrultusunda hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine .
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/05/2018