Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1461 E. 2020/490 K. 14.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1461
KARAR NO: 2020/490
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2018
NUMARASI: 2014/1020 Esas- 2018/194 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/05/2020
Davanın reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili nezdinde sigortalı olan dava dışı alıcı … A.Ş.’ne ait otomotiv yedek parça emtiasının Hollanda’nın Türkiye’ye taşınması işinin dava dışı firmaca üstlenildiğini, emtianın sevk tarihinin 15.11.2013 ve teslim edilmesi gereken tarihin 26.11.2013 olduğunu, emtianın 21.11.2013 tarihinde antrepoya boşaltıldığını ve 26.11.2013 tarihinde davalı tarafından sigortalıya teslim edildiğini, teslimden sonra depodaki yerleştirme işlemi esnasında 1 adet kolinin hasarlı olduğunun tespit edildiğini ve 24.12.2013 tarihinde hasarın bildirildiğini, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini ve bu şekilde sigortalının haklarına halef olunduğunu, davalının taşıma sırasında oluşan hasardan sorumlu olduğunu, davalıya rücu ihtarnamesi gönderilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, emtianın sorunsuz ve sağlam biçimde teslim edildiğini, hasara ilişkin müvekkiline yapılan bildirimin bulunmadığını, meydana gelen hasarla müvekkili arasında illiyet bağı bulunmadığını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının dosyaya poliçe örneğini delil olarak sunmadığı ve hasar ödemesi ile ilgili herhangi bir belgenin de dosyada bulunmadığı, bu nedenle davacının ödediğini beyan ettiği hasar bedelinin riziko anında geçerli ve yürürlükte olan bir poliçeye dayanıp dayanmadığının saptanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu poliçenin ve ödeme dekontunun dosyaya sunulduğunu, buna rağmen mahkemece dikkate alınmadığını, bilirkişinin raporunun ise eksik olduğunu, itirazlarının ek raporda karşılanmadığını, yeni bir bilirkişi raporu alınması gerekirken eksik incelemeye dayalı karar verildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamında mevcut dava konusu poliçe incelendiğinde, sigortalısının dava dışı … A.Ş. olduğu, 15.11.2013 yükleme tarihli emtianın yurtdışından dava dışı … firmasına antreposuna, oradan da sigortalı lojistik merkezine taşınması esnasında meydana gelebilecek risklerin konu edildiği görülmüş, yine dosya kapsamında mevcut ödeme dekontuna göre davacının sigortalıya 13.01.2014 tarihinde 12.199-TL hasar bedeli ödemesi yaptığı görülmüş olup, buna göre davacı ödemesinin geçerli bir poliçeye ilişkin olduğu ve aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Yine dosya kapsamında mevcut taşıma sözleşmesi ve faturalar incelendiğinde, emtianın yurtdışından Türkiye’deki antrepoya taşınması işini dava dışı … A.Ş.’nin, antrepodan sigortalı deposuna taşınması işini ise davalının üstlendiği anlaşılmakta olup, buna göre davalının sorumluluğunun değerlendirilmesinde TTK hükümleri dikkate alınacaktır. TTK 875.m. uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Öte yandan aynı Yasanın 889/1-2.m. uyarınca eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar zıyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Bu karine, zıya veya hasarın açıkça görünmemesi ve eşyanın tesliminden sonra yedi gün içinde bildirilmemesi hâlinde de geçerlidir. Somut olaya döndüğümüzde davalı tarafça sigortalı adına düzenlenen 26.11.2013 tarihli taşıma irsaliyelerinde hasara ilişkin bir şerh bulunmadığı görülmüştür, sigortalı tarafından davalıya e-posta yoluyla gönderilen 25.12.2013 tarihli hasar bildiriminin ise yasal süreden sonra yapıldığı açık olup buna göre sigortalının emtiayı sözleşmeye uygun olarak teslim aldığına dair bir karine oluşmuştur, bunun aksini yani hasarın davalının taşıması esnasında meydana geldiğini davacı tarafın ispat etmesi gerekir. Ne var ki davacı tarafça bu hususta ispata yarar bir delil sunulmamıştır. Teslimden yaklaşık 1 ay sonrasına ilişkin ihbar yazısı ve ekspertiz raporu ile ekinde yer alıp hangi tarihte nerede çekildiği belli olmayan fotoğraflar da ispat için yeterli görülmemiştir. O halde ilk derece mahkemesince davanın reddi yönünde verilen karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.14/05/2020