Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1447 E. 2018/1222 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1447
KARAR NO : 2018/1222
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2018
NUMARASI : 2017/655 E.-2018/377 K.
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/10/2018
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı …. Ltd. Şti. arasında akdedilen Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmelerinden 21/06/2013 tarihli sözleşmenin davalı tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, sözleşmeler uyarınca kullandırılan kredilerin geri ödemesinin zamanında yapılmaması nedeniyle hesap kat edilerek ihtarnameler keşide edildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf davaya yasal sürede cevap vermemiş, davalı vekili yasal süreden sonra sunduğu beyan dilekçesinde müvekkilinin 21/06/2013 tarihli sözleşmeye eş rızası için olduğunu düşünerek imza attığını, oysa imzanın kefil sıfatıyla alındığını, ayrıca bu sözleşmenin müvekkilinin eski eşi olan … tarafından müvekkiline zorla dayatılan ve imzalatılan bir sözleşme olduğunu, bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, takibin 21/06/2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefalet beyanına dayalı olarak başlatıldığı ancak davalının kefalet beyanında tarih bulunmadığından ,TBK 583 gereği davalının kefaleti geçersiz olduğu ve geçerlilik koşullarının re’sen incelenmesi gerektiğinden davanın reddine, davalı tarafın şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, davalının kredinin kullanılmasından fayda sağladığını, eşinin şirketinin kullanılan kredi ile finansman sağladığının açıkça ortada olduğunu, tarih olmadığı iddia edilen kredi sözleşmesinin tarihinin belirli olup, anılan sözleşmede daha sonra limit arttırımı dahi yapılmadığını, kefalet tarihinin sözleşme tarihi ile aynı olduğunun açıkça göstergesi olduğunu, ayrıca dosya içerisinde yer alan taksitli ticari kredi ödeme planındaki taksit tarihlerinin davalının hangi tarihte kefil olduğuna da karine teşkil etttiğini bu hususlarda hiçbir araştırma yapılmaksızın davalının da beyanı olmadığı halde verilen red kararının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğinden bozulması gerektiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava,davalının genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalaması nedeniyle kefalet sorumluluğuna dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
TBK 583/1.maddesinde ; kefalet sözleşmesi ,yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda davalı hakkındaki takibin 21/06/2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki müteselsil kefaletine dayalı olarak başlatıldığı,davalının 21/06/2013 tarihli sözleşmede davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, ancak sözleşmenin kefalet beyanı kısmında kefalet tarihinin bulunmadığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.Davacı vekili kefalet tarihinin genel kredi sözleşmesi ile aynı tarihli olduğunun aşikar olduğunu ve yargılama sürecinde davalı tarafından kefaletin geçersizliğinin ileri sürülmediğini beyan etmektedir.
Akdin sıhhatinin şekle tabi kılındığı hallerde ,kanunun öngördüğü şekilde yapılmayan akitler geçersiz bulunduğundan ,bu yönün mahkemece kendiliğinden incelenmesi gereklidir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 12.4.1944 tarih 14-13 sayılı kararı )Davacı vekilinin .davalı tarafından kefaletin geçersizliğinin ileri sürülmediği yolunda ki istinaf nedeni yerinde bulunmamaktadır.Bu sebeble davacı tarafın kefalet tarihinin sözleşme tarihi ile aynı olduğu ve davalının ödeme planlarında da kefil olarak imzasının bulunduğu yönündeki iddiaları dinlenebilir ve yasal görülmemiştir.Davalının kefaletinin geçerli olmadığı, dolayısıyla bu sözleşmeden kaynaklanan borç sebebiyle davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği sonucuna varan İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin hükmüne yönelik ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 11/10/2018