Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/150 E. 2018/174 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/150
KARAR NO : 2018/174
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2017
NUMARASI : 2017/486 Esas 2017/997 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/03/2018

Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili, müvekkili ile davalı banka arasında imzalanan mevduat sözleşmesi gereğince müvekkilinin bankacılık işlemlerini .. numaralı mevduat hesabı üzerinden gerçekleştirdiğini, hesap üzerindeki tasarruf yetkisinin sadece davacıya ait olduğunu, davalı bankanın davacının bu şahsi hesabından 44 farklı tarihte dava dışı , temsilci ve tasarruf yetkisine sahip olmayan …’e TBK 506/2 ve 3.madde hükümlerine aykırı şekilde ödeme yaptığının tespit edildiğini, müvekkili tarafından Kadıköy ..Noterliğinin.. tarih .. nolu ihtarnamesi ile Nurdan Şen’e ödenen paranın müvekkiline iade edilmesi hususunun ihtar edildiğini, ödenmemesi üzerine takip başlattıklarını davalı tarafın haksız olarak takibe itiraz ettiğini , bankanın sahte belgeler uyarınca müvekkilinin mal varlığının azalmasına sebebiyet verdiğini, banka ve ilgilileri hakkında Ankara C.Başsavcılığı’nın 2017/3166 ve 2017/45753 Soruşturma nolu dosyaları ile suç duyurusunda bulunduklarını belirterek itirazın iptali ile ve tazminat hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının 2009-2016 yılları arasında 7 yıl boyunca hesabından haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, dava konusu ettiği işlemlere zımmen icazet verdiği anlamına da geldiğini, davacının aynı gerekçelerle , gerek şahsi hesapların gerekse hakim ortağı olduğu .. Ltd Şti hesapları ile ilgili olarak 2006 yılından 2016 yılına kadar yaklaşık 25.000.000- TL’nin hesaplarından çekilmesinden 10 yıl boyunca haberdar olmadığını iddia ettiği, davaya konu hesap dışında da para çekmelerinden kaynaklanan 16 ayrı icra takibi daha yaptığını, para yatırma işlemlerine de itirazı olmayıp, … tarafından 143 adet işlemle 2.531.384,07 TL yatırıldığını, 2009 -2016 tarihleri öncesinde ve sonrasında davacının itiraz etmediği benzer talimatlarla…in para çektiğini, 44 adet işlem içerisinde davacının hesabından çekilip , davacının bizzat kendisine ait başka hesaplara ve ortağı olduğu ….. Ltd Şti hesabına yatan tutarlar dahi bulunduğunu, 44 işlemden 10 adedinde çekilen tutarların hemen sonrasında davacının diğer hesaplarına yada ortağı olduğu …’a aktarıldığını bunlarında cevap dilekçesinde tablo halinde gösterildiğini, yapılan bu işlemlerden dolayı davacının haberdar olmadığının iddia etmesinin kabul edilemeyeceğini , 44 adet işlemden bazı para çekme işlemlerin akabinde gayri menkul alımı , araba alımı gibi işlemler yapıldığını, bundan da davacının hesabını izlediği sonucu çıkarıldığını, düzenli olarak hesap cüzdanlarını yazdıran davacının hesaplarındaki işlemlerden ve bakiyeden haberdar olduğunu, hesabından izinsiz para çeken … hakkında suç duyurusunda bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, en son para çekme işleminin 2016 tarihinde gerçekleştiği, davanın da 28/5/2014 tarihinden sonra açıldığı dikkate alındığında davacının kişisel şahsi hesabından usulsüz para çekildiği iddiasıyla banka aleyhine açtığı davada söz konusu bankacılık işlemininde tüketici işlemi sayıldığı, yasa hükümleri uyarınca Tüketici Mahkemeleri görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; dava konusu işlemlerin ve davacı ile banka arasındaki sözleşmelerin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlüğünden önce olması nedeni ile dava konusu olayda 6502 sayılı yasa hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, dava konusu işlemlerde bankacılık işlemleri TTK md.4 gereği mutlak ticari dava olduğundan görevsizlik kararının yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Davacı tarafça açılan davanın kişisel hesaba ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Dava tarihi olan 21/08/2017 tarihinde yürürlükte bulunan “6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi olduğu düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır.” İlk derece mahkemesi de anılan yasal düzenleme nedeniyle göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilerek dosyanın görevli bulunan Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine karar vermiştir.
Bir uyuşmazlığın tüketici uyuşmazlığı niteliğinde olması için taraflardan birinin tüketici, taraflardan birinin profesyonel satıcı(sağlayıcı) ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir tüketici işleminden kaynaklanıyor olması gerekmektedir. Somut olayda davacı dosya kapsamıyla gerçek kişi tüketici, davalı bankanın profesyonel sağlayıcı olduğu mevduat sözleşmesinin de bir tüketici işlemi olduğu tartışmadan uzaktır. Görev HMK 114 mad. uyarınca dava şartı olup, re’sen inceleneceğinden,görevi belirlemede işlemlerin gerçekleştiği tarihlerin değil ; davanın açılma tarihi dikkate alınacağından taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmeye Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan davalı tarafın istinaf sebebleri yerinde görülmemiş ,başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/03/2018