Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1543 E. 2019/1398 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1543
KARAR NO : 2019/1398
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2018
NUMARASI : 2016/875 E.-2018/388 K.
DAVA: Alacak (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Davanın kısmen kabulune yönelik olarak verilen hükmün davacı vekili ile davalı …. vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin, iş ortağı olan davalıların https:…com adlı adresinde açık artırma usulü ile elektronik ortamda ihale edilerek gerçekleştirilen satışlardan A-58 nolu ilana teklif miktarının %3’ü olan 20.355-TL teminatı yatırmak suretiyle teklif verdiğini, ancak taşınmazın esaslı unsurlarının gerçeğe aykırı gösterilmesi suretiyle müvekkilinin aldatılarak hataya sevk edildiğini, müvekkilinin de teklifinden haklı olarak vazgeçtiğini ve yatırılan teminatın iadesini talep ettiğini, ancak ödenmediğini ileri sürerek 20.355-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …. vekili, mülkiyeti müvekkiline ait olan taşınmazın usulüne uygun ve ilan bilgileri doğru olarak siteye yüklendiğini, taşınmaza ait tapu kaydı ve satış ilanının ihale alıcısının imzaladığı şartnamede belirtilen mail adresine gönderildiğini, davacının basiretli davranması gerektiği, Şartnamede taşınmazın mevcut durumu ile görülüp beğenildiğinin ve kabul edildiğinin, teklifin geri çekilemeyeceğinin, tekliften vazgeçilse dahi teminatın iade edilmeyeceğinin hüküm altına alınmış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı …A.Ş. vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, zira müvekkilinin diğer davalı tarafından sağlanan içeriği onun oluşturduğu internet platformunda onun sağladığı şekilde yayınlamakta olduğunu, müvekkilinin sağladığı hizmetin 26.08.2015 tarih ve 29457 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik kapsamında olduğunu, yani müvekkilinin aracı hizmet sağlayıcı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davaya konu taşınmaz ile ilgili bilgilerin ilanda yeterince açıklanmaması, taşınmazın tek başına yapılanmaya müsait olmamasının taşınmazın esaslı unsurlarına ilişkin bir bilgi olması ve bu bilgiye sahip olması halinde davacının teklif vermemesi sonucunun doğacağı hususları dikkate alındığında davalı … AŞ tarafından davacının hataya sevk edilerek teklifte bulunmasının sağlandığı sonucuna varıldığı, bu şekilde davalı … AŞ’ nin sebepsiz zenginleştiği, öte yandan taşınmaz satımı işleminde aracı hizmet sağlayıcı olan davalı … A.Ş.’ne husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davalı … A.Ş. hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı …. hakkında açılan davanın kabulü ile 20.355-TL’nin ödeme tarihi olan 08.08.2016 tarihinden işleyecek avans faiziyle davalı ….’den tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … firması, davalı bankanın çözüm ortağı ve hizmet sağlayıcısı olup davalı banka ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu, şöyle ki, davalı Intengo firmasının uyuşmazlık konusu taşınmazın satışı ile ilgili doğrudan elektronik ticaret faaliyetinde bulunan hizmet sağlayıcısı olduğunu, dolayısıyla davalı bankanın sunmuş olduğu işbu faaliyetlerini de birlikte yürüttüklerini, bu firma hesabına teminatın yatırıldığını, ayrıca müvekkili ile İntengo yetkililerinin görüşme yaptıklarını, taşınmazla ilgili bilgi alındığını, bu durumun davalı … firmasının bir fiil yapılan işlemlerin içerisinde olduğunu göstermekte olduğunu, ihalenin https://…..com adlı internet adresinde yapıldığını belirterek davalı … firması hakkında verilen hükmün kaldırılmasını ve bu davalı yönünden de kabulünü istemiştir. Davalı ….. vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-İlan bilgilerinde eksiklik veya aldatmanın söz konusu olmadığını, taşınmazın ilan bilgilerinin internet sitesine yüklendiğini, ayrıca davacının şartnamede belirttiği mail adresine taşınmaza ait tapu senedi ve satış ilanının iletildiğini, 2-İlk derece mahkemesince taşınmazın tek başına yapılanmaya müsait olmaması ve komşu parseller ile tevhid edilmeden uygulama yapılamaması hususunun taşınmazın esaslı unsuru kabul edildiğini, oysa