Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1421 E. 2019/1319 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1421
KARAR NO : 2019/1319
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2018
NUMARASI : 2018/299 E.- 2018/452 K.
DAVA: Rücuen Tazminat ( Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/10/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili,müvekkili ile dava dışı …A.Ş. arasında … A.Ş.’ne ait emtianın Hollanda’dan Yozgat’a taşınması ile ilgili olarak 20.07.2009 tarihli taşıma sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince emtianın 18.08.2009 tarihinde Ambarlı/Kumport liman sahasına getirildiğini, emtianın limandan Yozgat’a taşınması için de davalı … Ltd. Şti. ile anlaştıklarını, davalı … Ltd. Şti.’nin ise bu taşıma işini kendi alt taşıyıcısı olan … Ltd. Şti. aracılığıyla yaptığını, taşıma işinde çekici ve dorseyi kullanan şoförün ise davalı … olduğunu, gümrük işlemleri sonrasında konteynırların 19.08.2009 tarihinde emtianın …’ın Bağazlıyan/Yozgat tesislerine nakledildiğini, 20.08.2009 tarihinde emtia sahibi firmanın tesislerine varan tırların tahliye öncesi kontrolleri sırasında ise …seri nolu makinenin üst tarafından almış olduğu darbe nedeniyle hasarlandığının tutanakla tespit edildiğini, davalı …. Ltd Şti ile dava dışı … A.Ş. arasında hasar dönemini de kapsayan Yurtiçi Sorumluluk Sigortasının mevcut olması nedeniyle sigorta şirketince hasar dosyasının açıldığını, düzenlenen ekspertiz raporunda hasarın Hereke’de bulunan üst geçite çarpma sonucu hasarın meydana geldiğinin ve taşıyıcının kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine dava dışı … A.Ş. tarafından sigortalısı olan … A.Ş.’ne 223.776-TL ödeme yapıldığını ve ödenen meblağın rücuen tahsili için müvekkilinin de aralarında bulunduğu borçlulara karşı dava açıldığını, davanın devamı sırasında müvekkili ile … A.Ş. arasında akdedilen protokol uyarınca müvekkilinin 28.10.2011 tarihinden başlamak üzere 10 adet her biri 12.000-TL’lik çeklerle ödeme yaptığını ve … A.Ş.’nin 120.000-TL’lik bu alacağını müvekkiline temlik ederek müvekkilini ibra ettiğini, davalıların kusurları nedeniyle ödenen bu tutardan sorumlu olduklarını ileri sürerek 120.000-TL’nin taksitlerin ödenme tarihlerinden başlayarak avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 31.03.2017 tarihli duruşmada ise, davalı … karşı açılan davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı … Ltd. Şti. vekili, dava konusu hasarın diğer davalı firmanın nakliyesi esnasında meydana gelmiş olması nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilmeyeceğini, ayrıca zamanaşımı definde bulunduklarını, hasar tarihine göre tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını, tespit bilirkişi raporunda hasar bedeli çok daha düşük hesaplanmış olmasına rağmen davacının fahiş tutarda ödeme bulunduğunu, faiz oranı ve tutarına da itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.Diğer davalılar yasal sürede davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 31.03.2017 tarihli 2015/211 E., 2017/291 K. sayılı kararıyla, davalı … Ltd. Şti.’nin sicilden terkin edilmiş olması nedeniyle davacı tarafa ihya davası açması için süre verildiği, ancak verilen sürede dava açılmadığı, davalı … hakkında açılan davadan feragat edildiği, davacının 6762 sayılı TTK’nun 787.m. uyarınca diğer taşıyıcılara rücu davası açabileceği, ancak davalı … Ltd. Şti.’nin zamanaşımı definde bulunduğu, 6762 sayılı TTK’nın 767.m. uyarınca zamanaşımı süresinin teslimden itibaren 1 yıl olduğu ve 6762 sayılı TTK’nda rücu davalarına