Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1326 E. 2019/335 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1326
KARAR NO : 2019/335
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2018
NUMARASI : 2017/95 E.- 2018/375 K.
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/03/2019
İlk derece mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, 12/10/2015 tarihinde müvekkili banka hesabından davalının banka hesabına ticari ilişki kurulacağı düşüncesi ile avans olarak 15.000- TL havale yapıldığını, ancak herhangi bir ticari ilişki kurulmaması nedeniyle ihtarname ile ödenen tutarın iadesinin istenildiğini, ancak iade edilmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, davalının icra takibine itirazında taraflar arasında ticari ilişki olmadığını kabul ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, yasal sürede davaya cevap vermemiş, ön inceleme duruşmasında davacı tarafla aralarında ticari ilişki olduğunu, buna ilişkin davanın İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1128 Esas sayılı dosyasında devam etmekte olduğunu, dava konusu ödemenin de taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı tarafın müvekkiline olan borcuna karşılık yapılmış bir ödeme olduğunu, müvekkilinin davacıdan yüklü miktarda alacaklı olduğunu belirterek her iki davanın birleştirilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davalının 08/11/2016 tarihinde temerrüde düşürülmüş olduğu, davalının icra takibinde ticari ilişki bulunmadığı ve sözleşme yapılmadığının kabul edildiği ,davalının davacı vekilinin yokluğunda yapılan ve itirazı ile çelişen savunmasına itibar edilemeyeceği,davacının avans olarak gönderildiğini iddia ettiği 15.000-TL nin iadesi gerektiği gerekçesiyle , davalının İst.Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında 15.000- TL asıl alacak ve 70- TL işlemiş faize yönelik itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak devamına, fazla talebin reddine,hüküm altına alınan 15.070- TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili HMK.’nun 166. maddesi gereği; aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceğini, birleştirme kararının, ikinci davanın açıldığı mahkemece verileceğini ve bu kararın diğer mahkemeyi bağlayacağını, kanun koyucunun, davaların birleştirilmesi için bağlantı bulunmasını gerekli ve yeterli olarak görmüşken, mahkemenin kanuna aykırı bir şekilde davaların birleştirilmesine karar vermediğini, hükmedilen %20 icra inkar tazminatının yersiz olduğunu,icra dosyasına itirazın sebebinin İst.Anadolu 9. ATMnde derdest olan dosyaya ilişkin olmasından kaynaklandığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davalı vekili tarafından birleştirme talep edilen İstanbul Anadolu 9 ATM 2016/1128 E. sayılı dosyasında; davacının …. Nak. İnş. A.Ş. , davalının dosya davalısı olduğu, İst.Anadolu 2016/19301 esas sayılı dosyada toplam bedeli 3.434.741-TL bedelli 10 adet faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu,borçlu tarafından alacağın bir kısmına karşılık alacakları nedeniyle takas mahsup ,bir kısmına da alacağın muaccel olmadığı nedeniyle itiraz edildiği anlaşılmaktadır.HMK 166(1) maddesi uyarınca aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfatta ki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması halinde ,davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir.Davalı aleyhin de davadışı şirket tarafından ticari ilişki nedeniyle düzenlenen 10 adet faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası ile davacı tarafından avans olarak gönderildiği iddia olunan paranın iadesi amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası arasında dava konusu ve taraf birliği sözkonusu olmadığı ,davalar arasında HMK 166 gereği bağlantı bulunduğu kabul edilemeyeceğinden davalı vekilinin birleştirme talebinin hukuka aykırı reddedildiğine ilişkin istinaf nedeni yerinde bulunmamaktadır.Davacı tarafın davalı ile ticari ilişki kurulacağı düşüncesiyle avans olarak davalı hesabına ödeme yapıldığını, ancak ticari ilişki kurulmadığı gibi ödenen avans tutarının iade edilmediğini ileri sürerek icra takibi başlattığı ,davalı tarafın ise itiraz dilekçesinde taraflar arasında ticari ilişki olmadığını, sözleşme yapılmadığını, davacıya borcun olmadığını bildirdiği, davalının davaya yasal sürede cevap vermediği, davacı tarafın yokluğunda yapılan ön inceleme duruşmasında ise taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, buna ilişkin davanın başka bir mahkemede görüldüğünü , ödemenin de bu ticari ilişki nedeniyle borca mahsuben yapıldığını savunduğu anlaşılmaktadır.Kural olarak sebebi gösterilmeyen havalenin mevcut bir borcun ifası amacıyla yapıldığının kabulü gerektiği; ancak itiraz sebebleri gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin , borçlu tarafın icra takibindeki itiraz sebepleri ile bağlı değil ise de itiraz sebepleri ile çelişen ve değişen savunmasınındikkate alınamayacağına yönelik kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır.Davalı vekilinin taraflar arasındaki ticari ilişkiyle ilgili davanın İst. Anadolu 9 ATM 2016/1128 esas sayılı dosyasında görüldüğünü ileri sürmüş ise de davacının bu davanın tarafı olmadığı tesbit edildiğinden , itirazında bildirdiği taraflar arasında ticari ilişki olmadığı yönündeki beyanı nedeniyle davacı tarafça davalıya yapılan ödemenin avans ödemesi olduğu ve iadesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Aynı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne ve alacak likit olmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 1.029,43- TL istinaf karar harcından yatırılan 257,36- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 772,07- TLharcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yargı giderinin davalı üzerinde bırakılmasına.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/03/2019