Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1391 E. 2019/1106 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1391
KARAR NO : 2019/1106
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2018
NUMARASI : 2014/854 E.-2018/268 K.
ASIL DAVA : Menfi Tespit(Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA : Çek İstirdatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ 12/09/2019
İlk derece mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen dava davacıları vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
ASIL DAVA:Davacı vekili, müvekkiline ait 15.03.2013 tarihli …. nolu çek ile dava konusu olmayan 2 adet çekin davacı ……Ltd. Şti.’ne ticari alışveriş nedeniyle teslim edildiğini, ancak söz konusu çeklerin …Ltd. Şti. yetkilisinin aracından çalındığını, müvekkilinin davalıları tanımadığını ve çeklerin davalıların eline nasıl geçtiğini bilmediğini, davalı tarafça … nolu çeke dayalı olarak haksız yere icra takibi başlatıldığını ileri sürerek müvekkilinin icra takibi nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine ve % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı … Ltd. Şti. vekili, davacı …’dan ticari ilişki nedeniyle alınan çek de dahil çok sayıda çekin müvekkili şirket yetkilisinin aracından çalındığını, ne müvekkilinin ne de keşidecinin davalılarla ilgilerinin bulunmadığını, müvekkilinin çekin tek yetkili hamili olduğunu, davalı …’ın başlattığı icra takibinde keşideciden dosya borcunu tahsil ettiğini ileri sürerek çekin veya bedelinin davalılardan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ….Ltd. Şti. şirket vekili, müvekkilinin söz konusu çeki diğer davalıya sattığı mallara istinaden ciro yoluyla aldığını, dolayısıyla yetkili ve meşru hamil olduğunu, davacı …’ın ise öncelikle bu çeki davacı …’e teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini, davacıların iddialarının haksız olduğunu savunarak davanın reddini ve davacılar aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.Diğer davalı, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile davalı …’ün çalıntı çeki ciro etmek suretiyle diğer davalı … ile ticari ilişkide bulunarak piyasaya sürdüğünün ve bu suretle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin vakıa olarak tespit edildiği, bu tespit ve kararın mahkemeyi bağlayacağı, buna göre asıl davada davalı …’e yönelik bedelsizlik iddiasının ispat edildiği, diğer davalı … Ltd. Şti.’nin ise çeki faturaya bağlanan ticari alışveriş neticesinde davalı …’den aldığı, buna göre çeki kötü niyetle veye ağır kusurla iktisap etmediği, dolayısıyla davacının diğer davalıya karşı ileri sürebileceği defileri bu davalıya karşı ileri süremeyeceği, birleşen davada ise davacının çekte cirosunun olmadığı ve yetkili hamil olduğunu ispat edemediği, kaldı ki son yetkili hamil olan davalı … şirketinin çeki kötü niyetle iktisap etmediği ve iktisabında ağır kusurlu olmadığından çekin istirdatının da talep edilemeyeceği gerekçesiyle davalı … hakkında açılan asıl davanın kabulüne, davalı … Ltd. Şti. hakkında açılan asıl davanın reddine, her iki davalı hakkında açılan birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen dava davacıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda dava konusu çekin ticari alışveriş nedeniyle müvekkili … tarafından diğer müvekkiline verildiğinin ve bu müvekkili muhasebe kayıtlarında yer aldığının, hırsızlık sonucu rızası hilafına elinden çıktığının, çekin arka yüzünde yer alan ciroların hırsızlıktan sonra düzenlendiğinin, davalı … hakkında ceza davası açıldığının tespit edildiğini, ayrıca çek iptali davası açılıp ödemeden men kararı alındığını, davalı … Ltd. Şti.’nin ise kötüniyetli ve ağırkusurlu olarak çek icra takibine konu edip bedelini tahsil ettiğini belirterek asıl ve birleşen davada davalı …Ltd. Şti. hakkında verilen hükümlerin kaldırılarak davaların kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Asıl dava İİK 72.m. uyarınca çeke dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti; birleşen dava ise TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılan çek istirdadı veya bedelinin istirdatı istemine ilişkindir. Asıl ve birleşen davada davacılar, dava konusu çekin, keşidecisi asıl dava davacısı tarafından ticari ilişki içinde olduğu birleşen dava davacısına verildiğini, onun elinden ise rızası hilafına çıkarak davalıların ellerine geçtiğini ve davalı şirket tarafından haksız olarak icra takibine konu edildiğini ileri sürmüşler, davalı şirket ise bu çeki diğer davalıdan ticari ilişkisi nedeniyle aldığını, iyiniyetli hamil olduğunu savunmuş, diğer davalı … ise davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince davalı … hakkında açılan asıl davanın kabulüne karar verilmiş, davalı şirket hakkında açılan asıl dava ile her iki davalı hakkında açılan birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça asıl ve birleşen dava sadece davalı şirket yönünden istinaf edilmiş olmakla; diğer davalı yönünden kesinleşmiştir.O halde asıl davada davacının davalı ilk ciranta …’e yönelik bedelsizlik iddiasının ispat edildiğinin kabulü gerekmiştir. Öte yandan davacının bu bedelsizlik iddiasını davalı şirkete karşı ileri sürebilmesi için, TTK 818/1-e maddesi yollamasıyla 687/1 maddesi hükmü uyarınca davalı şirketin çeki iktisabında kötüniyetli olduğunu ispat etmesi gerekir. Ne var ki davacı bu yönde bir delil sunamadığı gibi, davalı şirketin ticari defter kayıtlarında diğer davalıdan alacaklı olduğu yönünde kayıtlar bulunduğu, ayrıca davalı şirketin bu ilişkiye konu faturaları vergi olarak da bildirdiği tespit edilmiş olmakla, davalının kötüniyetinin ispat edilemediği kabul edilmiştir. Birleşen davaya gelince; 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacı … Ltd. Şti.’ne ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalı … Ltd. Şti.’nin çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesi gereğince, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Davacı şirket çekte taraf olarak görülmese de çeki beyaz ciro yolu ile aldığını ileri sürmüş ve davalı … hakkında açılan ceza davasında mahkemece çekin davacı … tarafından davacı şirkete ticari ilişki nedeniyle verildiği ve rızası hilafına elinden çıktığı maddi vakıa olarak tespit edilmiş olup, bu tespit hukuk hakimini bağlayacağından, davacı şirketin yetkili hamil olduğunu ve çekin rızası dışında elinden çıktığını ispat ettiğinin kabulü gerekir(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 01/10/2018 tarihli 2017/577 E., 2018/5839 K. sayılı emsal kararı). Bu durumda davacının, davalı şirketin çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğini ispat etmesi gerekir. Bununla birlikte davalı şirketin çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır. Ancak yukarıda da açıklandığı üzere davalı şirketin kötüniyetli veya ağır kusurlu iktisabı ispat edilememiştir.O halde ilk derece mahkemesince asıl ve birleşen davalarda davalı … Ltd. Şti. aleyhine açılan davaların reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olup, asıl ve birleşen dava davacıları vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Asıl ve birleşen dava davacıları vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, Asıl ve birleşen davalarda alınması gereken 44,40’er-TL istinaf karar harcından davacı tarafça peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 52,90- TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 12.09.2019