Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/14 E. 2018/176 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/14
KARAR NO : 2018/176
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2017
NUMARASI : 2014/169 Esas 2017/199 Karar
DAVA :Tazminat-Şirket Müdürünün Azli
İSTİNAF KARAR TARİHİ:01/03/2018
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili, davalı …’un ayrıca 2005 yılında kurulan dava dışı … Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, davalı …’un, dava dışı bu şirketteki müdür görevi devam ederken aynı maksat ve mevzuda aynı adreste tek ortaklı davalı şirketi kurduğu, davalı … tarafından İst. 22. ATM’nin 2014/53 sayılı dosyası ile dava dışı …. Ltd. Ştı.’nin feshine ilişkin bir dava açıldığını, …’un, ortağı vc müdürü olduğu diğer şirketlerin geçmişten bugüne gelen itibar ve müşterileri ile ticari faaliyetlerine davalı …Ltd. Şti yoluyla devam ettiğini, bu durumun müvekkili aleyhine haksız kazanç vc rekabet oluştuğunu, haksız rekabetin tespiti ile menine, belirsiz alacak davası hükümlerine göre 1.000-TL tazminatın ticari faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline ,davalının müdürlük görevinin ihtiyati tedbirle önlenmesine ve neticeten her iki şirket müdürlüğünden azline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacı …’un, …’un eski eşi olduğunu,İran yasalarına göre boşandıklarını, aralarında boşanmadan ve geçimsizlikten kaynaklanan anlaşmazlığın ve husumetin bulunduğunu, dava dışı şirketin 2005 yılında kurulduğunu ve şirket hısselerinin %99.5 payının …’a, %0.5 payının davacıya ait olduğunu, taraflar arasındaki anlaşmazlık ve husumet nedeniyle şirketin yürümediğini, bu nedenle de işbu şirketin feshi ve tasfiyesi için İst. 22. ATMnin 2014/53 sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu, akabinde vekiledeni … tarafından diğer vekiledeni … Ltd. Şti.’nin kurulduğunu, davacının haksız rekabetten kaynaklanan herhangi bir zararının mevcut olmadığını, ticari defterlerin incelenmesi sonucunda da bunun anlaşılabileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının TTK ‘nun geçici 7.maddesi gereği terkin edilen şirketin ortağı olduğu ,diğer ortağın iznini almadan, iştigal sahası aynı olan davalı şirketi kurduğu , şirket müdürünün rekabet yasağını ihlali halinde TTK 553 madde uyarınca şirket tüzel kişiliği tarafından dava açılacağı,şirket ortağı tarafından zararın şirketeverilmesi talepli dava açılabileceği,davacının zararı kendi adına talep ettiği, şirket adına talep etmediği,davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, doğan tazminatın şirkete verilmesinin talep edilebileceği, davacının bu yönde talebinin bulunmadığı,
Davacı yanca ayrıca davalı müdür …’un müdürlük görevinden azline karar verilmesi talep edilmiş ise de şirketin 7.7.2014 tarihinde sicilden re’sen terkin edildiği, davacının ortağı olmadığı, davalı şirket yönünden müdürün azlini isteyemeyeceği, Bu sebeplerle; açılan iş bu davada haksız rekabet sebebiyle sorumluluk – tazminat davası yönünden husumet sebebiyle ve davalı …’un dava dışı şirket … Ltd.Şti müdürlüğünden azli istemi yönünden şirket tüzel kişiliğinin terkin edilmesi sebebiyle dava şartı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili,haksız rekabetin açık seçik ortada olduğunu, haksızlıktan zarar gören tek kişi davacı müvekkilinin dava açma ehliyetinin olduğunu,davalının yeni kurduğu şirket ile tek başına kazanç elde etmek istediğini,ortağı kasten zarara uğrattığını, şirketin %99 ortağı müdürü ve şirket hükmi şahsiyetini temsil eden olarak haksız rekabete dayalı dava açmayacağının belli olduğunu ,bu halde hem davalı hem davacı ve haksız rekabet yapan hem de haksız rekabetten zarar gören aynı kişi olacağını, bu durumun açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek usul ve kanuna aykırı kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : 6545 sayılı kanun ile 5235 sayılı kanun 5. Maddesi gereği şirket organ azline ilişkin davaların Ticaret Mahkemelerince yargılamanın tüm safhalarının heyet halinde görülmesi gerekmektedir. Dava konusu şirketin tek yetkili müdürünün davalı … olduğu anlaşılmaktadır. Elde ki davanın konusu haksız rekabete dayalı tazminat istemi yanında ,şirket müdürünün azline ilişkindir.Şirket Müdürünün azli talep edildiğinden,davanın İstanbul 13.AsliyeTicaret Mahkemesi Heyeti tarafından görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.Yargılama safhaları tek hakim eliyle yürütülerek sonuçlandırılmıştır. Göreve ilişkin kurallar kamu kamu düzenine ilişkindir. Açıklanan nedenle tesbit edilen kanuna aykırılık HMK 353-( 1)a-3 gereği esası incelenmeksizin hükmün kaldırılmasını gerekmektedir. Davacı vekilinin esasa dair gösterdiği sebebler incelenmeksizin davaya heyet halinde bakılarak sonuçlandırılmak üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/03/2017 tarihli 2014/169 Esas 2017/199 Karar sayılı hükmün HMK’nun 353-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
“Dosyanın heyetçe incelenmek üzere, kararı veren mahkemeye iadesine, “
Davacı vekilinin istinaf sebeblerinin incelenmesine yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 31,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine ,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/03/2018