Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1437 E. 2020/460 K. 07.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1437
KARAR NO: 2020/460
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2018
NUMARASI: 2017/860 Esas-2018/319 Karar
DAVA: Manevi Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/05/2020
Davanın kısmen kabulüne yönelik hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin eğitime verdiği desteğin bir Vakfa ait olduğu söylenen yurtlarda vuku bulan tecavüz olayı nedeniyle çarpıtılarak sosyal medyada karalama kampanyasına dönüştürüldüğünü, davalının twitter hesabından ‘… taahhütüm var dua edin yoksa pedofili sponsoru şerefsizler! adisiniz ve gün gelecek yargılanaksınız..’ şeklinde paylaşımda bulunduğunu, davalının müvekkilinin tecavüze destek olduğuna dair ithamda bulunduğunu,TMK’nun 25.maddesi, TBK’nun 58. maddeleri ve TTK’nun 55,56.maddeleri uyarınca davalının bu eyleminin müvekkilinin kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğunu,incitici beyanlarla müvekkilini mali zarara uğratıp,rakiplerini öne çıkarma amacıyla hareket edildiğinden haksız rekabet teşkil ettiğini, manevi tazminat koşullarının oluştuğunu, müvekkilinin vakfa değil öğrencilere doğrudan burs verdiğini, bu konuda kamuoyuna da açıklama yapıldığını ileri sürerek 10.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının iddialarını ispata yönelik bir delil sunmadığını, yine müvekkilinin twitter hesabından yapılan paylaşım nedeniyle nasıl bir manevi kayba uğradığına yönelik delil sunmadığını, davacının herhangi bir uyarıda bulunmadan dava yoluna gitmesinin iyiniyetli davranmadığını gösterdiğini, talep edilen tutarın da fazla olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 25/03/2016 tarihinde davalının “… taahhüdüm var dua edin yoksa pedofili sponsoru şerefsizler!adisiniz ve gün gelecek yargılanacaksınız ” ifadelerini paylaştığı, bu ifadelerin davacı …, faaliyetlerini ve ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici nitelikte olmakla aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği, davacı şirketin manevi tazminat talep edebileceği, zarar derecesi dikkate alınarak manevi tazminatın takdir edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 500-TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince hükmedilen tutarın müvekkilinin manevi zararını tazmin etmekten uzak olduğunu, ayrıca davalı hakkında sosyo ekonomik durum araştırması yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek hükmün tazminat miktarı yönünden kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekilinin KATILMA yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davacının tazminat talebinin aslında olmayan bir zarara ilişkin olduğunu,davacının zarar iddiasını ve müvekkilinin kusurunu ispatlayamadığını, manevi tazminatın caydırıcı niteliğinin bulunmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10.maddesi ile T.C. Anayasası’nın 26.maddesi ifade özgürlüğü ve sınırlarına ilişkin düzenlemeler içermektedir. İfade özgürlüğü hakkı, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının korunması amaçlarıyla da sınırlanabilir. Bunun yanında 6102 sayılı TTK’nun 55/1-a maddesinde ‘başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek’ haksız rekabet teşkil eden haller arasında sayılmıştır. Aynı yasanın 56.maddesi uyarınca ise, haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse, TBK’nun 58.maddesinde öngörülen şartlarda manevi tazminat verilmesini isteyebilir. Somut olayda uyuşmazlığın, davalı tarafından sosyal medya ortamında paylaşılan yazıdaki ifadenin, ifade özgürlüğü ve eleştiri sınırları içinde kalıp kalmadığı, davacının ticari saygınlığına saldırı niteliğinde olup olmadığı, haksız rekabet teşkil edip etmediği noktasında toplanmakta olup, davalının davacıyı pedofilik tecavüz destekçisi olarak nitelediği, ancak kamuoyuna yansıyan adli olayın gerçekleştiği vakıf kapsamında bazı öğrencilere destek bursu sağladığını belirten davacı şirketin olayla doğrudan ilişkilendirilemeyeceği, toplumda infial yaratan olayla bağlantılı olarak davacı hakkında kullanılan ifadelerin ağır ve rencide edici olduğu, eleştiri sınırlarında kaldığının kabul edilemeyeceği,davacının faaliyetlerini veya ticari işlerini sosyal medya ortamında yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötüleme niteliğinde olup haksız rekabet teşkil ettiği,manevi tazminat koşullarının oluştuğu sonucuna varılmıştır. Öte yandan hükmedilen manevi tazminat miktarı somut olaya ve dosya kapsamına uygun olup, yerinde görülmüştür. O halde ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Taraflardan ayrı ayrı alınması gereken 54,40’er-TL istinaf karar harcından taraflarca peşin yatırılan 35,90’er- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50’şer- TL harcın taraflardan ayrı ayrı alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 07/05/2020