Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1489 E. 2020/479 K. 14.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1489
KARAR NO: 2020/479
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2018
NUMARASI: 2015/773 Esas- 2018/279 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/05/2020
Davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında mal alım satımına dayalı cari hesap ilişkisinde müvekkili tarafından düzenlenen fatura bedellerinin davalı tarafça ödenmediğini, müvekkilinin davalıya döviz üzerinden mal satıp teslim ettiğini ve kur farkı alacağı için kur farkı faturası düzenlediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, kur farkı faturasının mutabakata dayanmaksızın tek taraflı düzenlendiğini, kabul etmediklerini, yasal dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, tarafların defter kayıtları arasındaki 14.547,46 TL farkın davacı defterinde olup davalı defterinde olmayan 31/12/2014 tarih 14.547,47 TL.lik kur farkı faturasından kaynaklandığı,davalının davacıya verdiği sipariş formlarında malın bedelinin USD döviz kurundan belirlendiği, davacı şirketin de o döviz kuru üzerinden sattığı malın bedelini ödeyerek davalıya TL üzerinden satış faturası kestiği, davalının bütün ödemelerini TL üzerinden düzenlenen çeklerle yaptığı, çeklerin teslim alındığı tarih itibari ile ödemeler kabul edildiği takdirde davacının talep edebileceği kur farkının 481,84 USD olacağı, ancak çeklerin verildiği tarihte tahsil edilmediği, çeklerin ödendiği tarihteki döviz satış kurunun baz alınarak kur farkının hesaplanması gerektiği, buna göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 7.108,51 USD kur farkı alacağının olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında kur farkı talep edilebileceğine dair yazılı bir sözleşme bulunmadığını, ayrıca çek teslimi ile artık çeke konu ödemenin belirlenen vade gününde yapılmasının davacı tarafça zımnen kabulü anlamında olduğunu, davacının çekleri ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin teslim aldığını ve vadesinde tahsil ettiğini, tüm çekler tahsil edilerek cari hesap borcu sonlandıktan sonra uzun süre beklenip kur farkı faturası kesilmesinin iyiniyetli bir davranış olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde asıl alacağa yönelik vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, taraflar arasında akdi ilişki olduğunu kabul etmekle birlikte, kur farkı faturası düzenlenebileceğine ilişkin anlaşma bulunmadığını savunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Tarafların ticari defter kayıtları arasındaki farkın davacı defterinde kayıtlı olup davalı defterinde kayıtlı olmayan kur farkı faturasından kaynaklandığı tespit edilmiş olup, kur farkı alacağının talep edilebilmesi, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır. Taraflar arasındaki akdi ilişki USD üzerinden kurulmuş ise de, mal satış faturaları mevzuat gereği TL üzerinden düzenlenmiş ve ödemeler TL üzerinden düzenlenen çeklerle yapılmış olup, bu nedenle sözleşme gereği TL üzerinden kur farkı faturası düzenlenmiştir, zaten kur farkı faturasının döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün değildir. Davacı kur farkı faturası ile TL üzerinden talepte bulunmuşken, TBK’nun 99.maddesinde düzenlenen bu seçimlik hakkından dönerek USD üzerinden icra takibi başlatıp alacak talebinde bulunması mümkün değildir. O halde ilk derece mahkemesince açıklanan bu husus dikkate alınarak davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı vekilinin (diğer istinaf nedenleri şimdilik incelenmeksizin) istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın reddine, şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/03/2018 tarihli 2015/773 Esas, 2018/279 Karar sayılı kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın REDDİNE, Davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,” Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 327,83- TL harçtan mahsubu ile bakiye 273,43-TL fazla harcın davacıya iadesine, Davalı tarafından yapılan 82,40-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir edilen 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının kendilerine ödenmesine,” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 328-TL peşin istinaf karar harcının kendisine iadesine, Davalı tarafça yapılan 62,65-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.14/05/2020