taşınmaza ilişkin ilanda yer verilen bilgilerin teklifte bulunanların satın alma nedenlerinden bağımsız olarak somut veriler ışığında ortaya konulmakta olduğunu, müvekkilinin teklif verenlerin satın alma amaçlarını önceden tahmin edip bu yönde bilgiler eklemesinin ise beklenemeyeceğini, 3-Tacir olan davacının ticaretine ait tüm faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, 4-Kaldı ki imzaladığı Şartnamede, taşınmazı mevcut durumu ile görüp kabul ettiğinin, imar uygulamasına tabi tutulmasından dolayı iade,zarar talebinde bulunamayacağını, teklifini geri çekemeyeceğini, herhangi bir nedenle teklifinden vazgeçerse yatırılan teminatın iade edilmeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt ettiğinin hüküm altına alındığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış şartnamesi uyarınca ödenen teminatın, satışa konu taşınmazın ayıplı olduğu iddiasıyla iadesi istemine ilişkindir.Davacı ve davalı banka arasında akdedilen Gayrimenkul Satış Şartnamesi incelendiğinde, 21.maddesinde müşterilerce verilen tekliflerin kabulünün değerlendirileceğinin ve satışın bankanın onayına bağlı olduğunun, teklifi kabul edilen müşterinin onay bildiriminden itibaren belirli süre içinde taşınmazın kalan bedelini banka hesabına ödeyeceğinin, 22.maddesinde müşterilerin tekliflerinden vazgeçmeleri halinde müşteri tarafından yatırılan teminatın banka tarafından irad kaydedileceğinin hüküm altına alındığı görülmüştür. Oysa söz konusu teminatın irad kaydedilebilmesi için, öncelikle taraflar arasında kurulmuş ve geçerli bir sözleşmenin olması gerekir. Davalı tarafça şartnamenin ilan edilmesi icaba davet niteliğinde ve davacı tarafça şartnamenin imzalanarak teklif verilmiş olması icap niteliğindedir. Ne var ki dosya kapsamında davacının icabının kabulüne dair banka onayına rastlanılmamıştır. Dolayısıyla henüz sözleşme kurulmamıştır.Öte yandan şartnamenin 22. maddesi uyarınca herhangi bir nedenle teklifinden vazgeçen davacının teminatın iadesini talep hakkının olmadığı düşünülebilir ise de, bilindiği üzere 6098 sayılı TBK’nin 237.(818 sayılı mülga BK’nin 213.) madde hükmü uyarınca ”Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Anılan hüküm bir geçerlilik şartı olup, düzenlenme anında resmi şekilde yapılmamış olan bir sözleşme geçerli kabul edilemez. Dava konusu Gayrimenkul Satış Şartnamesinin de Satış Sözleşmesinin kurulmasına yönelik bir icaba davet niteliğinde olması ve yatırılan teminatın taşınmaz bedelinin bir kısmını teşkil etmesi nedeniyle, şartnamenin ve teminatın irad kaydedileceği yönündeki hükümlerinin de geçersiz olduğunun, davacının sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda teminatın iadesi talebinde haklı olduğunun kabulü gerekir. (Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 20.05.2019 tarihli )Bununla birlikte, her ne kadar satış ilanı davalıların ortak unvanlarını içeren internet sitesi üzerinden yapılmış ve taşınmaza ilişkin e-posta yoluyla bilgi verme işlemleri davalı … A.Ş. tarafından yapılmış ise de, adı geçen şirketin satış şartnamesinin tarafı olmadığı, yine dosya kapsamında mevcut banka yazı cevabından davacı ödeme dekontunda yer alan hesabın bu şirkete değil davalı bankaya ait olduğunun anlaşılmış olmasına göre, bu şirketin 26.08.2015 tarih ve 29457 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında, başkalarına ait iktisadî ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ya da tüzel kişi niteliğinde olduğu, dolayısıyla teminatın iadesi hususunda bir sorumluluğunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.O halde ilk derece mahkemesince davalı bankaya yönelik davanın kabulü, diğer davalıya yönelik davanın husumet yokluğundan reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı banka vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekili ile davalı …. vekilinin istinaf başvurularının HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı ….’den alınması gereken 1.390,45- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 347,61- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.042,84- TLnin bu davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/11/2019