Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1432 E. 2020/461 K. 07.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1432
KARAR NO: 2020/461
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2018
NUMARASI: 2015/1239 Esas-2018/201 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/05/2020
Davanın kabulüne yönelik verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalının müvekkilinden ürün satın aldığını ve bu ürünlerin 05.05.2012 tarihli … seri nolu ve … seri nolu faturalar düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, ancak davalının fatura bedellerini ödemediğini, ayrıca 23.10.2012 tarihli … seri nolu 14.457,14-TL bedelli fiyat farkı faturası düzenleyerek davalıya 02.11.2012 tarihli ihtarname ile yasal sürede iade ettiğini, aynı ihtarnamede davalıdan bakiye fatura alacağı 11.198,97-Euro’nun ödenmesini talep ettiğini, ancak bu tutarın ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.198,97-Euro bakiye fatura alacağının karşılığı 35.724,71-TL alacağın 05.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava konusu fatura bedellerinin çek veya nakit havale olarak ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, cari hesap bakiye alacağının tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerine göre davacının 27.417,43-TL, davalının ticari defterlerine göre 24.457,14-TL alacaklı olduğu, farkın dönem sonu kur değerlendirme farklarından kaynaklandığı, davacının günce tutarları kayıtlarına yansıttığı, davacının 10.11.2012 tarihinden itibaren (3.473,85-Euro) 11.081,58-TL işlemiş faiz talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 11.198,97- Euro (35.724,71- tl) alacağın 05/05/2012 ‘den dava tarihi olan 28/12/2015 ‘e kadar işlemiş 8.727,33- TL (2.735,85- euro) ticari faiz ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; 1-Bilirkişi kök ve ek raporunun eksik ve hatalı olduğunu, itirazlarının karşılanmadığını, kök raporda davacı kayıtlarının esas alınması gerektiğinin belirtildiğini, oysa davacının düzenli bir şekilde kur değerlendirmesi yapmadığını, ayrıca bu hususta fatura düzenlemesi gerektiği halde düzenlemediğini, bilirkişinin 2011 yılına ilişkin taraf kayıtları arasındaki farkı varsayımsal olarak kur değerlendirmesine dayandırdığını, 2-Davacı TL üzerinden talepte bulunduğu halde alacağın Euro olarak tespit edildiğini, faiz hesabı yapılırken de bu hususun dikkate alınmadığını, 3-Temerrüt tarihinin hatalı olarak tespit edildiğini, tebliğ şerhi olmadığı halde varsayıma dayalı tespit yapıldığını, mahkemenin ise temerrüt tarihini fatura tarihi olarak kabul ettiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, iki adet faturadan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkin olup, davalı fatura bedellerinin ödenmiş olduğunu savunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Konusunda uzman bilirkişi tarafından tarafların ticari defter kayıtları incelenmiş, lehe delil vasfı olan davacı defterlerine göre 2012 sonu itibariyle davacının 27.417,43-TL alacaklı olduğu, lehe delil vasfı olan davalı defterlerine göre 2012 sonu itibariyle davacının 24.457,14-TL alacaklı olduğu, aradaki 2.013,04 TL farkın 2011 yılından devrettiği, alacağın Euro cinsinden olması ve davacının 3er aylık dönemlerde TTK,VUK ve TMS uygulamaları gereği alacak tutarının dönem sonu TCMB döviz alış kuru üzerinden değerlendirme yapması ve kayıtlara güncel tutarları yansıtmasından kaynaklandığı, davacı kayıtlarının esas alınması gerektiği, 27.417,43 TL’nin 31.12.2012 itibariyle karşılığının 11.198,97 Euro olduğu, 28.12.2015 itibariyle ise 11.198,97-Euro’nun karşılığının 35.724,71 TL olduğu belirtilmiştir. Kur farkı alacağının talep edilebilmesi, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır.(Yargıtay 19 HD’nin 10/04/2018 tarihli 2016/17240 E., 2018/1950 K. sayılı kararı; 19/12/2017 tarihli 2016/12505 E., 2017/8069 K. sayılı kararı) Somut olayda ilişkinin yabancı para cinsinden olduğu tarafların kabulündedir. Davacı dava tarihi itibariyle 11.198,97-Euro alacaklı olduğunu ileri sürerek bunun dava tarihindeki TL karşılığı 35.724,71-TL’yi talep etmiş ise de, fatura ve ödemeleri yasal mevzuat gereği defterine TL olarak kaydetmiş, ancak fatura ve ödeme tarihleri arasındaki kur farklarını da ayrıca dikkate alarak borç-alacak kaydı yapmış olup, artık davacı alacağının tespitinde taraf defterlerindeki TL kayıtları dikkate alınmalıdır. Tarafların ticari defter kayıtlarına göre ilişki 2011 yılında başlamış olup, ancak 2011 yılı defterleri sunulmadığından 2012 yılına devir farkının nedeni anlaşılamamıştır. 02.01.2012 itibariyle davalı defterinde 45.664,20-TL virman açıklaması ile davalı alacağı, davacı defterinde ise 17.862 Euro avans virmanı açıklaması ile 43.651,16-TL davalı alacağı görünmektedir. Virmanın kaynağı tam olarak bilinmediğinden ve dayanağı sunulmadığından ispat yükünün davacı üzerinde olduğu dikkate alınarak davalı kaydı esas alınmalıdır. Davacının 31.03.2012 itibariyle davalı aleyhine 2.748,32-TL ve 30.06.2012 tarihi itibariyle davalı lehine 1.801,07-TL kur değerlendirmesi yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının dava tarihi itibariyle 27.417,43-TL -(45.664,20-43.651,16)=25.404,39-TL alacaklı olduğunun kabulü gerekmiştir. Bununla birlikte davacı davasını TL üzerinden açmış ve sadece asıl alacak üzerinden harca esas değeri göstermiş, işlemiş faiz tutarını harca esas değer içinde göstermemiş, fatura tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiş olup, bu durumda taleple bağlı kalınarak sadece asıl alacak tutarına ve TL üzerinden hükmedilmesi gerekmiştir. Yine davacı dava öncesinde alacağın 7 gün içinde ödenmesi talebiyle davalıya 02.11.2012 tarihli ihtarname göndermiş, ihtarname 09.11.2012 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olup, bu durumda davalının 17.11.2012 itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilmelidir. O halde ilk derece mahkemesince bu hususlar dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2018 tarihli 2015/1239 Esas 2018/201 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜ ile; 25.404,39-TL’nin 17.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; “Alınması gerekli 1.735,37-TL harcın; davacı tarafından peşin yatırılan 610,09- TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.125,28- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafça ödenen 610,09- TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafça ödenen 31,80-TL ilk masraf, 600-TL bilirkişi ücreti ile 116,50-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 748,30-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 532,12-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafça yapılan 10-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 2,90-TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 3.810,66-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine, ” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 759,13-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından hükümden sonra yapılan 28,50-TL istinaf yargılama giderinin davanın kabulü oranında 20,26- TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.07/05/2020