Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/146 E. 2018/1083 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/146
KARAR NO : 2018/1083
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2017
NUMARASI : 2016/643 Esas 2017/723 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/09/2018
Davanın kabulune ilişkin hükmün davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … Tic. A.Ş. ‘de davalılar … ve …’in sahip olduğu hisselerden 45.000’er adet olmak üzere toplam 90.000 adetini 90.000- TL bedel ile devralarak bahse konu şirkete ortak olduğunu, daha sonra davalı … ve …’in şirketteki 80.000’er adet (toplam 160.000 adet) hissesini devralmak üzere toplam 160.000- TL’yi 09/07/2014 tarihinde …’in şirketteki yardımcısı ….a elden teslim ettiğini,davalıların bedeli ödenmiş olan hisseleri müvekkile devretmedikleri gibi bedeli de iade etmediklerini, 01/10/2015 tarihinde ihtar çekildiğini, ancak ihtarnameye verilen cevapta paranın marka hakları ve eğitim desteği gibi nedenlerle sermaye paylarına karşılık olarak ödendiği ve tutarların şirket hesabına yatırıldığından bahsedildiğini, ancak 09/07/2014 tarihli belgede “şirket hisse devri için …’ten 160.000- TL alınmıştır. Şirket kurulduğunda ve ortaklık yapısı oluştuğunda bu belge geçersizdir ve iade edilecektir” ibaresi ile hisse devri için ödendiğinin açık şekilde yazıldığını , müvekkilinin … A.Ş.’ye ortak olmadığının tespiti ile devir bedeli olarak ödenen 160.000- TL’nin 80.000- TL sinin …’den 80.000- TL’sinin …’den 09/07/2017 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin … Koleji velilerinin de ortak olabilecekleri ayrı bir tüzel kişilik altında yeni bir eğitim kurumu açmaya karar verdiklerini, bu amaçla velilere çağrıda bulunduklarını her biri %3 ten olmak üzere 5 hisse satılacağı ve her %3 hissenin 250.000- TL olduğunun belirtildiğini, ortaklar tarafından ödenecek sermaye payının 90.000- TL … Koleji vellerinin kendi sermayelerine karşılık, 160.000- TL’nin ise isim tanınırlık kariyer akademik değerlerine ve lisans haklarına, marka hakları olarak müvekkillerinin sermaye paylarına karşılık ödeyeceği konusunda mutabık kalınmış olduğunu, davacıya kuruluştan sonra hisse devri yapılarak 11/06/2014 tarihli hisse devir sözleşmesinin imzalandığını, 160.000- TL nin 09/07/2014 tarihinde kurulan şirket pay defterine hisse devrinin işlendiği; şirket hisse devri için …’ten 160.000- TL’nin emaneten alındığı şeklinde belgenin matu yazılmış belge olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, devir sözleşmelerinde isim, tanınırlık, kariyer, akademik değerlerine ve lisans haklarına, marka haklarını devredecek ve karşılıksız olarak alındığı iddia edilen 160.000- TL ye ilişkin herhangi bir ifadenin yer almadığı gibi bu konuda taraflar arasında başkaca bir protokolün hazırlanmadığı, ortaklar pay defterine bu hususların 01/07/2014 tarihi itibariyle kaydedildiğinde zaten o tarihten önce şirketin kurulmuş olduğu ve davacının hisse sahibi olduğu davalı yan 06/02/2017 evrak kayıt tarihli dilekçesinde davacı yandan alınan 80.000-er TL’nin sermaye taahhüdü olarak bankaya yatırmış olduğunun belirtilmesi üzerine, davacı yanın 80.000-‘er TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulune ve dava edilen tutarın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili; yapılan davete bir kısım velilerin icabet ettiğini ve bu şekilde hisse devirleri yapıldığını, davete ilişkin delillerin davet yazısında ve dava dışı … A.Ş. defterleri ile sabit olduğunu, davacının da aynı şekilde hisse satın almak istediğini, diğer hisse alıcılarına uygulandığı üzere 90.000-TL kendi payı için 160.000-TL müvekkillerinin isim ve diğer hakları için ödemeler yaptığını ve hissenin kendi adına tescili sağlandığını,davacının amacının kurulmuş bulunan şirketten satışa çıkarılan hisselerden %3 pay almak olduğunu, davaya konu 160.000-TL teslim edilirken düzenlenen belgenin taahhüt edilen hisse devredildiğinden ve adına tescil edildiğinden hükümsüz kaldığını, müvekkillerinin hiçbir şekilde davacıya %3 hisse satma dışında başka bir hisse satışına ilişkin taahhüdü bulunmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı ilamın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davalıların imzası bulunan 12.3.2014 tarihli çağrı mektubuyla Bahçeköy de faaliyet gösterecek …Okulu”nu faaliyete geçireceklerini 2014-2015 (eylül 2014 tarihinden )itibaren faaliyet göstereceğini ,okulun kurulumu için yeni bir anonim şirketin faaliyete geçeceği, şirketin %3 lük beş hissenin satılacağı, %3 lük hisse bedelinin değerinin 250.000-TLolduğu, %3 hisse alan velilerin çocuklarının ücret ödemeden okuyacağı ,%15 hisseden başka satış yapılmayacağı , başvuruların tarih sırasına göre değerlendirileceği duyurulmuştur.
