Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1451 E. 2019/1173 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1451
KARAR NO : 2019/1173
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2016
NUMARASI : 2016/982 E.- 2016/1270 K.
DAVA : Çek İstirdatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/09/2019
Davanın reddine kabulune yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin … Gölcük Şubesine ait keşidecisi … olan … nolu 18.10.2015 tarihli 15.000-TL bedelli zilyedi iken, çekin müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında hukuka aykırı yollarla müvekkilinden alındığını, müvekkilinin çekin zayi olduğunun farkına varır varmaz çek iptali davası açtığını ve çeke ödeme yasağı koydurduğunu, yargıılama sırasında çekin davalı tarafından bankaya ibraz edildiğinin ortaya çıktığını ve müvekkiline çek istirdatı davası açması için süre verildiğini, bankaya sormadan ve çek keşidecisini aramadan çeki ciro yoluyla iktisap eden davalının kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin çekte taraf olanlara bir borcunun olmadığını, bu hususun çek keşidecisinin, çeki cirolayarak davalıya veren firmanın ve davalının ticari defterlerinin incelenmesi ile ortaya çıkacağını ileri sürerek çekin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı her ne kadar çek iptali davasını hamil olarak açtığını beyan etmiş ise de davacı vekilinin beyanına göre davacının keşidecinin yakın akrabası olduğu, davacının çeki taşırken çaldırmış olduğu kabul edilse dahi bu halde de hamil değil zilyet olacağı, oysa bu davayı çek üzerinde hak iddia eden lehtar , cirantalar ve hamilin açabileceği, davalı şirketin de ciro zinciri içinde iyiniyetli yasal hamil olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin çekin zilyedi olduğunu, davalıya çeki ciro edenlerin müvekkilinden alacaklı olmadıklarını, bu hususun çek keşidecisinin, çeki cirolayarak davalıya veren firmanın ve davalının ticari defterlerinin incelenmesi ile ortaya çıkacağını, bu davada ticari defterlerin incelenemeyeceği şeklindeki gerekçenin doğru olmadığını, ticari defterler incelendiğinde müvekkilinin çeki zilyet olarak mı hamil olarak mı elinde bulundurduğunun anlaşılacağını belirterek hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılan çek istirdadı istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesi gereğince, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Ne var ki davacı çekte taraf olarak görülmediği gibi, çeki beyaz ciro yolu ile aldığını da ileri sürmemiş, sadece yeğeni olduğu keşideciye ait lehdar, bedel ve tarih kısmı boş olan çekin kendisinin zilyetliğinde bulunduğu sırada rızası ve bilgisi dışında elinden çıktığını ileri sürmüş olup, bu durumda davacının yetkili hamil olmadığının kabulü gerekir. Davacı bu hususta keşideci, lehdar ve davalının ticari defterlerinin incelenmesini talep etmiş ise de, gerek davanın tarafı olmayan şahısların defterlerinin incelenmesinin mümkün olmaması gerekse bu incelemenin davanın esasına bir etkisinin olmayacak olması nedeniyle bu talebi yerinde görülmemiştir. Kaldı ki davacı, çekin rızası dışında elinden çıktığına ve davalı şirketin çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğine yönelik de bir delil sunmamış olup, davalı şirketin çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti de bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır.O halde ilk derece mahkemesince davanın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 26.09.2019