Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1484 E. 2020/836 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1484
KARAR NO: 2020/836
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2018
NUMARASI: 2014/352 Esas 2018/189 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Davanının kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacılar vekili, davalı … ve davalı … vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; davacılar ile davalıların halen ortağı bulundukları … Ltd. Şti’nin 18 eşit ortak ile 03/08/2000 tarihinde kurulduğunu, ana sözleşmesi ile aynı zamanda şirket ortakları olan davalıların ve şirket ortağı …’ın şirket müdürü olarak görevlendirildiğini, şirket müdürü davalı … ve …’in kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanarak sahte işlemlerde bulunduklarını, yasal olmayan eylemlerin fark edilmesi üzerine şirket çalışanlarından … ile şirketin resmi muhasebe görevlisi ve aynı zamanda da …’in bacağı davalı … ve şirket ortaklarından davalı …’e 07/08/2001 tarihinde Eyüp … Noterliği tarafından tasdik edilen vekaletname ile her biri münferiden olmak üzere ahzu kabza yetkileri de dahil olmak üzere yetkilendirdiklerini, bu kişilerin vekaletname aracılığı ile şirketin denetim yaptığı firmalardan alacaklarını tahsil ederek zimmetlerine geçirdiklerini, davalıların sahte imzalarla şirketin tasfiyesine ilişkin ortaklar kurulu kararı aldıklarını, bu kararın İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2002/503 esas sayılı dosyasında verilen karar ile iptaline karar verildiğini, bu nedenle şirketin tasfiye halinde olduğunu, davalılar tarafından şirketteki ortaklıkları sürerken aynı alanda faaliyet gösteren … ünvanlı şirketi kurarak haksız rekabet ettiklerini, davalılar aleyhine İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2002/954 esas sayılı dosyasında haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası açtıklarını, mahkemece davanın kabulü ile davalıların eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve haksız rekabetin önlenmesine hükmedildiğini, davalı … ve … aleyhine VUKna muhalefet ve görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/49 esas sayılı dosyasında mahkumiyet kararı verildiğini, davalıların davalı şirkette gerçekleştirdikleri yasa dışı faaliyetleri nedeniyle Bakanlık müfettişleri tarafından yasal olmayan denetim faaliyetleri tespit edilerek şirketin, şirket sahipleri ve imza yetkilisi mimar ve mühendislerin bir yıl süre ile meslekten men edildiklerini, yargılama süresince geçen yaklaşık 5 yıl süresince piyasada tasfiye halinde olduğu şeklinde bir kanaat oluşturduğundan piyasada iş yapamaz hale geldiğini, ayrıca davacıların eylemleri nedeniyle davacıların itibarının zedelendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla, davacı … için 30.000-TL maddi ve 15.000-TL manevi tazminata, davacı … için 40.000-TL maddi ve 15.000-TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:1-Davalı … vekili; haksız rekabet kararı olduğu kabul edilecek olsa da bu rekabetten doğmuş ve doğabilecek bir zararın da söz konusu olmadığını, koşulları ve yasal durum gereğince, … Ltd. Şti kurulmamış ve faaliyette bulunmamış olsaydı da davacıların herhangi bir denetim işi yapmalarının mümkün olmayacağını, dolayısıyla yeni kurulan şirketin önceki şirketin faaliyetleri ve kazançları üzerinde olumsuz bir etkisi olmadığını, haksız rekabet ve bundan kaynaklanan tazminat taleplerinin dayanaksız olduğunu, davacıların şu ana kadar bir yapı denetim işi yapmak yönünde bir girişimleri olmadığı gibi şirketi de gayri faal halde tutmakta olduklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir. 2-Davalı … ve … vekili; … Ltd. Şti ‘nin 03/08/2000 tarihinde 18 eşit ortak ile 595 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulduğunu, 24/05/2001 tarihinde Anayasa Mahkemesinin 2000/5 sayılı kararı ile 595 sayılı KHK iptal edildiğini, 26/05/2000 tarih ve 24413 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini, KHK’nin iptal edilmesinden sonra şirket ortaklarının tasfiye kararı aldığını, haksız rekabetin söz konusu olmadığını, yeni şirketin 4708 sayılı yasa gereğince kurulduğunu, adresinin de aynı yerde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 3-Davalı … vekili; davalı mühendis olmadığından 4708 sayılı yasa karşısında yapı denetim faaliyeti ifa etmesinin söz konusu olmadığını, davalının davacıları zarara uğratacak şekilde işlem ve muameleler gerçekleştirdiğine dair soyut isnadı kabul etmediklerini, kaldı ki soyut ve dayanaksız isnatların konu itibariyle bu dava içerisinde ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, davalının hiçbir zaman … Ltd. Şti ‘nin ortağı olmadığını belirterek, davanın husumet yönünden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalılar … ve … hakkında açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Diğer davalılar yönünden ise; mevcut haksız rekabet eylemleri nedeniyle davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1- Davacılar vekili; haklarında dava reddedilen davalılar … ve …’in vekalet görevlerini kötüye kullandıklarını, şirketin mali kayıtlarında sahte işlemler yaptıklarını, …’in alacaklarını tahsil ederek zimmetlerine geçirdiklerini, davalı …’nın sahte belgeleri bizzat defterlere işlediğini, her iki davalının iptal edilen ortaklar kurulu kararında imzalarının bulunduğunu, manevi tazminat istemlerinin de tamamen kabulü gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.2-Davalı … vekili; müvekkilinin haksız rekabet oluşumunda bir kusuru ve eyleminin bulunmadığını, haksız rekabet nedeniyle davanın şirkete karşı açılması gerektiğini, manevi tazminatın da hakkaniyet aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. 3-Davalı … vekili; haksız rekabetin söz konusu olmadığını, aksi halde dahi 14 ay süreyle ortak olan müvekkilinin ortaklığı süresince sorumlu tutulması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:Dava; davalıların haksız rekabet ve diğer usulsüz işlemleriyle şirketi zarara uğrattıkları iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, davanın dayanağı 6102 sayılı TTK.nın 56, 553 ve 555. maddeleridir. Dairemizce davalı Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’nin şirket ticaret sicil kaydı incelendiğinde, şirketin ilk derece mahkemesindeki yargılama devam ederken 09/07/2015 tarihinde sicilden terkin edildiği görülmüştür. Terkin kayıtları sicil tarafından dosyaya gönderilmesine rağmen bu kayıtlar dikkate alınmamış ,terkin edilen şirket hakkında davanın kısmen kabulune karar verilmiştir. Taraf ehliyeti dava şartı olup davanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerektiğinden mahkemece davacıya davalı şirketin ihyası için süre verilip ihya davası açıldığında o dava sonucu beklenerek ona göre karar verilmesi gerekirken sicilden terkin edilen şirket aleyhine hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, işin esası ve tarafların istinaf başvuruları incelenmeksizin, taraf teşkilinin tamamlanmasının ardından esas hakkında bir karar verilmesi için, HMK 353(1)-a-4 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına ve dava yeniden görülmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/03/2018 Tarih 2014/352 Esas 2018/189 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)a-4 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davacılar vekili, davalı … vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA, İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin istinaf karar harcının (Davacı 35,90-TL, davalı … 1.452,-TL, davalı … 1.717,14-TL) istek halinde kendilerine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/09/2020