ilişkin ayrı bir zamanaşımı süresinin öngörülmediği, davanın zamanaşımı süresinde açılmadığı gerekçesiyle davalı …. Ltd. Şti. hakkında açılan davanın usulden reddine, davalı … hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine ve davalı …Ltd. Şti. hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Söz konusu hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine yapılan istinaf incelemesi sonucu Dairemizin 15.02.2018 tarihli 2017/545 E., 2018/110 K. sayılı kararı ile, dava tarihi itibariyle 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle HMK’nın 353/1-a-4 kapsamında diğer dava şartlarına aykırı şekilde verildiği kabul edilerek hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.Bu kez ilk derece mahkemesinin 02.05.2018 tarihli 2018/299 E., 2018/452 K. sayılı kararı ile, dava konusu taşıma CMR konvansiyonu kapsamında olmadığından TTK hükümlerinin uygulanacağı, taşıma sözleşmesinin ve hasarın meydana geldiği 20/08/2009 tarihi dikkate alındığında 6767 sayılı yasanın uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın asıl taşıyıcı ile alt taşıyıcı arasında TTK’nın 782. maddesinden kaynaklanan rücu davası olduğu ve aynı yasanın 767. maddesinde bir yıllık zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, bu sürenin eşyanın teslim tarihinde başlayacağı, dava konusu olayda da emtia 20/08/2009 tarihinde Boğazlıyan adresinde alıcıya teslim edilmiş olup, bir yıllık sürenin 20/08/2010 tarihinde dolduğu ve davanın 20/11/2012 tarihinde açıldığı, dolayısıyla zamanaşımı itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı …. Ltd. Şti. hakkında açılan davanın usulden reddine, davalı … hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine ve davalı … Ltd. Şti. hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dairemizin 2017/545 E., 2017/110 K. sayılı kararının kesin nitelikte bir karar olduğunu, bu kararda zamanaşımı definin reddi ile işin esasına girilmesi gerektiğinin belirtildiğini, ancak ilk derece mahkemesinin bu karara uymadığını, yeni gerekçeler ihdas ederek karara direndiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma sözleşmesi uyarınca ödenen hasar bedelinin, alt taşıyıcı olan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.Davacı, dava dışı … A.Ş . ile akdedilen taşıma sözleşmesi uyarınca bu firmaya ait emtianın Hollanda’dan Yozgat’a taşınması işini üstlendiğini, emtianın 18.08.2009 tarihinde Ambarlı/Kumport liman sahasına getirildiğini, emtianın limandan Yozgat’a taşınması için de davalı … Ltd. Şti. ile anlaştıklarını, davalı …Ltd. Şti.’nin ise bu taşıma işini kendi alt taşıyıcısı olan …. Ltd. Şti. aracılığıyla yaptığını,konteynırların 19.08.2009 tarihinde alıcı tesislerine nakledildiğini, 20.08.2009 tarihinde emtianın kontrolü sırasında hasarlı olduğunun tespit edildiğini, sonrasında alıcının sigorta şirketi tarafından hasar bedelinin ödendiğini ve ödenen bu tutarın rücuen tahsili için açılan dava sırasında sigorta şirkeri ile anlaşıp hasar bedelini ödediklerini, ödenen bu tutardan alt taşıyıcı olan davalıların sorumlu olduklarını ileri sürmüş, davalı …Ltd. Şti. yasal sürede zamanaşımı def’ini ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle tüm davalılar hakkındaki davaların reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince sadece davalı …Ltd. Şti. yönünden verilen karar yönünden istinaf edilmiştir.Uyuşmazlık somut olayda hangi kanun hükümlerinin uygulanacağı ve buna bağlı olarak zamanaşımı definin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Davacı, emtianın hem deniz hem de karayolu ile taşınmasını üstlenmiş olup, deniz taşımasından sonra yük boşaltılarak kara aracına yüklenilmiş ve hasar bu aşamada meydana gelmiş olduğundan, CMR 2.m. uyarınca CMR hükümlerinin uygulama yeri bulunmamaktadır.