Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1406 E. 2019/1131 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1406
KARAR NO : 2019/1131
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 28/12/2017
NUMARASI : 2015/672 E.-2017/449 K.
DAVA : İtirazın İptali (Deniz Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/09/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkili nezdinde Primli Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı dava dışı E… Tic. A.Ş.’ne ait emtianın davalı şirket tarafından taşınması sırasında hasarlandığını, müvekkilinin hasar nedeniyle sigortalısına ödeme yaparak onun haklarına halef olduğunu, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, zira ister FOB ister CIF satış olsun malın hasar ve zararının malın küpeştesine geçtiği andan itibaren alıcıya ait olduğunu, oysa sigortalının satıcı/yükleyici olduğunu, müvekkilinin Mediterranean … S.A.’nın acentesi olduğunu, dolayısıyla müvekkiline husumet yönetilemeyeceğini, ayrıca müvekkili ….S.A. aleyhine açılan davada ise mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini zira konişmentonun 10.maddesi ile uyuşmazlıkların çözümünde Londra Mahkemelerinin yetkili kılındığını, kaldı ki müvekkiline atfedilebilecek bir kusur olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının aktif husumet ehliyetine sahip olduğu, bununla birlikte dava konusu konişmentodaki yetki klozu gereği taşımadan kaynaklanan anlaşmazlıklarda yargı yeri olarak Londra Yüksek Mahkemesinin kararlaştırılmış olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta geminin yabancı bayraklı olması ve yükleme limanının Gebze,boşaltma limanının ise Trieste olması karşısında yabancılık unsurunun bulunmakta olduğu, dava konusunun Türk Mahkemelerinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmadığı, kendisine asaleten dava açılan …Gemi Acenteliği A.Ş nin taşıyanın acentesi olduğu ve acentelere doğrudan dava açılamayacağı gerekçesiyle davalı … Gemi Acenteliği A.Ş hakkındaki asaleten açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı . …SA’ya izafeten … Gemi Acenteliği A.Ş ‘nin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Yetki itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu ispatlayan Yargıtay içtihatlarının dikkate alınmadığını, somut olayda davalının İstanbul ilinde mukim ve Türk kanunlarına göre kurulmuş bir şirket olduğunu, dolayısıyla kendi ikametgahı mahkemesinde açılan bir davaya ilişkin yetki itirazının kötüniyetli olduğunu,
2-Davalıya asaleten açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddinin de doğru olmadığını, zira davalının Türk şirketi olduğunu ve asıl taşıyan tarafından verilen bir vekaletname sunulmadığını, davalının taşıma konusunda aktif rol aldığını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK 1472.maddesi uyarınca Primli Abonman Sigorta Poliçesi uyarınca ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı, kendisine izafeten açılan davaya ilişkin olarak yasal sürede uluslararası yetki itirazında bulunarak mahkemenin yetkisine itiraz etmiş,kendisine asaleten açılan davada ise kendisinin acente sıfatını haiz olduğundan bahisle pasif husumet itirazında bulunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davalıya izafeten açılan davada yetki itirazı kabul edilerek yetkisizlik kararı, asaleten açılan davada pasif husumet yokluğundan red kararı verilmiştir. Öncelikle dava konusu Gümrük Beyannamesine göre dava konusu satış DAP Teslim(belirtilen noktada teslim) şeklinde kararlaştırılmış olup, bu durumda mal teslim edilinceye kadar risk sigortalı satıcıya ait olduğundan, sigortalının sigorta sözleşmesi yaptırmakta hukuki menfaatinin bulunduğu, dolayısıyla sigortalıya ödeme yapan davacının onun haklarına halef olduğu ve aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir. Bununla birlikte davalı tarafın milletlerarası yetki itirazının değerlendirilmesi gerekirse; MÖHUK 47/1 maddesi “Yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi hâlinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması hâlinde yetkili Türk mahkemesinde görülür.” şeklinde düzenlenmiştir. Yetki şartı taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen sözleşmeye ayrı bir madde olarak konulabileceği gibi ayrı bir sözleşme olarak da düzenlenebilecektir. Anılan hükme göre yetki şartının geçerli olması için uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması, Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması ile uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması gerekmektedir. TTK 1237/1 maddesi uyarınca taşıyan ile konişmento hamili arasındaki hukuki ilişkide konişmento esas alınır. Somut olayda dava konusu konişmento incelendiğinde, gönderenin sigortalı … gönderilenin . , yükleme limanının Gebze, tahliye limanın Trieste limanı, geminin …ji gemisi olduğu ve taşıyanın … S.A. olduğu görülmüş olup, dava konusun emtianın alıcısının yabancı olması, tahliyesinin yabancı bir limanda yapılmış olması, taşımayı yapan geminin yabancı bayraklı olması ve yetki itirazında bulunan davalının acentesi olduğu şirketin yabancı bir şirket olması dikkate alındığında uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı kabul edilmiştir. Öte yandan dava konusunun münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmadığı, taşıma akdi ilişkisinden kaynaklandığı da açıktır.Konişmentonun arka yüzünde yer alan 10.3. maddesi “Tüccarın(yükleyicinin) açtığı herhangi bir davanın ve aşağıda belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla Taşıyıcının açtığı herhangi bir davanın, Londra Yüksek Mahkemesi’nin inhisari yetkisinde olduğu ve İngiliz Kanunlarına tabi olduğu kabul edilmiştir.” şeklinde düzenlenmiş olup, bu durumda iş bu davada da münhasıran Londra Yüksek Mahkemelerinin yetkili olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca davacı davalının Türkiye’de yerleşik bir şirket olduğunu ileri sürmekte ise de, yetki itirazı izafeten yapılmış olup, asıl muhatap şirket yabancı olduğundan, yetki itirazının kötüniyetli olduğu yönündeki iddiası da haklı görülmemiştir. Öte yandan davalının pasif husumet itirazının değerlendirilmesi gerekirse; dava konusu konişmentoda, davalının konişmentoyu asıl taşıyanın acentesi sıfatıyla imzaladığı belirtilmiş, ayrıca davalı tarafından sigortalı adına düzenlenen navlun vs. faturaları incelendiğinde davalı unvanı üzerinde asıl taşıyan unvanını içeren antet olduğu, ayrıca faturalarda dava konusu konişmento numarasının belirtilmiş olduğu görülmüş, davacı tarafça davalının taşıyan sıfatıyla hareket ettiğine dair bir delil de sunulmamış olup, bu durumda davalının acente sıfatıyla hareket ettiğinin ve kendisine doğrudan dava açılamayacağının kabulü gerekmiştir. O halde ilk derece mahkemesince davalıya izafeten açılan dava yönünden mahkemenin yetkisizliği nedeniyle, davalıya asaleten açılan dava yönünden ise pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353(1)b-1 maddesi gereği esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 19.09.2019