Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/139 E. 2018/779 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/139
KARAR NO : 2018/779
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2017
NUMARASI : 2016/948 E.- 2017/450 K.
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/06/2018 (20/07/2018 yazım tarihli )
Davanın aktif husumet nedeniyle reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacının murisinin davalı şirketin her biri 5 hisselik 4 adet hisse senedi sahibi olduğunu (20 adet isme yazılı senet/kurucu hisse)murisin 16.11.2014 tarihinde vefatı ile yasal mirasçısının davacı olduğunu, müvekkilinin uzun zamandır kurucu hisselerini gerçek değeri karşılığında davalı şirkete satmak istediğinden görüşmeler yaptıklarını 27.06.2016 tarihli GK toplantısının 2 nolu kararı ile kurucu hisse senetlerinin tamamının şirket tarafından satın alınması yönünde karar oluşturulduğu, ana sözleşmenin 7. maddesi uyarınca da davalı şirketin buna hakkı bulunduğunu, çok düşük bedelle hisse senetlerinin satın alınmak istenildiğini, gerçek değer üzerinden satın alınma ihtimalinin ortadan kaldırıldığını belirterek 27.06.2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2 numaralı kararın “Sadece kurucu hisse bedelinin/değerinin tespiti bakımından” iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davalı şirketin kuruluş aşamasında 1000 adet kurucu intifa hisse senedi çıkarıldığını, kurucu intifa hisselerinin 20 adedinin davacıya ait olduğunu, ana sözleşmenin 7. Maddesi uyarınca şirketin kuruluşundan 5 sene sonra GKl kararı ile kurucu hisse senetlerinin şirketçe satın alınabilme hakkının düzenlendiğini, İst. 6. Sulh Mahkemesi’nin 2016/28 D. İş sayılı dosyasında kurucu hisselerin değer tespitinin yapıldığını ve 27.06.2016 tarihli GKl toplantısında kurucu hisselerin belirlenen değer üzerinden satın alınmasına karar verildiğini, davacıya gönderilen yazı ile 20 adet kurucu hissenin 547.320- TL brüt bedel ile satın alınacağının bildirildiğini, davacının da cevabi ihtarnamesi ile hisseleri satıp devretmeye hazır olduğunu bildirdiğini ve taraflar arasında bağıtlanan 27.09.2016 tarihli sözleşme ile sahibi olduğu kurucu hisseleri şirkete devrettiğini, TTK’nun 446 maddesi uyarınca kurucu intifa senedi sahiplerine GK kararının iptali davası açma hakkı vermediğini,dava açıldıktan sonra kurucu intifa senetlerini devrettiğinden aktif dava ehliyetinin kalmadığını,davacının alınan GK kararındaki hisse değerinin düşük olduğu iddiası ile bu davayı açtığını, istemin dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece pay sahibi olmanın iptal davasının dinlenebilme koşulu olduğu, pay sahibinin bu sıfatını dava sonuna kadar korumak zorunda olduğu,dava açıldıktan sonra taraflar arasında 27.09.2016 tarihli “Anonim Şirket Kurucu Hisse Senedi Devir” sözleşmesiile davacı tarafından bedeli karşılığında sahibi olduğu 20 adet kurucu intifa hisse senedini davalı şirkete devir ve teslim ettiği, devir bedelinin tespitine ilişkin olarak iptal isteminde bulunulduğu. davacının sahibi olduğu intifa senetlerinin davalı şirketin sermayesini oluşturan paylardan olmayıp, bu nitelikteki pay sahiplerinin TTK 446 maddesi uyarınca GK kararları iptali davası açma hakkı bulunmadığı, davacının sahibi olduğu bütün senetleri davadan sonra 27.09.2016 tarihinde devrederek ciro ve teslim ettiği, davacının aktif dava ehliyetini kaybettiğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, davalı şirketin piyasadaki konumu, faaliyet gösterdiği sektörün yapısı ve dinamiklerinin, objektif ölçütler vs. gözönüne alındığında davalı şirket tarafından, kurucu hisselerin satın alınmasına esas teşkil etmek üzere yaptırılan hesaplamanın şirket kurucu hisseleri hakkında takdir olunan değerin son derece sembolik, afaki olarak çok düşük ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: TTK’nın 446. maddesine göre; “Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri” GKKnın iptali davası açabilirler.
TTK nun 503.maddesinde İntifa senedi sahiplerine pay sahibi hakları verilemeyeecği,ancak bu kişilere sadece net kara veya tasfiye sonucuna katılma ya da yeni çıkarılacak ortaklık esas sermaye paylarından alma hakkı vereceği yazılıdır. Davacı 26/09/2016 tarihinde eldeki davayı açmıştır. 27/09/2016 tarihinde Kurucu Hisse Senedi Devir sözleşmesiyle sahibi olduğu kurucu hisse senetlerini davalıya devretmiştir.
Davacı sıfatı dava konusu hakkın sahibine aittir. Uygulamada husumet olarak tanımlanan bu yetkinin tüm dava sürecinde davacı üzerinde bulunması gerekmektedir. Dava açan kişinin ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki menfaati de kalmaz. Dava açma hakkını dayandırdığı hisse senetlerini davadan sonra devrettiği için başlangıçta bu hakkının bulunduğu kabul edilse bile davacının artık bu davayı yürütüp sonuçlandırma ehliyeti kalmamıştır.Devir bedelinin düşük belirlendiği yönündeki iddia ve istinaf sebepleri bu davanın konusu değildir. Davacı haklarını saklı tutmuş olsa bile bu saklı hak, genel kurul kararının iptalini isteme hakkı değil, ancak bedele ilişkin bir hak olabilir Bu durumda ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya dosya içeriğine yerinde olup, istinaf nedenleri yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yargı giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 28/06/2018