Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1348 E. 2019/945 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1348
KARAR NO : 2019/945
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2018
NUMARASI : 2014/1171 E.- 2018/59 K.
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/07/2019
Davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ….Ltd. Şti. arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinin davalılar tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, sözleşmeler uyarınca kullandırılan kredilere ilişkin borcun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, nakdi alacağın tahsili ve gayrinakdi alacağın depo edilmesi amacıyla başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili, asıl borçlu şirketin ortağı olan müvekkili … davacı bankadan kredi kullanmak zorunda kaldığını, ancak davacının herhangi bir açıklama yapmadan kredi kullandırdığını söyleyerek müvekkilinin kefil sıfatıyla imzasını da aldığını, oysa müvekkilinin böyle bir niyeti olmadığını, ayrıca kefalet sözleşmesinde kefalet miktarının belirtilmemiş olmasının bir eksiklik olduğunu, müvekkili ….’in ise kocası olan …’in işlerinden habersiz bir ev kadını olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından 2 hafta sonra bankaya çağrıldığını ve kefalet hukukuna ilişkin kanun değişikliği nedeniyle imza atması gerektiğinin bildirildiğini, müvekkilinin kefil olduğu paranın şirket ve kocası tarafından ödeneceğini düşünerek imza attığını, TBK 587/3 maddesi uyarınca müvekkili … açısından hata ve işlem temelinin çökmesi nedeniyle kefaletinin geçersiz olduğunu, ayrıca talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu, TBK 590/3 maddesi uyarınca müvekkillerine yapılan ihtar öncesi temerrüt faizine de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı banka ile dava dışı …San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 500.000,00 TL limitli, 04/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesini davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, davalı …. kefaletinin geçerli olduğu, davalı …’in ise el yazısı ile kefil olduğu tutarı belirtmemiş olduğundan kefaletinin geçersiz olduğu, dava dışı borçlu şirketin kredi borcunu geri ödemede temerrüde düştüğü, bilirkişi raporunda nakdi borcun tespit edildiği, ayrıca bankaya ibraz edilmemiş 9 adet çek için ödenecek asgari tutarın depo edilmesinin de talep edilebileceği gerekçesiyle davalı … hakkındaki davanın reddine, davalı….hakkındaki davanın kısmen kabulü ile; davalının icra takibine itirazının nakit asıl alacak 22.210,59 TL, gayrinakit alacak 9.405,00 TL, işlemiş faiz 1.226,62 TL, BSMV 61,33 TL, masraf 592,38 TL, ihtiyati haciz vekalet ücreti 245,00 TL yönünden iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden asıl alacağa işletilecek takip tarihinden itibaren %72 oranında faizi ve %5 oranında BSMV’si ile devamına, nakit asıl alacak üzerinden hesaplanan 4.687,44 TL icra inkar tazminatının davalı ….’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1 Davalı … 2009 tarihli kredi sözleşmesindeki kefaletini ve imzasını inkar durumunun söz konusu olmadığını, sadece icra takibinden dolayı borçlu olmadığından bahisle borca itiraz ettiğini, ayrıca kefalet tutarının el yazısı ile yazılmamasının başlı başına davanın reddi için yeterli bir gerekçe olmadığını, bu konuda Yargıtay 19.HD’nin 2015/5007 E., 2016/968 K. sayılı kararının dikkate alınması gerektiğini, 2-Diğer davalı yönünden yapılan hesaplamanın ise hatalı olduğunu, zira asıl alacak, ihtarın tebliğ tarihi, temerrüt tarihi ve takip tarihi itibariyle depo edilmesi gereken tutar yönlerinden hatalı olduğunu, ayrıca ihtarname sonrasında ödenen çek sorumluluk bedellerinin de nakdi alacak hesabında dikkate alınmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkili … yönünden verilen kararın doğru olduğunu, ancak bu davalı yönünden lehlerine ayrı bir vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasının doğru olmadığını, zira her iki davalıya ilişkin davanın reddi nedenlerinin farklı olduğunu,2-Müvekkili …’in ise kefalet sözleşmesinde kefalet miktarının açıkça belirtilmediğini, dolayısıyla sözleşmenin geçersiz olduğunu, ayrıca talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu, ihtarname öncesi talep edilen faize itiraz ettiklerini belirterek davanın reddi ile her bir davalı yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri istemiştir.
