Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1343 E. 2019/978 K. 10.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1343
KARAR NO : 2019/978
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2018
NUMARASI : 2016/243 E.-2018/294 K.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/07/2019
İlk derece mahkemesince davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasında çelik hasır ve beton alımı hususunda anlaşma sağlandığını ve davalı tarafından müvekkiline 17.11.2015 tarihli 7 adet fatura kesildiğini, müvekkili tarafından kesilen faturalara ilişkin olarak faturalara konu mallar teslim edilmeden önce 02.12.2015 tarihinde faturaların KDV hariç tutarlarının ortalama %7’ye tekabül eden miktarları olarak toplam 24.568,06-TL’nin avans olarak ödendiğini, ancak avans ödemesi yapılan faturalara konu malların teslim edilmemesi nedeniyle faturalar kayda alınmayarak iade edildiğini ve tarafların ödenen avansın iadesi konusunda mutabık kaldıklarını, davalının avans olarak ödenen tutarın 10.000-TL’sini 31.12.2015 tarihinde iade ettiğini, ancak bakiye 14.568,06-TL’yi iade etmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin gerekli ödemelere ilişkin olarak faturaları tahakkuk ettirilmiş olan tüm malları teslim ettiğini, faturanın niteliği itibariyle malların teslimine karine teşkil ettiğini, aksinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, davacının iddiasının haksızlığının müvekiline verilen 2 adet çek ödemesinden de anlaşıldığını, bu çeklerin verilmesinin ve bedellerinin ödenmesinin işlemlerin eksiksiz devam ettiğinin göstergesi olduğunu savunarak davanın reddini ve %20’den az olmaka üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, satış akdinde aslolan peşin satış olup, mal ve bedelin aynı anda verileceğine ilişkin yasal karinenin mevcut olduğu, belirtilen ilke ve yasal karinenin aksini iddia eden tarafın bu iddiasını kesin delillerle kanıtlaması gerektiği, somut olayda ispat külfetinin davacıda olduğu, davalının ticari defterlerine göre davalı davacıya 414.156,40- TL tutarında 7 adet satış faturası kesmiş olup, karşılığında davacıdan 389.588,34- TL ödeme aldığı, davalının defterlerinde kayıtlı bulunan bu 7 adet satış faturası davacının defterlerinde kayıtlı olmayıp, davacının defterlerinde davalıya avans olarak 414.156,40- TL ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu, davacı 24.586,06- TL ödeme iddiasını dekontlarla ispatlamış olup her dekontta açıklama kısmında dava konusu faturaların numarası sırası belirtilerek avans ödemesi olduğunun belirtildiği, fakat faturaların tarihinin havale tarihlerinden önce olduğu, bu ödemelerin avans olarak yapıldığına dair herhangi bir sözleşme hükmü ya da kesin delil de ibraz edilmediğine göre karinenin aksinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme dekontlarında açıkça fatura avans ödemesi açıklaması olduğunu, fatura tarihlerinin ödeme tarihlerinden önce olmasının bir öneminin olmadığını, zira faturaların mal tesliminden önce gönderildiğini, bunun üzerine faturalara istinaden bir kısım avans ödemesi yapıldığını, sonrasında mal teslimi yapılmayınca faturaların iade edildiğini, davalının mal teslimine ilişkin yazılı delil sunamadığını, ayrıca davalı tarafından faturaların yasal süreden sonra vergi dairesine bildirildiğini, yine gerekçeli kararda 389.588,34-TL ödeme iddiasının davalının defterleri ile ispatlanmış olduğunun ve uyuşmazlık konusu olmadığının belirtildiğini, ancak bu hususun da hatalı olduğunu ve müvekkili defterlerine göre alacaklı olduğu diğer miktarla ilgili fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, mal alımına karşılık avans olarak verildiği ancak mal teslimi yapılmaması nedeniyle iadesi gerektiği ileri sürülen nakdi ödemenin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, 03.11.2015-17.11.2015 tarih aralığında düzenlenen ve kendisinde gönderilen 7 adet toplam 414.156,40-TL bedelli faturaya karşılık 02.12.2012 tarihinde 24.568,06-TL avans ödemesi yaptığını,ancak mallar teslim edilmediği gibi avans ödemesinin 14.568,06-TL’sinin iade edilmediğini ileri sürmüş, davalı faturalara konu malların teslim edildiğini savunmuştur. Satış sözleşmesinde tarafların edimlerini aksine anlaşma olmadığı takdirde, aynı anda ifa etmeleri kural olduğundan, peşin satış karinesi uyarınca davacının 24.568,06-TL ödemenin avans olarak yapıldığını ve karşılığında mal teslim edilmediğini yazılı delille kanıtlaması gerekir(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 18.09.2017 tarihli 2016/10462 E., 2017/5933 K. sayılı emsal kararı). Somut olayda, ödeme dekontlarında dava konusu faturaların numaralarına atıf da içeren avans ödemesi açıklamaları mevcut olup, davacının bu şekilde yukarıda açıklanan karinenin aksini yani nakit ödemeye yönelik avans iddiasını ispat ettiği kabul edilebilir ise de; davacı dava konusu 02.12.2015 tarihli nakdi ödemeden sonra, 05.12.2015 tarihli tahsilat makbuzuna konu 23.12.2015 tarihli 200.000-TL bedelli ve 25.12.2015 tarihli 189.588-TL bedelli çekler ile dava konusu 7 adet faturanın tamamının bedelini ödemiştir. Oysa bilindiği üzere kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesi amacı ile verildiğinin kabulü gerekir. Kaldı ki davacı, nakit olarak ödediği 10.000-TL’nin iadesine yönelik yazılı bir delil de sunmamıştır. O halde, davacının 24.568,06-TL avans ödemesinden sonra, faturalara konu malların davacıya teslim edildiği ve karşılığında verilen çekler ile mal bedelinin tamamının ödendiği sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 10/07/2019