Davacı bu çağrıya itiraz etmemekle beraber burada istenilen bedeli kabul ettiğine dair belge olmadığını ileri sürmektedir. Dava daşı şirketin pay defterinin sunulan suretlerinin incelenmesin de ; her biri 1-TL nominal değerde 45.000-Tl hissenin davalı … ,aynı miktarda hissenin de davalı … ” tarafından davacıya devredildiği ve 1.7.2014 tarihinde davacı … adına pay defterine kayıt edildiği ve bu devirlerin ayrı ayrı olmak üzere … Eğitim Hizmetleri AŞ hisse devir sözleşmesine bağlandığı ve 45.000-TL nominal değerli hisselerin 45.000-TL bedelle davacıya davalılar tarafından devredildiği davacının …Hizmetleri AŞ de 90.000-hisse sahibi olduğu hususu ihtilafsızdır.
Davacı dayanağı 9.7.2014 tarihli … imzalı belge de ; “şirket hisse devri için … “ten 160.000-TL emaneten alındığı, şirket kurulduğunda ve ortaklık teşekkül ettiğinde bu belgenin geçersiz olacağı “nın yazılı bulunduğu ,…”ın bu parayı davacıdan aldığı davalılar tarafından inkar edilmemiş olup çağrıya konu %3 lük hisse bedelinin bir kısmı olduğu savunulmuştur.Belge de hisse devrinin hangi şirkete ilişkin olduğu hususunda açıklama bulunmamaktadır.
Davacı 160.000-Tl ödemenin 160.000-TL tutarlı hisse için yapıldığı ileri sürülmekte ise de belgede devredilecek hisse adedi bakımından bir açıklama yoktur. Hisse devri için emaneten alınıdğı yazılıdır.Emaneten ibaresinin de davalılar adına olarak anlaşılması gerektiği tarafların kabulundedir.
Ancak davalılar vekili tarafından davacının hisse devir bedeli olan 250.000-TL den kalan bakiyeyi de hisse devir işlemleri yapıldıktan çok sonra yapıldığını savunarak her bir davalıya yapılan banka dekontlarını ibraz etmiş dekontların incelenmesinde ; 4.9.2014 tarihinde 45.000-TL davacı … …”e hisse devri ödemesi , 1.10.2014 tarihli dekont ile de … …”e hisse devri bedeli ödemesi açıklamasıyla banka aracılığıyla … hesabına ödendiği dekontlardan anlaşılmaktadır.
Dosyaya sunulan e-maillerin kronolojik sıra ile incelenmesinde ;…al tarafından …”in hesap numarası , ve bedel ile açıklama notu (dekonta yazılacak not:hisse devri bedeli)davacıya gönderildiği, 16.9.2014 ve 17.9.2014 tarihli davacı tarafça gönderilen mail ile ;…”in hesap numarasının istenilerek son kalan 45.000-Tl yi de göndereceklerini bildirdiği, … tarafından gönderilen 24 eylül 2014 tarihli mailde hisse devir sözleşmesinin örneği paylaşıldığı , davacının eşi tarafından gönderilen 26 eylül 2014 tarihli mail de ise son kalan 45.000-Tl yi … bey hesabına … Bey adına yatırılacağı bildirilmiştir.
Yazışmalar ile banka dekontları karşılaştırıldığında “son 45.000-TL “ibaresinden hisse devir bedelinin daha evvel bir kısmının davacı tarfından ödendiği sonucuna varılmakta ve toplanan delillerin hep birlikte değerlendirilmesi neticesinde ;Hisse devir sözleşmelerinde yazılı bedelin nominal değer ve davacının ödenen şirketteki sermaye payına ilişkin olduğu ,pay devrinden daha sonra ki bir tarihte davalılara ödendiği dayanak belgede ki “hisse devri için ödenen bedel açıklamasının şirketin 160.000-hissesinin davacıya satılacağına ilişkin anlaşılmadığı ,yeni şirketin 3 milyon -TL sermaye ile kurulduğu ve çağrıya konu %3 hissenin 90.000-TL ettiği , davalıların 45.000-TL şer hisse devrini gerçekleştirdikleri ve davacının son ödeme tarihi ile yaptıkları ödemeyi son 45.000-Tl ödeme olarak nitelediği gözetildiğinde,çalışanın hisse devri için aldığı 160.000-Tlnin hisse devir bedeli olarak kararlaştırılan 250.000-TL nin bir kısmı olduğu ve şirket kurulduğunda belgenin hükmü kalmayacaktır ibaresinin , her koşulda şirket daha evvel kurulmuş olduğundan bir karşılığının ve anlamının olmadığı ;devredilen hisselerin bedelinin 250.000-TL bedelden daha aşağı bir bedel olduğunun ispatlanamadığı ve başka hisselerin satışı için ödenmiş bedel olarak kabul edilemeyeceği şirket hisselerinin nominal değerden daha fazla bir bedelle %3 ünün 250.000-TL bedelle satıldığı ve davacının satın aldığı %3 hissenin adına kaydedildiği anlaşılmaktadır. Toplanan delillere göre davanın reddi gerekirken kabulune karar verilmesi yerinde görülmemiş ,hükmün kaldırılarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/643 Esas- 2017/723 Karar sayılı ve 03/10/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(b)-2 gereği KALDIRILMASINA;
“İspatlanamayan davanın REDDİNE “
İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;
“Alınması gereken 35,90 TL harcın ; peşin yatırılan 2.732,40 -TL harçtan mahsubu ile fazla olan 2.696,50 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalılar lvekili için takdir olunan 15.550- TL nispi vekalet ücreti ile davalılar tarafından yapılan 68- TL posta masrafının davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yatırılan 2.797,80- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 20/09/2018