GEREKÇE:Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan nakdi alacağın tahsili ve gayrinakdi alacağın depo edilmesi amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazların iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamında mevcut delillerden, davacı banka ile dava dışı …San. Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen 15/09/2009 tarihli 500.000-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesinin tüm davalılar tarafından, 04.07.2012 tarihli 1.250.000-TL bedelli Kredi Çerçeve Sözleşmesinin ise sadece davalı … tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı,sözleşme hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle 16.05.2013 tarihi itibariyle hesap kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiği, asıl borçlu ile davalı … 23.03.2013 tarihi itibariyle, davalı …’in takip tarihi olan 25.07.2013 tarihi itibariyle temerrüde düşürüldükleri tespit edilmiştir.Dosyada mevcut belgelerden dava konusu alacağın çek karnesi kullanımından kaynaklanan nakdi ve gayrinakdi alacak olduğu, dava dışı asıl borçluya son çek karnesinin 25.01.2012 tarihinde teslim edildiği, dolayısıyla alacağın her iki davalının da kefalet imzalarını içeren 15/09/2009 tarihli sözleşme uyarınca kullandırılan çek karnesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davalılar bu sözleşmede kefalet tutarının yer almaması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmüş iseler de, olayda sözleşmenin düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı BK hükümleri uyarınca kefaletleri geçerli olup, davalıların bu yöndeki savunmaları yerinde görülmemiştir.Bu durumda her iki davalı yönünden de sözleşme limiti olan 500.000-TL’nin kefalet limiti de olduğunun ve buna göre asıl borçlunun tüm borcundan kefalet limiti dahilinde sorumlu olduklarının kabulü gerekir. İlk bilirkişinin ek raporunda alacağın takip tarihi itibariyle 22.264,67 TL asıl alacak, 1.951,54 TL işlemiş faiz, 97,58 TL gider vergisi, 592,38 TL ihtar masrafı ve 245 TL vek. üc. olmak üzere toplam 25.151,17TL olduğu tespit edilmiş ve ek rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Daha sonra düzenlenen bilirkişi raporu konusunda uzman olmayan bilirkişice düzenlendiğinden dikkate alınmamıştır. Davacı tarafın ek raporda belirlenen alacak tutarının üzerinde talep ettiği tutara yönelik itirazları ise soyut nitelikte olup yerinde görülmemiştir. Öte yandan sözleşmenin Kefalet başlıklı 18.maddesinde kefillerin depo sorumluluğuna ilişkin özel bir hükme rastlanılmadığından davalıların gayrinakdi alacak talebinden sorumlu olmadıklarının kabulü gerekir(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 10.04.2017 tarihli 2016/7422 E., 2017/2933 K. sayılı emsal kararı).O halde ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, açıklanan hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve her iki davalı yönünden de nakdi alacağa yönelik davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin ve davalılar vekilinin istinaf başvurularının KISMEN KABULÜNE; İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2018 Tarih 2014/1171 Esas 2018/59 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalıların İstanbul ….İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki vaki itirazlarının KISMEN İPTALİNE; takibin 22.264,67- TL asıl alacak, 1.951,54- TL işlemiş faiz, 97,58- TL gider vergisi, 592,38- TL ihtar masrafı ve 245- TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 25.151,17-TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %72 oranında temerrüt faizi ile %5 BSMW işletilmek suretiyle devamına, fazla istemin ve gayrinakdi alacağa yönelik istemin reddine,Alacak likit olmakla, kabul edilen 25.151,17-TL alacağın %20’si oranındaki 5.030,23-TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak “Alınması gereken 1.718,08- TL nispi harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından ödenen 1.200- TL bilirkişi ücreti ile 247-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.447-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1.347,91- TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Davalılarca yapılan 10-TL yargılama giderinin takdiren üzerlerinde bırakılmasına,Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 3.018,14-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Davalılar vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yatırılan 576,46- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına, Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 105,35- TL istinaf yargılama giderinin kabul-red oranına göre 98,13-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 04/07/2019