Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1396 E. 2020/394 K. 08.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1396
KARAR NO : 2020/394
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 16/03/2017
NUMARASI : 2014/1252 Esas-2017/354 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2020
Davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya satıp teslim etmiş olduğu mala karşılık düzenlenen fatura bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili,davacının akdi ilişkinin varlığını, faturaların müvekkiline tebliğ edildiğini ve faturalara konu mal veya hizmetin verildiğini ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında tıbbi malzeme alımı neticesinde düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesap alacak ilişkisinin bulunduğu, davalı tarafın adına düzenlenen faturalar ile içeriklerine süresinde itiraz etmeden bir kısım ödemeler yaptığı, ancak bakiye ödemeyen bedellerin kaldığı, her ne kadar malın teslim edilmediği, arada ticari ilişkinin kurulmadığı iddia edilmiş ise de tarafların incelenen yasal ticari defter ve kayıtlarında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da tespit edilen miktarda davacının davalıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Yazılı bir sözleşmeye dayanmayan faturaların karşı tarafa gönderilmesinin, hatta karşı taraf kayıtlarında yer almasının dahi fatura konusu malın teslim edildiği şeklinde yorumlanamayacağını, cari hesap ilişkisi içerisinde çok sayıda fatura, teslimat ve ödemeye dayalı çalışmakta olan tacirler arasında gönderilen faturaların dönemsel olarak mutabakat sağlanmak üzere kayda alınmasının malın teslim edildiği anlamına gelmeyeceğini, irsaliyeli faturaların sunulmasının da yeterli olmadığını, zira teslim alan kısmında ismi bulunan kişilerin müvekkili şirket çalışanı olup olmadığının, çalışanı ise mal teslim almaya yetkili olup olmadığının araştırılması gerektiğini, irsaliye tarihleri dikkate alındığında ismi geçen şahısların o tarihler itibariyle müvekkili şirkette çalışmadıklarının tespit edildiğini, ayrıca irsaliyelerin eksik sunulduğunu,2-Alacak likit olmamasına rağmen icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, muhtelif faturalardan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, faturalara konu malların kendisine teslim edilmediğini savunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kural olarak malın teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz.Somut olayda dava konusu faturalar her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olup bu durumda faturalara konu malın davalı tarafa tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekir.(Yargıtay 19.HD.’nin 30.10.2017 tarihli 2016/13252 E., 2017/7401 K.sayılı emsal kararı). Davalının ödeme yönünde savunması bulunmadığı gibi tarafların defterlerinde de bu yönde kayda rastlanılmamıştır. O halde davacının alacak talebinde haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bununla birlikte alacak faturaya dayalı olup likit(bilinebilir, belirlenebilir) olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 1.182,76- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 295,69- TL harcın mahsubu ile bakiye 887,07- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı gider avansından karşılanan 70,35-TL istinaf giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 08/04/2020