Öte yandan olay tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun 787/2 m. “Bir taşıyıcı mesul olmadığı fiillerden dolayı tazminat verir veya bu yüzden aleyhine dava açılırsa, doğrudan doğruya kendisinden önce gelen taşıyıcıya yahut esasen mesul olmaları lazım gelen aradaki taşıyıcılara rücu hakkı vardır.” şeklinde düzenlenmiş olup, davacının tazminat talebi bu hükme dayanmaktadır. Aynı yasanın 767/1-2. m. ise “Haksız olarak alınan taşıma ücretinin geri alınması ve taşıma ücreti dahil olmak üzere taşıma mukavelesinden doğan bütün alacaklar bir yılda müruruzamana uğrar. Bu müddet, eşya taşımasında eşyanın gönderilene vaki teslimi; yolcu taşımasında yolcunun ulaşma tarihinden başlar.” hükmünü haizdir. 6762 sayılı yasada rücu davalarında zamanaşımına ilişkin olarak ise özel bir zamanaşımı süresi düzenlenmemiştir. Buna karşılık, 6102 sayılı TTK’nun 855/3 m. “ Rücu haklarına ilişkin zamanaşımı, rücu alacaklısının, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren, üç ay içinde zarar hakkında rücu borçlusuna bildirimde bulunmuş olması şartıyla; rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hâllerde ise, rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren işlemeye başlar.” şeklinde düzenlenmiş olup, gerekçesi ise “Üçüncü fıkra: 6762 sayılı Kanunun 767 nci maddesinde rücu haklarında zamanaşımının ne zaman başlayacağına ilişkin bir hüküm bulunmuyordu. İkinci fıkra hükmü ise rücu haklarına uygulamaya müsait bir hüküm değildi. Bu sebeple, CMR’nin 39 uncu maddesinin dördüncü fıkrası ve 1998 tarihli Kanun ile değişik Alm. TK’nın 439 uncu paragrafının ikinci fıkrasının üçüncü cümlesi doğrultusunda kaleme alınan üçüncü fıkra hükmü Tasarıya eklenmiştir.” şeklindedir.O halde 6762 sayılı TTK’nunda taşıma sözleşmelerinde rücu davalarına ilişkin özel bir düzenlenleme bulunmamakta ise de, zamanaşımı süresinin TTK 767/1-2 m. uyarınca eşyanın tesliminden itibaren başlatılamayacağı açıktır. Zira rücu davalarının özelliği gereği rücu alacağı, rücu hakkı sahibinin ifada bulunması ile muaccel olur ve zamanaşımı da bu andan itibaren işlemeye başlar(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 08.03.2012 tarihli 2010/12317 E., 2012/3491 K. sayılı ve 01.04.2010 tarihli 2008/7888 E., 2010/3598 K. sayılı emsal kararları). Davacı dava dışı sigorta şirketi ile akdetmiş olduğu 28.10.2011 tarihli Protokol uyarınca toplam 120.000-TL ödemeyi en son 24.08.2012 keşide tarihli olan 10 adet çekle yapmayı taahhüt etmiştir ve sigorta şirketince açılan davada sigorta vekili 12.09.2012 tarihli duruşmada kendilerine Protokol uyarınca 120.000-TL ödeme yapıldığını beyan etmiştir. O halde davacının rücu alacağının 24.08.2012 tarihinde muaccel olduğunun ve dava tarihi itibariyle 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığının kabulü gerekir. Bununla birlikte dosya kapsamında mevcut bilirkişi kök ve ek raporu, hasar tutarının miktarının tespiti yönünden denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davalı Hancıoğlu Şirketi yönünden hükmün 353(1)a-4-6 m. uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/05/2018 Tarihli 2018/299 2018/452 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)a-4-6 m. gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye İADESİNE”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan 35,90- TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 24/10/2019