Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1575 E. 2019/1447 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1575
KARAR NO : 2019/1447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İST. ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2018
NUMARASI : 2014/947 E.-2018/418 K.
DAVA: İtirazın İptali (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/11/2019
Davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
DAVA:Davacı vekili, 30 yıl devam eden bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve tek taraflı olarak feshedildiğini, müvekkilinin avans ve erken ifa nedeniyle yaptığı ödemelerden dolayı alacaklı olduğunu, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, sözleşmenin süresinin bitimi ile 31.12.2013 tarihinde son bulduğunu, müvekkili tarafından feshedilmediğini, davacıya ihtarname gönderilerek mutabakat yapılması istendiğini, ancak davacı mutabakata yanaşmadığı gibi haksız fatura tebliğine başladığını, müvekkilinin davacıya muaccel hale gelmiş ve ödenmeyen borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece;bayilik sözleşmesinin davalı tarafça süresinin dolduğu gerekçesi ile feshedildiği, incelenen taraf defterlerine göre davacının 105.190,67- TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle, davalının takibe itirazının kısmen iptali ile 105.190,67- TL asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına fazla istemin reddine, davalı tarafça takipten sonra yapılan 13.621,79-TL ödeme ile davadan sonra yapılan 6.230,21- TL ve 85.388,21- TL lik ödemelerin infazda dikkate alınmasına, %20 oranında icra inkar tazminatı ile kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; kök ve ek bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, kök raporda müvekkilinin lehe delil vasfı olan ticari defterlerine göre davalıdan 299.616,80-TL alacaklı olduğu tespit edilmişken sonuç kısmında 105.190,67-TL alacaklı olduğu sonucuna varılarak çelişki oluşturulduğunu, aradaki farkın nedeninin anlaşılamadığını, kök rapora itirazlarında da bu hususun belirtildiğini ancak itirazın ek raporda karşılanmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir. 2-Davalı vekili; taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkili defter ve kayıtlarının delil olarak kabulünün gerektiğini, dolayısıyla müvekkili tarafından kesilen faturaların delil olarak kabulü ve hükme esas alınması gerektiğini,buna göre davacının bir alacağının bulunmadığını,aksine müvekkilinin 49,54-TL alacaklı olduğunu,alacağın likit olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin 2013 yılı sonu itibariyle bittiği tarafların kabulünde olup, davacının cari hesap alacağı talebi, sözleşmenin haklı veya haksız nedenle feshine bağlı olmadığından bu husus üzerinde durulmamıştır.Tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmiş, davacının lehe delil vasfını haiz ticari defterlerine göre davacının 2013 yılı sonu itibariyle davalıya 35.247,93-TL borcu olduğu,2014 yılı sonu itibariyle davalıdan 299.616,80-TL alacaklı olduğu tespit edilmiş, davalının lehe delil vasfını haiz olan ticari defterlerine göre davalının takip tarihi itibariyle 105.190,67-TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Ne var ki davacı tarafça cari hesap ekstreleri sunulmadığından tarafların cari hesap kayıtları arasındaki farkın nedeni anlaşılamamıştır. Davacının ticari defter kayıtları tek başına alacağı ispata yeterli olmadığından, davalının ticari defter kayıtlarının hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan, kök raporda davalının takipten sonra davacıya 05.05.2014 tarihli 13.621,79TL bedelli … nolu fatura ile davadan sonra 16.06.2014 tarihli 6.230,21-TL bedelli … nolu faturaları düzenlediği, ayrıca yine davadan sonra 19.08.2014 tarihinde 85.388,21-TL ödeme yaptığı tespit edilmiştir. İtirazın iptali davasında takip tarihi itibariyle alacak durumu tespit edileceğinden ve ancak takipten sonra yapılan ödemeler dikkate alınabileceğinden, davalının takipten sonra düzenlediği bu iki fatura alacak hesabında dikkate alınmamıştır. Ne var ki ilk derece mahkemesince bu faturalar ödeme kabul edilerek icra müdürlüğünce infazda dikkate alınmasına karar verilmiş ise de, davacı tarafça bu husus açıkça istinaf konusu edilmediğinden bu hususa değinilmekle yetinilmiştir. Davadan sonra 19.08.2014 tarihinde yapılan 85.388,21-TL ödemenin de icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasının gerekeceği açıktır.Alacak likit(bilinebilir, belirlenebilir) olduğundan davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, ayrıca davacı aleyhine hükmedilen kötüniyet tazminatı istinaf konusu edilmediğinden bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü yönünde verilen kararda isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, Davacıdan tahsili gereken 44,40-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalıdan tahsili gereken 7.185,57- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.832,40- TLnin mahsubuna bakiye 5.353,17- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Taraflarca yapılan istinaf yargı giderlerinin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 21/11/2019