Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1400 E. 2019/1127 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1400
KARAR NO : 2019/1127
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2018
NUMARASI : 2015/1043 E.- 2018/309 K.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:19/09/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, davalının müvekkilinden satın almış olduğu mal ve hizmete karşılık kısmen ödeme yaptığını, ancak bakiye borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafa bilirkişi ücretinin yatırılması yönünde süre verilerek inceleme günü tayin edildiği ve defter belge ibraz edilmemesi halinde kaçınılmış sayılacağının ihtar edildiği, ancak davacı tarafça incelemede hazır olunmadığı, şu haliyle dosya içeriğinden yanlar arasındaki ticari ilişkinin niteliği, borcun tutarı tesbit edilemediğinden itirazın iptalinin gerekip gerekmediğinin de anlaşılamadığı, davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ekonomik olarak zor durumda olduğu için bilirkişi ücretini yatıramayan müvekkilinin talimatı ile dosyayı takipsiz bıraktıklarını, dava taraflarca takip edilmemiş olmasına rağmen mahkemece resen yargılamaya devam edilerek esastan hüküm kurulup davanın reddinin doğru olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı davaya cevap vermemiş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Sözlü yargılama 6100 sayılı HMK’nun 186. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.” hükmünü amirdir.Aynı yasanın “Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması” başlıklı 150/1. maddesi ise,“Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiş olup, tarafların davet edildikleri duruşma sözlü yargılama ve hüküm için olsa bile, bu durum değişmez. Başka bir ifade ile taraflar sözlü yargılama ve hüküm için belirlenen günde duruşmaya gelmemek suretiyle davayı takipsiz bırakabilirler. HMK’nun 186/1. maddesi aynı yasanın 150/1. maddesindeki düzenlemeyi bertaraf etmez. Çünkü, dava tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir konuya ilişkindir ve tasarruf yetkisi, dava karara bağlanıncaya kadar devam eder. Bu yetki, hangi safhada olursa olsun davayı takipsiz bırakma yetkisini de ihtiva eder. Sözlü yargılama ve hüküm için belirlenen günde hazır bulunanın “davayı takip edeceğini” bildirmesi halinde, gelmeyenin yokluğunda hüküm verilebileceğini ifadeye matuftur. Yoksa tarafların hiç biri gelmezse davanın esası hakkında hüküm verilebileceği şeklinde bir yoruma sözü edilen hüküm elverişli değildir (Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 03.12.2013 tarihli 2013/12733 E., 2013/28364 K. sayılı emsal kararı). O halde somut olayda, ilk derece mahkemesince sözlü yargılama günü olarak belirlenen ve taraflara meşruhatlı davetiye tebliği yoluyla bildirilen 29.03.2018 tarihli duruşmada, tarafların duruşmaya gelmedikleri ve mazeret de bildirmedikleri dikkate alınarak HMK 150/1 maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, sözlü yargılamada taraflar gelmeseler bile yokluklarıda hüküm verilebileceği gerekçesiyle yargılama sonlandırılarak davanın esasına yönelik karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)a-5 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.03.2018 Tarih 2015/1043 Esas 2018/309 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)a-5 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 19.09.2019