Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1453 E. 2020/553 K. 03.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1453
KARAR NO: 2020/553
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2018
NUMARASI: 2017/151 Esas-2018/274 Karar
DAVA: Yönetim Kurulu Kararının Geçersizliği-İptali-
Genel Kurul Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİH: 03/06/2020
Davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin %20 hissedarı olduğu davalı şirketin 14.11.2016 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısını gerçekleştirdiğini, müvekkilinin sermaye taahhüt borcunu yerine getirmediği gerekçesiyle 02.05.2016 tarihli yönetim kurulu kararı ile ıskatına karar verildiğini, akabinde bu karara dayanılarak söz konusu genel kurul toplantısında sermaye azaltılmasına karar verildiğini, ancak müvekkilinin sermaye taahhüt borcunu yerine getirmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili genel kurul toplantısına vekili aracılığıyla katılmak istemişse de toplantıya katılımının haksız ve hukuka aykırı olarak engellendiğini, ancak bu hususun diğer hissedar …’ın muhalefet şerhi ile sabit olduğunu, alınan kararın müvekkilinin azınlık haklarını kullanmasını engellemeye yönelik olduğunu, ayrıca kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalı şirkette sahibi olduğu bir kısım hisselerin ıskatı kararının geçersizliğinin tespitine, aksi halde iptaline, 14.11.2016 tarihli Genel Kurulda alınan 2,3,4 ve 5 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının sermaye koyma taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin ekonomik zarara uğradığını, davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin TTK 482. ve 483 m. uyarınca ıskat prosedürünü işlettiğini ve davacıya ait bedelleri ödenmemiş payların iptal edilerek pay bedelleri miktarınca esas sermaye azaltımı yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, TTK’nın 592. maddesinde anonim şirketlerde esas sermayenin azaltılmasına ilişkin hükümlerin limited şirketlere kıyasla uygulanacağının düzenlendiği, anonim şirketlerde de sermaye azaltımına ilişkin düzenleme 423. maddede bulunuyor olup 3. fıkraya göre limited şirketlerin sermaye azaltımı genel kurul karar nisabında aynı kanunun 421/3. maddesi dikkate alınması gerektiği, TTK 421/3. maddesi uyarınca sermayenin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla karar alınması gerektiği, somut olayda genel kurul %80 nisapla toplanmasına rağmen karar nisabı %74’te kaldığı, bu bakımdan dava konusu genel kurul kararının yukarıda zikredilen kanun maddelerine aykırı olarak alındığı gerekçesiyle davalı şirketin 14/11/2016 tarihli genel kurulunda alınan 2,3,4 ve 5 nolu kararların iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Uyuşmazlığın çözümü için temel sorunun, ıskat edilen payların ıskata ilişkin kararların alındığı toplantı ve karar nisabı için öngörülmüş olan sermayenin hesaplanmasında dikkate alınıp alınmayacağı olduğunu, bedelleri ödenmemiş payların nisap hesaplamasındaki sermaye içerisinde değerlendirilmesinin ve oy hakkının olabileceğinin düşünülmesinin hukuk mantığına ters düşmekte olduğunu, ıskat müessesini düzenleyen TTK 483 te sadece ortağın ilgili paylara ilişkin haklardan yoksun bırakılacağı ifadesine yer verilmiş olup, pay üzerindeki haklar bakımından malvarlığı ve yönetsel hak ayrımı yapmaksızın genel bir ifade kullanıldığını, kaldı ki ıskat halinde, ortağın ödenen sermaye kısmını dahi şirketten talep hakkının bulunmadığı ve ödenen sermaye kısmının yedek akçeye aktarılacağının 519. maddede düzenlendiğini, sunulan uzman görüşünde açıkladığı üzere “oy hakkının donması” ve “oy hakkında yoksunluk” olarak iki kavramın mevcut olduğunu, ıskata konu payların durumunun donma kapsamına sokulduğunu, bu bağlamda sermaye azaltılmasına dair 14.11.2016 t.li ortaklar kurulu kararının TTK md 421/3’ün aradığı %75’lik oranın çok üzerinde %92 gibi bir oranla kabul edildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ıskata ilişkin 02.05.2016 tarihli yönetim kurulu kararının geçersizliğinin tespiti, aksi halde iptali ve TTK’nun 445.maddesi uyarınca 14.11.2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye azaltımına ilişkin kararların iptali istemlerine ilişkindir. Ne var ki ilk derece mahkemesince sadece genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin karar verilmiş, ıskata ilişkin yönetim kurulu kararının geçersizliğinin tespiti, aksi halde iptali istemine ilişkin olumlu olumsuz bir karar verilmemiş, dolayısıyla davadaki tüm istemler karşılanmamıştır. Oysa ıskatla ilgili yönetim kurulu kararına ilişkin verilecek kararın, iptali istenen genel kurul kararlarına ilişkin verilecek kararı etkileyeceği açıktır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf nedenleri şimdilik incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353(1)a-4-6 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve söz konusu eksikliğin giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2018 Tarihli, 2017/151 Esas-2018/274 Karar sayılı hükmünün HMK.’nın 353(1)a-4-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 35,90-TL istinaf harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 03/06/2020