Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1491 E. 2019/295 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1491
KARAR NO : 2019/295
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2018
NUMARASI : 2017/307 E.-2018/378 K.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/03/2019
İlk derece mahkemesince davanın kabulune yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davalı adına düzenlenen fatura bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itiarzı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının müvekkili adına düzenleyip göndermiş olduğu faturanın önceki ticari ilişki sebebiyle müvekkili şirket muhasebe departmanı tarafından sehven müvekkili ticari kayıtlarına alındığını ve bu şekilde faturaya itiraz etme imkanının ortadan kalktığını, esasında faturaya konu malın müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin durumu farketmesi üzerine iade faturası düzenleyerek ihtarname ile davacıya gönderdiğini, ihtarnamenin davacıya ulaşmamasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konusu faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defterlerinde tahsilat kaydı olmadığı, ancak davalı defterlerinde kayıtlı olan “vade farkı” açıklamalı fatura ile bakiyenin sıfırlandığı, ayrıca davalı tarafından vergi olarak bildirildiği, bu durumda faturaya konu malın/hizmetin tesliminin ispat edildiği, davalı tarafça düzenlenen iade faturası olarak dalandırılan “vade farkı” açıklamalı faturanın ise davacı kayıtlarında olmadığı, davalının yemin teklif hakkını da kullanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkilinin dava konusu faturayı vergi olarak bildirdiğinden bahisle davanın kabulünün doğru olmadığını, zira vergi hukukunda öngörülen düzenlemelerin ve yaptırımların her durumda ticaret hukuku için de uygulanamayabileceğini, 2-Davacının faturaya konu malın teslim edildiğini ispat etmesi gerektiğini,3-Faturanın sehven müvekkili kayıtlarına alındığını, bu nedenle itiraz imkanının da kalmadığını, durumun farkedilmesi üzerine düzenlenen iade faturasının ihtarname ile davacıya gönderildiğini, ihtarın davacıya ulaşmamasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, faturadan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalı, dava konusu faturanın sehven kayıtlarına alındığını, durumun farkedilmesi üzerine iade faturası düzenlendiğini, faturaya konu malın kendisine teslim edilmediğini savunmuştur.Kural olarak malın teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz.Somut olayda dava konusu fatura her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olup ayrıca davalı tarafından fatura dönemine ilişkin BA formunda vergi olarak bildirilmiştir. Bu durumda faturaya konu malın davalı tarafa tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekir.(Yargıtay 19.HD.’nin 10/04/2017 tarihli 2016/7490 E., 2017/2932 K.sayılı emsal kararı). Öte yandan davalı icra takibinden önce dava konusu faturayla aynı tutarda iade faturası düzenleyerek defterlerine kaydetmiş ise de, bu fatura davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi iade faturasına konu malın davacıya iade edildiği de ispat edilememiştir. O halde davacının alacak talebinde haklı olduğu kanaatine varılmakla, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 3.185,86- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 796,47- TL harcın mahsubu ile bakiye 2.389,39- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 28- TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/03/2019