Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1521 E. 2019/1353 K. 04.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1521
KARAR NO : 2019/1353
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2018
NUMARASI : 2015/1087 E.-2018/312 K.
DAVA : İtirazın İptali (Üye İşyeri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, aynı zamanda şirket yetkilisi olan davalı …’ın da imzalamış olduğu kefaletname uyarınca borçtan sorumlu olduğunu, ancak geri ödemelerin yasal sürede yapılmaması nedeniyle hesap kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin ise davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar, yasal sürede davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı banka ile davalı şirket arasında akdedilen 29.05.2013 tarihli temel bankacılık hizmet sözleşmesi kapsamında bankacılık işlemlerin yapıldığı, davalı …’ın sözleşmede kefil sıfatı ile imzasının bulunmadığı, davacı tarafça dava konusu alacağın chargeback işlemlerinden kaynaklandığı iddia edilmiş ise de, banka alacağının ne tür bankacılık işlemlerinden kaynaklandığının bankacı bilirkişice mevcut davacı banka kayıt ve belgelerinden tespit edilemediği,davacı banka alacağının bu aşamada kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi ek raporuna beyan dilekçelerinde dava ve takip konusu alacağın dayanağı işlemlerin açıklandığını, chargeback işlemlerine ilişkin evraklar sunularak bu evraklar üzerinde bilirkişi incelemesi talep edildiğini, bu evraklar ve ek rapor talepleri dikkate alınmadan karar verildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, Üye İşyeri Sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı yan icra takip talebi ve dava dilekçesi ekinde sunduğu 26.12.2014 tarihli ihtarnamede, taraflar arasında akdedilen Üye İşyeri Sözleşmesi ve Temel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi gereğince, davalı işyerinde olan pos makinesinden aşağıda detayları verilen 4.030 TL’lik işlem yapıldığını, ancak söz konusu harcamaların gerçek kart hamili tarafından yapılmadığının anlaşıldığını, davalı üye işyerinin ise satış belgelerini teslim etmediğini, bankanın bu işler nedeniyle 4.030-TL tutarında charge back işlemi nedeniyle kart hamilinin bankasına ödeme yaptığını, davalı işyerinin bu zarardan sorumlu olduğunu ileri sürmüş ise de, dava dilekçesi içeriğinde taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin borcun ödenmediğinden söz etmiş, dava dilekçesi ekinde ise ihtarname dışında bir delil sunmamıştır. Dosya kapsamında mevcut bilirkişi kök raporunda, ihtarnameye konu işlemlere ilişkin olarak dosya kapsamında herhangi bir kayıt ve belgenin mevcut olmaması nedeniyle dava konusu alacağın ispata muhtaç olduğu belirtildiği halde, davacı taraf rapora itiraz dilekçesinde Üye İşyeri Sözleşmesi, cihaz satın alma belgesi ve kefaletname sunmakla yetinmiştir. O halde dava dilekçesinde açıkça, icra takibine konu alacağın dayanağı olan vakıaları ve delilleri açıklamayan ve yasal sürede bu delilleri sunmayan davacının, alacağın varlığını ispat edemediğinin kabulü gerekmiş olup, bilirkişi ek raporunda da aynı tespitler yapıldıktan sonra, davacının yasal süreden sonra sunduğu itiraz dilekçesi ile eklerinin dikkate alınmamasında da bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu durumda, yasal sürede açıkça delillerini bildirmeyen ve sunmayan davacı tarafın hukuki dinlenilme hakkının sınırlandırıldığından söz edilemeyeceği gibi, ilk derece mahkemesince usul ekonomisi ilkesi de dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekeceği açıktır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 04/11/2019