Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1574 E. 2020/489 K. 14.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1574
KARAR NO: 2020/489
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2018
NUMARASI: 2016/260 Esas 2018/571 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:14/05/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketin davalı şirkete çeşitli zamanlarda taşıma işini üslendiğini, davalıya verilen taşıma işlemi karşılığında bir kısım iç taşıma ücreti faturaları düzenlediğini, müvekkili şirketin davalı taraf ile olan ticari ilişkisi nedeniyle cari hesabında davalı taraftan toplam 8.921,99 TL alacaklı bulunduğunu, davalı tarafından bakiye 8.921,99 TL’yi ödemekten ödenmemesi nedeniyle müvekilinin alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibin davalının ititrazı üzerine durduğunu belirterek davalının yapmış olduğu yetki ye ve borca itirazının reddi ile itirazının iptaline takibin devamına ,itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olduğundan %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı alacaklı şirket ile cari taşımacılık ile ilgili hiçbir sözleşme bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtilen faturalara ilişkin yapıldğı iddia edilen taşımaların yapılmadığını, yapılmış olsa bile nakit olarak karşılıklarının ödendiğini, beyan ederek öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile açılan davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 21.04.2016 tarihli 2.cevap dilekçesinde cevap dilekçesini tekrarla davacı tarafından düzenlenen 7 adet taşımaya konu fatura bedellerini ödediklerini kalan 6 adet fatura konu taşımayı kabul etmediklerini belertmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Davalıya ait ticari defter kayıtlarında kayıtlı olmayan 31.01.2014 tarihli 1.283,57 TL tutarlı, 08.12.2014 tarihli 2.433,79 TL tutarlı, 08.12.2014 tarihli 1.580,04 TL tutarlı faturaları bedelinin peşin olarak ödendiğinin davalının beyan ettiği, ancak 3 fatura bedelini ödediğini davalının belgesi ile kanıtlayamadığı, dolayısıyla bu üç fatura içeriği hizmetin de davalıya verildiğinin kabulü gerektiği, bu durumda davacının 3.71,62 TL + 5.297,39 TL = 8.369,01 TL bakiye alacağının bulunduğu, davacının 31.03.2015 tarih, 141,30-TL, 18.04.2015 tarihli 371,88 TL, 16.05.2015 tarih 33,38 TL tutarlı olmak üzere davalı defter kayıtlarında da yer almayan toplam 552,97-TL tutarlı fatura muhteviyatı hizmeti davalıya verdiğini kanıtlayamadığını, davacı 552,97-TL tutarlı fatura muhteviyatı hizmeti davalıya verdiğine ilişkin olarak yemin delilini kullanmayacağını belirttiği, ödeme iddiasını yazılı belge ile kanıtlayamayan davalı yemin delilini kullanacağını belirterek davacı şirket yetkililerine yemini eda ettirilmekle davacının takip tarihi itibariyle 8.369,02- TL alacağı bulunduğu, gerekçesiyle bu miktar yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde ;Mahkemece yemin metnine riayet edilmediğini ,Davacı şirket temsilcisi sıfatı ile yemin veren gerçek kişiler sunulan imza sirküleri incelendiğinde yemin vermeye salahiyet sahibi olmadığını,şahitlerinin dinlenmediğini, Bir ticari teamül olan, cari çalışma yapılmayan mal kargo/taşımacılık hizmetlerinde ücretin peşin veya teslimde nakden tahsili esası yok sayıldığı,bu konu üzerindeki ısrari beyanlarının dinlenmediği ve sanki taraflar arasında bir cari hizmet sözleşmesi varmış gibi yargılama yapıldığını, kapıda teslim edilen ve ücreti peşinen ödenen yada kapıda nakden ödenen tüm taşımacılık hizmetleri için bir talep söz konusu olabileceğini ve bu hem hayatın olağan akışına, hem ticari teamüllere aykırı olduğunu belirterek istinafa konu kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini ve buna bağlı olarak haksız takip neticesinde ilgili yasaların gereğince karar verilmesini talep etmiştr.
GEREKÇE:Dava; taşıma ticari ilişkisi nedeniyle düzenlenen fatura alacağının tahsili istemine tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında taşımadan kaynaklı ticari ilişki bulunduğunu hususu ihtilafsızdır. Kural olarak mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Davalı;takibe konu 14 adet faturadan toplam 3.071,62- TL bedelli 7 adet faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ,kayıtlı olan bu faturalardan 2.076,80 TL bedelli fatura dışında diğer faturaları ve davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 7 adet toplam 5.850,37 TL bedelli faturalardan 5.297,39- TL bedelli faturaların bedellerinin peşin ödendiği savunmasında bulunmuştur. Davalı ticari ilişki uyarınca düzenlenen faturalarının bir kısmına itiraz etmiş,itiraz edilmeyenlerin ise teamül gereği peşin veya nakden ödendiğini iddia etmektedir. Davalının ödeme iddiasında bulunmayıp itiraz ettiği ancak ticari defterlerine kayıtlı olan fatura yönünden davalı ticari defterlerinin aksini aynı nitelikte yazılı delili ispatlayamamış olup,buna göre davacının faturaya konu hizmeti davalıya verildiğinin kabulü gerekmiştir. Davalı ticari defterlerinde kayıtlı ve kayıtlı olmayan faturalar ilişkin ödeme iddiasını HMK 200 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı belge ile ispatlamak zorunda olup hukuki işlemler yönünden dava değeri ve davacının da açıkça muvafakatı olmadan tanık dinlenemeyeceğinden ödeme iddiası yönünden davalı tanıklarının dinlenmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ödeme iddiasına konu faturalar açık fatura olup davalı bu idiasını ispata elverişli yazılı delil sunmamış ancak cevap dilekçesinde açıkca dayandığı yemin kesin deliline başvuracağını bildirmesi üzerine mahkeme davacı şirkete yemin teklif etmiştir. HMK 232 vd maddelerinde yemin teklifi usulü düzenlenmiş olup,yemin metnini taraflarca hazırlanmasına yönelik bir hüküm bulunmadığı gibi ,mahkeme hazırlanan yemin metni ile bağlı da değildir.Teklif edilen yemin ödeme iddiasına ilişkin olup,mahkeme yemin metnindeki talebe de uygun şekilde davacı şirket temsilcilerine yemin teklif etmiş ve dosyada mübrez ticaret sicil kayıtlarına göre daha şirket temsilcileri olduğu anlaşılan şahıslarda usulüne uygun olarak davalı tarafından ödeme yapılmadığına ilişkin yemin eda etmiş olup davalı ödeme iddiasını usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır . Buna göre davacının davalıdan ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalar ve ödeme iddiası ispatlanamayan faturalar yönünden 8.369,01- TL davalıdan alacaklı olduğunun kabulu gerekmiştir. Bu durumda mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 571,69- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 142,93- TL harcın mahsubu ile bakiye 428,76- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 56-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/05/2020