Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1377 E. 2020/462 K. 07.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1377
KARAR NO: 2020/462
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2018
NUMARASI: 2016/995 Esas- 2018/249 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/05/2020
Davanın reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen taşıma sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalıya taşıma hizmeti verdiğini, ancak davalının cari hesap borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, yasal sürede davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının fatura içeriği hizmetin ifasını ispatlamasını zorunlu olduğu, ancak bu hususun sabit olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davalının akdi ilişkiyi ve hizmetin verildiğini inkar etmediğini,dosyada mevcut 21.01.2016 tarihli UPS Taşıma Kural ve Şartları başlıklı belgede de imzasının olduğunu ve bu belgenin ödemeye ilişkin 5.maddesinde fatura bedelinin 7 gün içinde ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, davalının ise faturalara itiraz etmediğini, 2-HMK 222/5 m. uyarınca iddianın ispat edildiğini, zira davalının ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayanıldığını, ancak davalının ibrazdan kaçındığını, 3-Mahkeme tarafından ekte sunulan konşimento ve maillerin dikkate alınmadığını, 4-Davalının sadece duruşmalara katıldığını, davaya cevap dahi vermediğini, buna rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesaptan doğan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde asıl alacağa yönelik vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak taşıma işinin yapıldığını ispat külfeti davacı taşıyana ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Somut olayda, davacının ticari defter kayıtlarına göre davacı takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı görünmekte ise de, davalı ticari defterlerini sunmamıştır. HMK 222/5 m. uyarınca bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak buna dayanmasına bağlı olup(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 tarihli 2014/11-1159 E., 2016/967 K. sayılı emsal kararı), davacı davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmadığından, davalının ticari defterlerini sunmamış olması aleyhine sonuç doğurmaz ve davacının faturalara konu taşıma işini gerçekleştirdiğini yazılı delille ispatlaması gerekir. Dosya kapsamında mevcut davalıya atfen kaşe ve imza bulunan 21.01.2016 tarihli UPS Taşıma Kural ve Şartları başlıklı belge ile 25.01.2016 tarihli Sözleşmede faturalandırma ve ödemeye ilişkin bir takım kurallar düzenlenmiş ise de, bu belgeler taraflar arasında taşıma işine yönelik akdi ilişki olduğunu göstermekle birlikte, faturalara konu taşıma işinin ispatı için yeterli görülmemiştir. Dava konusu cari hesap alacağını oluşturan faturalar dosya kapsamında mevcut olmadığından incelenememiş olmakla birlikte, davacı tarafça irsaliyeli olarak düzenlendiği ileri sürülmemiş, ayrıca davacı tarafa bu faturalara konu taşıma işinin yapıldığına dair delillerini sunması için kesin süre verilmiş olmasına rağmen sevk irsaliyesi, taşıma belgeleri vb. bir belge de sunulmadığı görülmüştür. Davacı tarafça istinaf aşamasında ekte sunulduğu belirtilen konişmento ve e-postaların mahkemece incelenmediği ileri sürülmüş ise de, açıkça delil olarak dayanılmayan bu belgelerin yargılama sırasında sunulduğuna dair bir bilgiye ve belgeye rastlanılmadığı gibi, Dairemizce yapılan incelemede de e-postalarda davacı alacağını ispata yönelik bir bilgiye rastlanılmamış, konişmentonun ise dava konusu taşıma ile ilgisi anlaşılamamıştır. Bu durumda davacının faturalara konu taşıma işini yaptığını ispat edemediğinin kabulü gerekmiş olup,ilk derece mahkemesince davanın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan davalı davaya cevap vermemiş ise de, davalı vekili duruşmalara katılmak suretiyle yargılamaya katıldığından, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.07/05/2020